TAMPF: Vergiler yabancı yatırımcıları kaçırdı

TAMPF: Vergiler yabancı yatırımcıları kaçırdı

TAMPF Başkanı Alp Önder Özpamukçu: Bu senenin hikâyesi “indirimleri, promosyonları beklemek” oldu. Küçük alışverişler var. Dışarıda yemek yeme azaldı.

Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu, kriz döneminde yurttaşın alışveriş alışkanlıklarının değiştiğini belirterek “Herkes olabildiğince tasarruf edeyim düşüncesinde. Evde daha fazla vakit geçiriyor, dışarıda yemeğe daha az çıkıyor. Eskisi gibi 15 günlük alışverişler yapılmıyor. Promosyon olmadan tüketici teveccüh göstermeme noktasına geldi” dedi.

REEL BÜYÜME YOK

Modern perakendenin 350 milyar TL’lik büyüklüğü ve 950 bin civarında kişiyi istihdam ettiğini anlatan Özpamukçu, bu yılın üçüncü çeyreğinde sadece gıda tarafında büyüme olduğunu ama sektör genelinde reel büyümenin olmadığını vurguladı. Kârlılık düşük olduğu için yeni yatırımın da olmadığını anlatan Özpamukçu, tekrar gündeme gelen Perakende Yasası ile ilgili de “Yeni kanun çıkarmışız, daha bunu yeni uygulamaya sokmuşuz, niye böyle bir ihtiyaç var anlamış değilim” dedi. Sürekli değişen vergiler nedeniyle yabancı firmaların da Türkiye’den gittiğine işaret eden Alp Önder Özpamukçu ile perakende sektörünün sorunlarını konuştuk.

- Perakendeciler açısından 2019 nasıl geçti, bir değerlendirme yapar mısınız? 

2019 üçüncü çeyrek sonu itibarıyla yüzde 5’lik bir ciro büyümesi var. Yüzde 6 reel gıda büyümesi varken yüzde 2 gıda dışı büyüme var. Gıdada yüzde 7’lik metrekare artışı varken, gıda dışında metrekare artışı yok. Yani büyümenin yeni mağaza açılışlarıyla geldiğini görüyoruz. O bakımdan reel büyüme olmadan geçirilen bir yıldı diyebiliriz perakende için. Enflasyondan arındırıldığında açıkçası mağaza yatırımlarıyla gelen bir büyüme görüyoruz. Ama özellikle gıda dışı tarafta ciddi miktarsal azalmalar var.

Ama bu dönemde yüzde 4 istihdam artışı olmuş. Çalışanların çoğu kadın ve gençler. Özellikle genç istihdamdaki anormal sorunlarımızı düşündüğümüzde ne kadar kritik olduğunu dikkate almak lazım. Perakende sektörü ülke istihdamının yüzde 14’ünü ifade ediyor. Bizim modern perakende 350 milyar TL’lik bir pazarı ifade ediyor. Toplam perakendede 2.5 milyon kişi çalışırken bunun yaklaşık 950 bini organize perakendeye ait.

- En fazla daralma hangi alanlarda oldu?

Özellikle konut sektörünün daralmasıyla ev geliştirme tarafında daralma var. Elektronik tarafında daralma görüyorduk. Kozmetik geçen yılki büyümelerinin altında ama yine de büyüme gösteriyor. Derinlik gıda perakendesinde dahi azaldı. İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarını alıyor. 

2020’DEN UMUTLUYUZ

- Faiz oranları da düştü, gelecek dönemde yeni yatırımlar görebilir miyiz?

Yatırım için bütün engeller kalktı diyemem ama faiz oranlarının düşmesi çok önemli bir şey. Faizlerin geçen seneden bu seneki seviyeye gelmesi önemli. 2019 dördüncü çeyrek neticeleri daha iyi, 2020’den daha umutluyuz.

TEMEL İHTİYAÇLAR ALINIYOR

- Kriz dönemlerinde vatandaşların davranış değişikliklerinde ne tür şeyler gözlemlediniz?

Dışarıda yemek işleri azaltılıyor, evde yemek tercih ediliyor. Olabildiğince herkes tasarruf edeyim düşüncesinde. Bu da daha fazla evde vakit geçirme ile ilgili bir noktaya geliyor. Onun dışında küçük, ufak tefek alışverişler, promosyonlu alışverişler öne çıkıyor. Fırsata bakıyor insanlar. Fırsat olduğu zaman alışveriş yapmaya gayret ediyorlar. Bir defa yapalım, 15 gün kullanalım, sonra bir daha alışverişe gidelim yaklaşımı değişiyor. Artık daha sık ve evin temel ihtiyaçlarına yönelik alışverişler yapılıyor. 

- Promosyon ya da indirim mi bekleniyor yani? 

Bu senenin hikâyesi “indirimleri, promosyonları beklemek” oldu. Biz gıda dahil her alanda promosyonlarla sistemin taşındığını gördük. Çünkü promosyon olmadan tüketici teveccüh göstermeme noktasına geldi. Promosyonlara çok duyarlı hale geldi. Promosyonlu satış perakendecilerin satışlarını da artırdı ama bu durum kârlılıkları düşürdü. Zaten son yıllarda kârlar düşüyor. Bu da bir başka tehlikeyi gösteriyor: kârlılık olmazsa yatırım da olmuyor. Özellikle lojistik depo tarafında ciddi eksikler var. Özellikle alışverişin pik yaptığı dönemlerde ciddi sıkıntılar yaşanabiliyor. 

