Tabip Odası Uyardı: Mezarlıklarda Yer Kalmayacak
“Salgın Politikası İflas Etti! İstanbul İçin Acil Kapanma Zamanı” başlıklı bir açıklama yapan İstanbul Tabip Odası, İstanbul için acil kapanma çağrısı yaptı.
“Salgın Politikası İflas Etti! İstanbul İçin Acil Kapanma Zamanı” başlıklı bir açıklama yapan İstanbul Tabip Odası, İstanbul için acil kapanma çağrısı yaptı. Tabip Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Küçükosmanoğlu, "Tedbir alınmazsa bir süre sonra mezarlıklarda yer kalmayacak. 14 gün süreyle zorunlu olmayan üretimin durdurulması, alışveriş merkezlerinin kapatılması, toplumsal hareketliliğin azaltılması salgında etkili olacak" dedi.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, ortak açıklamanın ardından ANKA'ya konuştu.
İstanbul Tabip Odası, İstanbul’da Covid-19 salgınının yayılış hızının endişe verici olduğuna dikkat çekerek İstanbul için acil kapanma çağrısı yaptı. “İstanbul’un sağlık kurumları S.O.S. veriyor ve durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor” tespiti yapan Tabip Odası, hükümetin salgınla mücadele politikasını eleştirdi.
Salgın politikasının bütünüyle iflas ettiğini öne süren Tabip Odası, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ve TÜİK verilerini temel alan çalışmalara dikkati çekerek, İstanbul'da fazladan ölüm sayısının Sağlık Bakkanlığı'nın belirttiğinin üç katı olduğunu öne sürdü. Sağlık Bakanlığı, 25 Ekim günü dahil olmak üzere Covid-19’a bağlı toplam ölüm sayısını 3 bin 253 olarak açıklamıştı. Oysa Bilim Akademisi, dün yayımladığı raporda 12 Mart - 4 Kasım 2020 tarihleri arasında İstanbul’da 2015-2019 ortalamasına kıyasla toplam 8 bin 456 ek ölüm gerçekleştiğini hesaplamıştı.
"AMBULANSLAR HASTALARI TAŞIMAYA YETİŞEMİYOR"
İstanbul Tabip Odası'nın ortak açıklamasında, kentte sağlık sisteminin karşı karşıya kaldığı sorunlar şöyle sıralandı:
"Ambulanslar Covid-19 hastalarını taşımaya yetişemiyor. Hastalar saatlerce sedyelerde bekletiliyor. Hastanelerde mevcut servisler yetmiyor, her gün yeni yeni Covid-19 servisleri açılıyor. Servise yatması gereken birçok hasta yeterli yatak olmadığı için acillerde tutuluyor. Yoğun bakımda yatması gereken birçok hasta acillerde ya da servislerde bekletilip yoğun bakım yataklarının boşalması bekleniyor. Sadece Covid-19 hastaları değil, diğer hastalar da servis, yatak, yoğun bakım sıkıntısı yüzünden sağlık hizmeti alamıyor. Kamu hastaneleri ihtiyaca cevap veremediği için devreye sokulan özel hastaneler Covid-19 hastalarını ancak ücret karşılığında kabul ediyor. Bütünüyle İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmaları vakaların ancak çok az bir bölümüne yetişebiliyor. İstanbul’un sağlık kurumları S.O.S. veriyor ve durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. AKP rejiminin salgın politikası bütünüyle iflas etti."
İSTANBUL TABİP ODASI'NDAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
- Başta şehre giriş-çıkış kısıtlaması, en az SARS-CoV-2’nin kuluçka süresi olan 14 güne kadar toplumsal hareketliliğin azaltılması/sokağa çıkma kısıtlaması, temel/zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak/durduracak önlemler hızla hayata geçirilmelidir.
- Salgınla mücadele hastanelerde değil, sahada kazanılır. Etkin bir filyasyon çalışması için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki Aile Hekimliği-İlçe Sağlık Müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı, Aile Sağlığı Merkezleri hızla bölge tabanlı olarak organize edilmelidir.
- Salgının kontrol altına alınamamasının sorumluluğunu vatandaşlara yıkıp sadece “Maske-Mesafe-Hijyen” tekerlemesiyle pandemiyle başa çıkılamaz. Yapılması gereken, Dünya Sağlık Örgütü’nün başından beri önerdiği gibi çok sayıda test yaparak hastalık tanısı konanlara katı bir izolasyon uygulamak, evde izolasyon koşullarının sağlanamadığı durumlarda yerel yönetimlerle de iş birliği yaparak barınma olanakları sağlamaktır.
