THE WASHINGTON TIMES: S-400 FÜZE SAVUNMA SİSTEMLERİ NATO'NUN VARLIĞINI TEHDİT EDİYOR
The Washington Times gazetesi, bunun Erdoğan’ın ‘kaotik’ davranışlarını ortaya koymak ve NATO müttefikleri arasında neden olmakla kalmayıp aynı zamanda ‘ittifakın varlığı için de tehdit oluşturduğunu’ ifade etti.
Gazete, Türkiye'nin Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini satın almaya yönelik kararlı çabasının, ‘tarihin en başarılı ittifakının' ciddi iç problemlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde ‘NATO'nun varlığı için tehdit' oluşturduğunu ileri sürdü.
Makalede ayrıca Türkiye'nin, ‘şimdiye kadar bunun sonuçları olmayacağına inandığı için' Amerikalıların savunma giderlerinin arttırılması için yaptığı tüm çağrılarını uzun süredir göz ardı ettiği ifade edildi.
Yazıya göre Washington ile Ankara arasındaki gerilim bugün şiddetle hissediliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, S-400 sistemlerinin yanı sıra yine Rusya'nın ürettiği S-500 sistemlerini kullanma perspektiflerinden de bahsediyor ve bu tür eğilimler elbette ki Amerika'nın hoşuna gitmiyor.
Erdoğan hükümetinin, Washington'un Rus sistemlerinin satın alınması durumunda daha önce söz verdiği F-35 avcı uçaklarını satmayacağı yönündeki tehdidine hiçbir şekilde tepki vermediğini hatırlatan gazete, ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı'nın daha önce Türk ordusuna 3.5 milyar dolar değerindeki Patriot sistemlerinin olası satışı ile ilgili anlaşmaya da yeşil ışık yaktığını, üstelik Ankara'nın her şeye rağmen F-35'lerin önümüzdeki kasımda teslim edilmesini beklediğini vurguladı.
Türkiye'nin ABD ile özel bir anlaşmayla yaptırım altında bulunan İran petrolünü yeniden almaya başladığı belirtilen yazıda, ancak Amerikalı ve Batı Avrupalı silah tedarikçileriyle sıkı bağı olan bir NATO ülkesinin Rus silahlarını satın alması ‘benzeri görülmemiş' bir olay olarak nitelendirildi.
Gazeteye göre bu durum, bir taraftan Batı ile ilişkilerini korumaya çalışan, diğer taraftan da kendi bölgesindeki aşırıcılık yanlısı İslami örgütlerle yakınlaşan Türkiye liderinin uluslararası arenadaki ‘kaotik davranışlarını' ortaya koyan bir örnek daha teşkil ediyor.
Ankara'nın 1960'lardan bu yana Brüksel'in partneri olmasına rağmen hala tam üyelik alamadığına, Avrupa Parlamentosu'nunsa (AP) bu hafta Türkiye'nin AB üyelik sürecini resmen durdurduğuna dikkat çeken gazete, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın bu haberi ‘boşladığını' ve mayıstaki seçimlerden sonra belli olacak AP'nin yeni yeni üyelerini beklediğini açıkladı.
Ankara'nın, Avrupa'da gittikçe popüler olan aşırı sağ hareketlerin Türkiye'ye ve kültürüne karşı önyargılı olmasından şikâyet ettiği belirtilen makalede, aynı zamanda Türkiye'nin, kendisinin yaptığı birçok şeyin Batı'nın onun bir müttefik olarak güvenilirliğinden şüphe etmesine neden olduğunun pekte farkında olmadığı ileri sürüldü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.