Ticaret Bakanlığı Dtö'nün Türk Çeliğine Yönelik Kararını Değerlendirdi
Ticaret Bakanlığı, Dünya Ticaret Örgütünün ABD'nin çelik ve alüminyum ürünlerinde uyguladığı ilave gümrük vergilerine karşı açılan davada Türkiye lehine verdiği kararın, önleme tabi tutulan tüm üyeler için kazanım niteliği taşıdığını bildirdi
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına 2018'de getirdiği ek vergilere karşı Türkiye’nin DTÖ'ye açtığı davada kurulan Panel, Türkiye’nin tezlerini destekledi. Panel, ABD’nin yürürlüğe koyduğu ek vergilerin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olduğuna hükmetti ve ABD’nin ek vergileri kaldırmasını istedi.
Panel kararı 9 Aralık'ta tüm DTÖ üyeleriyle paylaşıldı. ABD tarafından çelik ve alüminyum ithalatında uygulanan ek vergiler aleyhine Çin, Norveç ve İsviçre tarafından açılan davalarda da anılan ülkelerin haklı bulunduğuna ilişkin Panel kararları, Türkiye lehine kararla aynı günde DTÖ üyelerine duyuruldu.
Söz konusu davada, ABD ek vergi düzenlemesini ulusal güvenlik gerekçesi altında savundu.
Türkiye, işaret edilen Gümrük Vergileri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın (GATT 1994) savaş hali gibi olağanüstü durumlarda uygulanan bir madde olduğunu ortaya koydu ve ABD’nin uygulamaya koyduğu ek vergilerin aslında yerli üretimi ithalat artışından korumaya yönelik bir uygulama olduğunu açıkladı ve Korunma Önlemleri Anlaşması ile ilişkilendirdi.
Nihai rapor ile Panel, ABD’nin çeşitli çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ek vergilerin ABD’nin iddia ettiğinin aksine, ulusal güvenlik istisnası altında savunulamayacağını ortaya koydu.
Karar, ABD’nin süreç içinde, Avustralya, Güney Kore, Brezilya ile Arjantin, Kanada ve Meksika’yı da bir şekilde uygulamadan muaf tutmasını GATT 1994’ün temel prensibi olan ve üye ülkeler arasında ayrım yapılmasını engellemeye yönelik, En Çok Kayrılan Ülke (MFN) prensibine de aykırı buldu.
Panel, Türkiye'nin iddialarını kabul etti ve ABD’nin ek vergi uygulamasının hukuksuz bir uygulama olduğunu tescil etti. Bu kararla ileriye yönelik olarak ülkelerin ulusal güvenlik iddiasını geniş yorumlayarak korumacı önlemler almasının önüne geçilmesi sağlandı. Davanın sonuçları, sadece Türkiye değil halihazırda önleme tabi tutulan tüm üyeler için de bir kazanım niteliği taşırken, bu karar sonrası Türkiye, korumacı ve uluslararası kurallara aykırı uygulamaların arttığı bir dönemde kurucu üyesi olduğu DTÖ’nün mekanizmaları içinde kalarak haklılığını ortaya koydu ve bir içtihat oluşmasına katkıda bulundu.
"ABD'nin yaklaşımı sisteme zarar veriyor"
ABD tarafından yapılan açıklamalarda uygulamadan vazgeçilmeyeceğinin ifade edildiğine yer verilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Bu çerçevede, Panel Raporu’nun ABD tarafından DTÖ’nün temyiz sürecine götürüleceği ve ABD’nin kararın onaylanmasını engelleyeceği düşünülmektedir. Hatırlanacağı üzere temyiz organı üyelik seçimleri de ABD tarafından engellenmektedir. Gelinen aşamada ABD’nin bu yaklaşımıyla çok taraflı sisteme de zarar verdiği düşünülmektedir. Özellikle kazanılan davaların bir nevi boşluğa temyiz edilmesi öte yandan temyiz organının süresiz işlevsizliğe mahkum edilmesi sistemin güvenilirliğini zedelemektedir. Bundan sonraki aşamada, Panel kararının eksiksiz uygulanması yönünde DTÖ nezdinde ve ABD ile ikili ilişkilerimiz çerçevesinde, konunun sistem açısından önemi de vurgulanmak suretiyle gerekli takip yapılacaktır. Bu konuda Hindistan, Çin, İsviçre ve Norveç gibi ülkelerin de benzer tutum içinde olacakları düşünülmektedir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.