- Özel hastanelerin Covid-19 hastalarından para talep etmesine hiçbir şekilde göz yumulamaz. Kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
- Covid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla bekletilemez. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak “pandemi dışı hastaneler” belirlenmeli ve ilan edilmelidir.
- Covid-19 pandemisinin oluşturduğu istihdam ihtiyacı göz önüne alınarak KHK ile ihraç edilmiş ve ataması yapılmayan hekimler/sağlık çalışanları acilen göreve başlatılmalı; aylardır pandemi mücadelesi nedeniyle yorgun düşmüş sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir.
- İzlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli, acilen aklın ve bilimin ışığında açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık yeni bir salgın politikası oluşturulmalıdır. Gelinen vahim durum göstermektedir ki; Türkiye’de salgınla mücadelenin ön koşulu bu zihniyetle mücadeleden geçmektedir.
"İSTANBUL'DA 21, ÜLKE GENELİNDE İSE TOPLAM 62 HEKİM ARKADAŞIMIZI KAYBETTİK"
Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu ise salgınla ilgili şu anda nisan ayından çok daha kötü durum yaşandığını söyledi. Ömeroğlu, "Çünkü hastaların çoğu evde tedavi ediliyorlar. Evdeki hastalar ev içindeki bulaşmaları artırıyor. O dönemde karantina önlemleri vardı. Dönem dönem kapanmalar yapılarak salgının hızı yavaşlatılabiliyordu. Şu anda son hız virüs yayılmaya devam etmekte. Hiçbir önlem alındığını görmüyoruz. Sağlık çalışanları çok yoruldu. Bir kısmını kaybediyoruz. Bugüne kadar İstanbul'da 21, ülke genelinde ise 62 hekim arkadaşımızı kaybettik. Sağlık çalışanları bu sürece yetişmekte zorlanıyor. Bir an önce nisan ayındaki önlemlere dönülmesi gerekiyor" dedi.
"HER GÜN İZMİR DEPREMİ KADAR İNSAN KAYBEDİYORUZ"
İstanbul Tabip Odası'ndan Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, ülke genelinde kaybedilen sağlık çalışanı sayısının 138'e ulaştığını ifade etti. Gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olduğunu tahmin ettiklerini belirten Küçükosmanoğlu, şunları söyledi:
"Yoğun bakım yataklarımız dolu durumda. Özellikle kamu hastanelerinde büyük bir yoğunluk var. Tedbir alınmazsa bir süre sonra mezarlıklar dolacak. Bizim tespitimiz budur. Tedbir alınmasını istiyoruz talep ediyoruz. Zorunlu olmayan üretimin durulması, özellikle alışveriş merkezlerinin kapatılması, toplumsal hareketliliğin azaltılması, 14 gün süreyle bunu uygulamasının salgında etkili olacağını düşünüyoruz. Gerçekten bu iş kanıksanacak bir iş değil. Şu anda günlük 80 ila 90 arasında ölüm vakası bildiriliyor ama biz bunun gerçek rakam olmadığını bunun daha üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşık olarak biz her gün İzmir depremi kadar insan kaybediyoruz."
"SADECE 1,5 SAAT İÇERİSİNDE 25 KORONAVİRÜS CENAZESİ GÖRDÜK"
İstanbul'da koronavirüse yenik düşen işyeri hekimi Dr. Yalçın Özdemir’in oğlu Umut Özdemir, “Babamı kaybettik, anma töreni için Tabipler Odası'na geldik. Büyük bir kederin içerisindeyiz. Onun ötesinde canımız çok acıyor. Neden daha iyi önlemler alınamıyor? Ailecek çok üzgünüz. Babam çok dikkat etmesine rağmen hastalandı. Lütfen herkes çok dikkat etsin. Unutmasınlar, yönetemiyorlar, yönetemedikleri için ölüyoruz. Bu salgın sürecini kendi çabalarımızla geçirebilirsek belki daha kolay atlatabiliriz. Babamın cenazesinin olduğu gün açıklanan koronavirüs sebebiyle vefat eden insan sayısı 78'di. Ancak biz babamın yıkanmasını beklerken geçen yaklaşık 1.5 saatte 25 tane koronavirüs cenazesi gördük. Rakamlar kesinlikle doğruyu yansıtmıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.