YATIRIM İÇİN KÂR ŞART 

- Kârlılık ne seviyede olursa tekrar yatırıma yöneleceksiniz?

Şu anda çok düşük kârlılıkla çalışıyor perakende. 1, 2, 3, 4’er puanlık kârlılıklar görüyoruz. Bunlar en az 3, 4 puan daha artacak ki yatırıma yönelsin. Sektörün beklentileri de var devletten. Özellikle asgari ücret teşviğinin devam etmesi lazım. Part time çalışma geliştirilmeli. Esnek çalışmayı ülkemize kazandırmalıyız. Eğitim sistemimizle, üretim ve satış sistemlerimizin biraz daha örtüşmesi gerekiyor.

- Yakın zamandaki bir konuşmanızda “perakendeciler olarak çok yorulduk” demiştiniz, neler yordu sizi?

Son 3 yılda tüketici güveninin azalmasıyla cirolarda istenilen yükselmeler yok. Vergiler, maliyet artışları vesaire bunlar sistemi yoran şeyler. Halbuki dünyada perakendecilik anormal şekilde değişiyor. Otomasyon, otonom araçlar, lojistik tarafı, yapay zekâlar, bütün bunların hepsi yatırım gerektiren ve bizim de ülkemize getirmemiz gereken yenilikler...

KANUNLAR SIK SIK DEĞİŞMEMELİ

- Yine gündemde olan bir Perakende Yasası var, ne düşünüyorsunuz?

Bunu kendi aramızda da çok tartıştık, bakanlıklarla da konuştuk, böyle bir konunun şu anda gündemde olmasını da doğru bulmuyoruz. Çünkü daha 2015’te perakende ile ilgili kanun çıktı. Daha yönetmelikleri bile geçen yıl bitti. Tekrar bu konuları tartışmaya açmak Türkiye’de zaten öngörülebilirlikle ilgili yatırım yapmak isteyenlerin kafasında soru işareti olan bir ortamda bu soru işaretlerini artırmaktan başka bir işe yaramaz. Kanunların bu kadar sık değiştirilebilecek bir şey olmaması lazım. Uzun vadeli planlar yapan müesseseler için bunlar doğru tartışmalar değil. Niye böyle bir ihtiyaç var onu da anlamış değilim.

- Bu dönemde plan ya da bütçeleme yaparken en çok hangi alanlarda zorlanıyorsunuz? 

Maliyetler çok arttı, son 3 yılda enerji, personel ve güvenlikle ilgili kaygıların getirdiği maliyetler yükseldi. Maliyetlerin bu kadar arttığı bir zamanda satışların aynı oranda artmadığı bir dönemden geçiyoruz. Öyle olunca da sistem sıkışıyor. Biz plan yaparken yasa gibi konular ve çok çabuk değişen vergiler olmamalı.

Tabii ki kurdaki oynaklık ve faizler önemli bir öngörülemezlik yaratıyor. Bunlar maliyetleri artırdığı için orta, uzun vadeli plan yapmayı zorlaştırıyor. Bir de üzerine kanun, düzenleme, tebliğ, vergi gibi konularda sürekli değişiklik olursa katmerleşiyor meseleler. O yüzden bazı şeyleri daha fazla istişare etmek gerekiyor.

YÜZDE 10 BÜYÜME

- 2020 için neler bekliyorsunuz?

2019 son çeyrekte biraz daha iyi rakamlar gelip büyümeyi biraz artıracağını düşünüyorum. 2020’de enflasyon hedefi tutarsa bizim sektörde en az yüzde 10’luk bir reel büyüme görürüz. Bu büyüme oranı istihdamı direkt toparlamak demek. Cironun büyümesi demek sanayinin, tarımın ürünlerinin satılması ve o firmaların da rahatlaması demek.

- Konkordatolar da arttı, sürer mi?

Tabii ki zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ama yansımalarını bir parça daha yaşayacağız diye düşünüyorum. Ama düşen faiz oranları daha uygun kredilere ulaşabilme imkânı sisteme nefes aldıracak ve orada da bir toparlanma olacak diye bekliyorum.

VERGİLER YABANCI YATIRIMCIYI KAÇIRTTI

- Son yıllarda Türk markaları yurtdışında büyümeye ağırlık verdi, burada büyüme alanı kalmadı mı?

Yurtdışında 5 bin mağaza var. İki türlü bakmak lazım işe, burada markalaşamayanların yurtdışına açılma şansı zaten yok. İkincisi Türkiye’ye gelen markalar da buradan ciddi ihracat yapıyorlar. O yüzden vergiler, şunlar bunlar konurken yabancı markalar da göz önünde bulundurulmalı. O yüzden öngörülebilir serbest ekonomi, bu gelişimin temel anahtarı.

- Müdahale mi var yani serbest ekonomiye?

Öngörülemezlikler var. Ama vergilerden dolayı Türkiye’den giden bir sürü firma oldu. Gümrük vergilerinden özellikle bahçe mobilyalarından hırdavatta önemli gümrük vergileri geldi, bunlar da yabancıların burada satış yapmasını imkânsız hale getirdi. Özellikle bu tür ürünleri satan müesseselerde azalma oldu. Türkiye’de marka azalması var. Bunu reddedemeyiz o yüzden gerçekten kararları iyi bir istişare ile iyi bir araştırmayla, analizle ve öngörülebilirliği çok ön plana alarak vermek lazım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler