"Tarihi Belgeler Işığında Kudüs Ve Mescid-i Aksa" Konulu Panel Düzenlendi

"Tarihi Belgeler Işığında Kudüs Ve Mescid-i Aksa" Konulu Panel Düzenlendi

İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) "Tarihi Belgeler Işığında Kudüs ve Mescid-i Aksa" başlıklı uluslararası panele ev sahipliği yaptı.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği Kudüs ve Filistin İşleri Dairesi, Filistin Devlet Başkanlığı Kudüs Üst Komitesi, Marmara Üniversitesi Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve IRCICA iş birliğinde düzenlenen panel, Cağaloğlu'ndaki IRCICA merkez binasında gerçekleştirildi.

Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın geçmişteki ve bugünkü durumunun yanı sıra uluslararası öneminin, dini, hukuki ve kültürel perspektiflerden tartışıldığı etkinliğe, diplomatik misyon temsilcileri, tarihçiler ve akademisyenler katıldı.

IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç açılışta yaptığı konuşmada, IRCICA'nın Kudüs araştırmalarına dikkati çekerek, "Mescid-i Aksa ve Filistin meselesi İİT'nin gündemindeki öncelikli konulardandır. IRCICA'nın da aynı zamanda öncelikli meselesidir. Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi ve Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması için yaklaşık 50 yıldır bu alanda çalışmalar yapılıyor." dedi.

"Çözümün BM kararlarına uygun olması gerekiyor"

Mescid-i Aksa'ya karşı yapılan hukuksal saldırıların İslam dünyasından tepki çektiğine işaret eden Kılıç, "İşgal uygulamalarına karşı koymak aynı zamanda İİT'nin kuruluş amaçlarından biri. Mescid-i Aksa'nın İslam kimliğinin korunması ve meselenin adil bir çözüme kavuşturulması için çalışmalar yapılıyor. Tabii ki bu çözümün Birleşmiş Milletler kararlarına uygun bir şekilde olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Mahmud Erol Kılıç, IRCICA tarafından incelenen orijinal kaynaklar arasında Osmanlı dönemine ait idari kararnameler, resmi defterler ve tarihi fotoğrafların bulunduğunu, bu bağlamda kapsamlı çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Kudüs ve Filistin ile ilgili geçmişteki tapu, emlak ve defterdarlıkta bulunan bilgi ve verilerin de elektronik ortamda incelenmesine olanak sağladığını belirten Kılıç, örnekler vererek çeşitli çalışmaların çok sayıda araştırmacının da katkısıyla halen devam ettiğini ifade etti.

"Stratejimiz uygulamaya dayalı olmalı"

Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, sempozyumun özellikle Mescid-i Aksa'yı hedef alan tehditlerin artmaya devam ettiği bugünlerde gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Radikal Yahudi gruplar ve bir takım yetkililer tarafından gerçekleştirilen ihlallerin İsrail'de yeni hükümetin de ilan edilmesiyle artmasından endişe ettiklerini dile getiren Mustafa, "Mescid-i Aksa'ya karşı hukuksuz davranışları destekleyen ve düşünceleriyle radikalizmi benimseyen isimler de olacak. Biz Müslümanlar buna hazır olmamız gerekiyor. Bu olağanüstü durum da sempozyumun önemini arttırıyor." şeklinde konuştu.

Mescid-i Aksa'nın hem zamanlama hem de mekan olarak bölünmesinin planlandığını, bunun büyük bir tehdit olduğunu ifade eden Mustafa, şunları kaydetti:

"Bu sempozyumu özellikle bu nedenle çok önemli buluyorum. Mescid-i Aksa'nın tarihi bilgiler ışığında ele alınacağı oturumlar ve sunulan entelektüel tebliğler neticesinde umuyorum ki İslam ümmeti olarak tehlikelere karşı koymamızın bir vizyonu belirlenmiş olsun. Aynı zamanda stratejimizin uygulamaya dayalı olması gerekiyor."

İİT Kudüs ve Filistin İşleri Dairesi Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Samir Bakr Diab, sempozyumun Kudüs'ün tarihi ve coğrafi konumunun korunmasına yardımcı olmasını temenni ettiğini söyledi.

Kudüs'te çok tehlikeli bir dönemeçten geçildiğini vurgulayan Diab, "Çünkü işgalci kuvvetlerin çok ciddi çalışmaları, agresif bir tutumu var ve burada Kudüs'ün konumu alaşağı etmeye çalışılıyor. İşgal ve yeni yerleşim yerleri yapmak için politik bir şekilde sürekli ilerleniyor." ifadesini kullandı.

