Koç'un, 20 yıl önce Tiflis'ten aldığı cam obje ile antikaya olan merakı arttı. Türkiye'nin çeşitli illerindeki müzayedelere katılan Koç, çok sayıda ürün satın aldı.

Evinde ve eşinin iş yerinde artık objeleri koyacak yer bulamayan 57 yaşındaki Koç, bir süre önce açtığı kafesinin bir bölümünde ürünleri sergilemeye başladı.

Nuray Koç, AA muhabirine, anısı olan eski eşyaları saklamayı sevdiğini söyledi.

Koç, yıllar önce Tiflis'ten aldığı ürünü arkadaşlarının çok sevdiğini ve "Bize de al, getir, sat" diyerek kendisini teşvik ettiklerini belirterek, "Bir, iki derken aldık, çoğaldı. Antika sevgisini eşime ve çocuklarıma da aşıladım, onlar da bu işi çok seviyorlar. Bu mekan benim hayalimdi, hayalimi gerçekleştirdim. Çocuklarımla birlikte burayı işletiyoruz. Sürekli ürün alıyorum, satmaya taraftar değilim ama çocuklarım bu işi bir şekilde sürdürebilmek adına antikaların satışını da yapıyorlar." dedi.

Yurt dışından aldığı 100 yıllık ürünlerin de bulunduğunu dile getiren Koç, "Mağazalarımızda, dükkanlarımızda da var. İnsanlar buraya geliyorlar, fotoğraf çekiliyor, sosyal medyalarında paylaşıyorlar, arkadaşlarına tavsiye ediyorlar." diye konuştu.

Kafede, eski radyolar, Fransız ve İngiliz menşeli saatler, dolaplar, gramofon, tabaklar, taş bebekler gibi çok sayıda ürün olduğunu aktaran Koç, "Kafemizde müşterilerimize çay ve kahve ya da serpme kahvaltıları, antika tabaklarla servis ediyoruz, onların da çok hoşuna gidiyor. Servis yaptığımız fincanı ya da tabağı satın alabiliyorlar. İnsanların gelip burayı görmelerini istiyorum." ifadesini kullandı.

Kafede 1700 parça ürün bulunuyor

Nuray Koç'un oğlu Buğra Koç da kafede 1700 parça ürün olduğunu kaydederek, "Ciddi anlamda elimizde stok bulunuyor. Yurt dışından sürekli ürün getiriyoruz. İnsanlara antikayı sevdirmek istiyoruz. Zaten seven çok insan var. Biz biraz daha olayı farklı bir yöne çekmek istiyoruz. İnşallah başarırız." dedi.

Antikaların arasında insanların kendilerini geçmişte hissettiklerinin altını çizen Koç, "Antikalar arasında 1800'lü yıllardan günümüze kadar gelen ürünler var. Babaannelerinin, dedelerinin ya da büyüklerinin evlerinde gördükleri 50, 100 veya 250 yıllık ürünleri burada görünce insanlar geçmişe dönüyorlar." değerlendirmesinde bulundu.