TEMA Ankara’da İklim Değişikliği ve Kentlerde Su Yönetimi Konferansı Yapıldı
SPD Başkanı ve TEMA Bilim Kurulu Üyesi Dursun Yıldız: Kentlerimizin su yönetimlerinin sorunları ele alınmalı, Su Yönetimi paradigması değişmeli !”
25 Büyükşehirde borç nedeniyle abonlerin ortalama %7’sinin suyu kesik. Bu sayı 5 kişilik hane halkı sayısı ile yaklaşık 8,5 milyon kişiye karşılık geliyor.
5 Şubat 2020 tarihinde TEMA Ankara Şubesi tarafından düzenlenen konferansta Su Politikaları Derneği Başkanı ve TEMA Bilim Kurulu Üyesi Dursun Yıldız konuştu. Konuşmasında İklim değişikliği ve Kentlerde Su Yönetimi ilişkisini ele alan Yıldız, Dünyada ve Türkiye’de kentlere olan göçün hızlandığını ve 2050 yılında dünya nüfusunun % 70’inin kentlerde yaşayacağını belirtti.
Bu durumun iklim değişikliği etkileri ile birlikte kentlerin su yönetimleri üzerinde büyük baskılar oluşturacağını belirten Yıldız bunun için dünyada bazı metropollerin biraraya gelerek birliktelikler oluşturduklarını söyledi
Konuşmasında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından 2016 yılında yayınlanan İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Raporu ve SU Enstitüsü tarafından yayınlanan Büyükşehir Su ve Kanalizasyon İdareleri arasında Mukayeseli Değerlendirme Çalışması -Mart 2019 raporunun sonuçlarını ele alan Yıldız iklim değişikliği etkisi altındaki Büyükşehirlerdeki Kentsel Su Yönetimlerinin karşılaşabilecekleri sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi.
Paradigma Değişmeli
Kentlerde öncelikle mevcut suyun en verimli şekilde kullanılması gerektiğine dikkat çeken Yıldız bunun için su yönetimi kurumsal yapısı ve yönetim anlayışında Paradigma’nın değişmesi gerektiğini söyledi.
Kentlerin yenilikçi su yönetimiş anlayışında daha küçük ölçekli projelerde suyun çevrimiçi kullanımına yönelik yaklaşımlar yer alıyor,yağmur suyu hasatı,arıtılmış atık su kullanımı ve katılımcı su yönetimi öne çıkıyor diyen Yıldız Dijital,Su,Döngüsel Yönetim,Akıllı,Su Dostu Kentler gibi kavramlardan da söz etti
Yeraltısuyuna Dikkat
Gelecek 20 yıl içinde iklim değişikliğinden hem yüzey hem de yeraltısularımızın etkileneceğini belirten Yıldız özellikle yeraltısularımızın korunması konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini ifade etti.
Büyükeşhirlerimizden 4 ‘ünde içme ve kullanma suyunun tümünün sadece yeraltısuyundan karşılandığını belirten Yıldız yayınlanan proje raporlarında gelecek 20 yıl içinde yeraltısuyu rezervlerinde düşüş ve kalite sorunlarında artış beklendiğini ifade etti.
Büyükşehirlerimizde faturalandırılmamış izinli su tüketimi,kaçak su kullanımı ve fiziki kayıplardan oluşan gelir getirmeyen su oranının ortalama %42 olduğunu belirten Yıldız bu durumun sürdürülebilir olmadığını iddia etti. SU-EN’in Mukayeseli Değerlendirme Çalışması raporunda, Ortalama izinli tüketilen 1 m3 içme suyu başına toplam bütçe ve faaliyet giderlerinin sırasıyla 7.4 ve 5.4 TL/m3 olarak yer aldığını belirten Yıldız, bu maliyette %42 oranında gelir getirmeyen suyun maliyetinin de etkili olduğunu ifade etti.
Suya Ulaşım Bir İnsan Hakkıdır
2019 yılında yayınlanan SU EN ‘in Mukayeseli Değerlendirme Çalışması Raporunda 25 Büyükşehirde borç nedeniyle abonlerin ortalama %7’sinin suyunun kesik olduğu yer alıyor. Bunu 5 kişilik hane halkı sayısı ile çarparsak yaklaşık 8,5 milyon kişiye karşılık gelir diyen Yıldız Su bir insan hakkıdır ,bu nedenle kamu hizmeti olarak verilmeldir bu da toplumcu ama gerçekçi su yönetimi politikalarıyla başarılabilir dedi.
Gri Su ve Arıtılmış Atık Su Kullanımı
Kentlerimizin su yönetiminin öncelikle yenilikçi ve katılımcı politikalara açık olması gerektiğini belirten Yıldız böylece mevcut suyun en verimli şekilde yönetilebileceğini ve iklim değişikliği etkilerine uyum hazırlıklarının yapılabileceğini ileri sürdü. Yağmur suyu,Gri su ve arıtılmış atık su kullanımı için kentsel dönüşümün önemli bir fırsat yarattığını belirten Yıldız bu dönüşüm içinde bu suların kullanımına yönelik pilot proje uygulamaları yapılmalı dedi.
Konferansının sonunda, su kullanıcılarının suyu verimli kullanma konusunda kendi yakın çevrelerinde toplumsal bilinç yaratılması için gönüllü olmaları gerektiğini ,su yönetiminda katılımcılığı savunmaları gerektiğini belirten Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü;
30 Büyükşehirimizdeki Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlükleri 25 Milyon abone ile yaklaşık 65 milyon kişiye hizmet götürüyor. Bu nedenle çok önemli bir görev ifa ediyorlar. Ancak üzerlerinde mali ve kurumsal yapıdaki sorunlarının yanısıra bir de iklim değişikliği baskısı oluşuyor.
Bunların yanısıra 2014 yılında Türkiyedeki köy sayısının yaklaşık yarısı olan 16 220 köy ve 1580 belde mahalle oldu ve Büyükşehirlerin su yönetimlerinin görev ve sorumluluk alanlarına girdi. Bu da Büyükşehirlerin su yönetimlerine çok büyük ilave yük getirdi. Bu nedenle Büyükşehirlerin Genel Bütçe ve vergi gelirlerinden aldıkları payın arttırılması ve su yönetimi faaliyetlerinin merkezi yapı tarafından desteklenmesi zorunlu diyen Dursun Yıldız aşağıdaki önerileri getirerek konuşmasını tamamladı;
Büyükşehirlerimizde Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlükleri;
• Güçlendirilmiş bir kurumsal yapıya sahip
• Riski Yönetmeye hazırlıklı,
• Dinamik Planlamayı önemseyen,
• Akıllı kentlerde su yönetimi için veri altyapısını güçlendiren
• Popülist anlayıştan uzak
• Gerçekçi toplumcu bir anlayışa sahip
• Katılımcı yönetim anlayışına açık olarak yeniden yapılandırılmalı ve desteklenmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.