Diab, sistematik bir şekilde Filistinlilerin evlerinden ve yaşadığı mahallelerden tehcir edilmeye çalışıldığını, bunun uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunu, Pakistan'daki Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda da Filistin Devleti tarafından hukuku korunan Kudüs'ün İslami ve Arap kimliğine işaret edildiğini anlattı.

"Kudüs Filistin'in başkenti, Mescid-i Aksa Filistin'in bir parçasıdır"

Filistin Devlet Başkanlığı Kudüs Yüksek Komitesi Genel Sekreteri Mutasem Tayem, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yapılan bu çabaları ve çalışmalarını değerli bulduğunu belirterek, "Kudüs, Filistin'in başkentidir. Müslümanların ve Hristiyanların kutsalı olan Mescid-i Aksa da tabii ki Filistin'in bir parçasıdır." dedi.

İsrail yönetiminin müebbet hapse mahkum ettiği ve "tıbbi ihmal" sonucu hayatını kaybettiği açıklanan kanser hastası Filistinli Nasır Ebu Hamid'in vefat haberinden duydukları üzüntüyü dile getiren Tayem, "Esir, yaralı, gazi ve kanser hastasıydı. İki kanserle birden boğuşuyordu, biri işgal kanseri diğeri de hastalık kanseri. Kanser hastalığı sonucunda vefat etti ve şu ana kadar naaşı ailesine teslim edilmedi. Yüzlerce Filistinlinin naaşları da şu ana kadar morglarda tutuluyor." değerlendirmesini yaptı.

İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Nebil Dabur da Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın önemli bir dönemeçten geçtiğini söyledi.

İİT'nin de Mescid-i Aksa'ya yapılanlara karşı bir yanıt olarak kurulduğunu ifade eden Dabur, "SESRIC ve IRCICA, dost ülke Türkiye'de çalışmalarımızı yaparken kesinlikle Filistin, Mescid-i Aksa, İslam ve Kudüs davasından geri durmayacağız. Çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde ilerleteceğiz." dedi.

"Kudüs'e dair araştırmalar nicelik ve nitelik olarak artıyor"

Marmara Üniversitesi Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Taşpınar ise IRCICA ile birlikte uluslararası akademik bir toplantının ve çalışmanın organizasyonunda yer almaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Kudüs'ün muhteşem tarihi, eşsiz kültür mirası, sayısız araştırmalara, makalelere ve kitaplara konu olmuş müstesna bir şehir olduğuna işaret eden Taşpınar, "Kudüs'e dair dünyadaki bilimsel araştırmaların ve yayınların her yıl kümülatif olarak artması ve aynı zamanda çeşitlenmesi, bilim alemine sunulan bu araştırmaların şüphesiz yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmakta." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Taşpınar, Kudüs'ün Osmanlı'dan bugüne üniversitelerde pek çok araştırmanın konusu olduğunu ve düzenli olarak çeşitli etkinliklerin yapılmaya devam ettiğini söyledi.

Üniversitelerde Kudüs ile ilgili yapılan çalışmaların sayılarına ilişkin bilgiler veren Taşpınar, "Kudüs'e dair yapılan araştırmaların özellikle yıllar bazında artarak devam eden bir çizgi takip ettiğini düşünecek olursak, Kudüs konusunun Türkiye akademi camiasının araştırma merceğinde daha fazla yer aldığını söylemek mümkündür. Özellikle bir yandan Türkiye arşivlerindeki bilgileri değerlendirebilecek, diğer yandan bu alanda dünyada yapılan araştırmaları takip edebilecek bilim adamlarının sayısının artmasının, Kudüs'e dair yapılan araştırmaların hem nicelik hem de nitelik olarak gözle görülür bir artışa sebep olduğunu belirtmemiz gerekiyor." diye konuştu.

"Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif'in Mülkiyet Belgeleri" başlıklı belgeselin de gösterildiği etkinlik kapsamında ayrıca "Osmanlı Arşiv Belgelerinde ve IRCICA Fotoğraf Arşivlerinde Mescid-i Aksa" isimli sergi de izlenime açıldı.

Katılımcılar sergiyi gezerek, akademisyen ve araştırmacılardan belge ve fotoğraflara ilişkin bilgi aldı.

Açılışın ardından panel, Ahmed Rwaidy, Fazıl Bayat, Imad Abu Kishek, Alaattin Dolu, Yasemin Avcı, İsmail Taşpınar, Basel al-Jabari, Berdal Aral, Yusuf Natsheh ve Eldar Hasanoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı oturumlarla devam etti.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler