Trump’ın Hain Planı
The Atlantic’te kaleme alınan analize göre Trump’ın adayları konusunda Senato’da zorluklar yaşayabileceği vurgulanırken, uygulayabileceği planlar da tartışmalı "hain bir strateji" olarak değerlendirdi.
The Atlantic’te kaleme alınan analize göre Trump’ın adayları konusunda Senato’da zorluklar yaşayabileceği vurgulanırken, uygulayabileceği planlar da tartışmalı "hain bir strateji" olarak değerlendirdi.
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 20 Ocak’ta görevi devralmadan önce Kongre üzerindeki gücünü geçtiğimiz hafta göstermeye çalıştı. Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın, federal hükümetin cuma gününe kadar çalışmaya devam etmesini öngören ilk teklifini reddettikten sonra Trump, ağırlığını açıkça ortaya koyarak geçici harcama tasarısını engelledi. Ancak Temsilciler Meclisi ve Senato, Trump’ın borç limitinin uzatılması ya da sonlandırılması talebini içermeyen alternatif bir harcama planını kabul etti.
Senato Cumhuriyetçileri, Trump’ın Adalet Bakanlığı için ilk tercihi olan Matt Gaetz’i desteklemeyeceklerini açıklayarak Trump’a büyük bir darbe vurdu. Bu gelişme, Kongre’deki Cumhuriyetçi Parti’nin üst kademe üyelerinin Trump ile uyumlu olmadıklarını ve yeni dönemde de uyum göstermeyeceklerini açıkça ortaya koydu.
TRUMP’TAN CUMHURİYETÇİ KONGRE ÜYELERİNE BASKI
20 Ocak’tan sonra, seçilmiş Başkan Trump’ın adaylarının onay süreci Senato’nun önüne gelecek. Ancak Trump’ın bazı adaylarının, özellikle Adalet Bakanlığı için Matt Gaetz gibi isimlerin, Senato’dan dönme ihtimali parti içinde tansiyonu yükseltiyor.
"Trump ne yapabilir?" sorusuna yanıt arayanlar için geçtiğimiz günlerde The Atlantic’te Thomas P. Schmidt tarafından ele alınan bir analiz dikkat çekti. Schmidt, Trump’ın uygulayabileceği yaratıcı ancak tartışmalı bir planı "hain bir strateji" olarak değerlendirdi. Yazıda, Trump’ın adayları konusunda Senato’da zorluklar yaşayabileceği belirtilirken, Trump’ın bu tür sıkıntıları aşmak için geçmiş deneyimlerinden ders çıkararak yeni yollar aradığı ifade ediliyor.
Trump’ın iş dünyasındaki zekâsı ve Beyaz Saray’daki ilk döneminde yaşadığı zorluklardan aldığı dersler, onun artık daha stratejik adımlar atacağını düşündürüyor. Ancak bu adımlar, gelenekleri ve kuralları zorlayabilir.
TRUMP SENATO’YU BY-PASS EDEBİLİR Mİ?
Tam da bu noktada, The Atlantic yazarı Schmidt, Trump’ın adaylarının Senato’dan gelen eleştiriler nedeniyle onay sürecini nasıl değiştirebileceğini tartışıyor. Schmidt, Trump’ın Senato’yu by-pass etmeyi planladığını ve bunun için çeşitli stratejiler geliştirdiğini öne sürüyor.
Mevcut Anayasa’ya bakıldığında, Senato’nun devre dışı bırakılması pek olası görünmüyor. Ancak Trump’ın bu konuda bir yol bulabileceği ihtimali göz ardı edilmiyor. Trump’ın bu hamleleri, liyakat sistemine zarar verebilir ve denetim mekanizmalarını zayıflatabilir. Bu durum hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler içinde endişelere yol açıyor.
Schmidt, Senato’nun başkanın adaylarını onaylama sürecinin zaman alacağını ve bu süreçte çeşitli denge-denetim mekanizmalarının devreye girdiğini belirtiyor. Geçmişte bir yargıcın şu sözleri hatırlatılıyor: “Denge ve denetleme mekanizmaları etkinliği artırmak için değil, keyfi güç kullanımını engellemek için vardır. Anayasa’nın amacı sürtüşmeleri önlemek değil, halkı otokrasiden korumaktır.”
Schmidt’e göre, Trump’ın çevresindeki bazı isimler ona Senato onay sürecini aşmak için iki yol öneriyor. İlk plan, Trump’ın göreve başlamasından kısa süre sonra Senato’nun tatile çıkarılması. Bu durum, Trump’a "ara atamalar" yapma yetkisi tanıyabilir. Ancak bu yöntem, yalnızca acil durumlarda geçerli ve anayasal olarak tartışmalı bir çözüm olarak değerlendiriliyor.
ABD Anayasası’na göre, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun birbirlerinin onayı olmadan üç günden fazla tatile çıkması yasak. Bu nedenle, Trump’ın bu planı hayata geçirebilmesi için her iki meclisin uyumlu olması gerekiyor. Ancak şu anki şartlar altında bu pek mümkün görünmüyor.
TRUMP’IN PLANI VE ANAYASA’NIN ENGELİ
Trump yönetimi, Senato’nun onay yetkisini aşmak için Temsilciler Meclisi’nin tatile girmesini ve başkanın "ara atamalar" yapmasını önermişti. Ancak bu, anayasal bir yetkinin kötüye kullanılması olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, Senato’nun onayının normal şartlarda zorunlu olduğunu vurguluyor.
Trump’ın bu planını uygulamak için önündeki en büyük engel yine Anayasa gibi görünüyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğu Trump tarafından atanmış olsa bile, bu tür bir planın hukuki olarak reddedilme ihtimali yüksek. Ancak Trump’ın alışılmışın dışında stratejiler geliştirdiği biliniyor ve bu süreçte yeni sürprizler yaşanabilir. Trump’ın Kongre üzerindeki etkisi ve Senato ile yaşadığı çekişmeler, sadece ABD siyaseti için değil, Amerikan Anayasası’nın işleyişi açısından da önemli bir sınav niteliğinde. Trump’ın Senato’yu bypass etme çabaları, demokratik denetim mekanizmalarını zorlayabilir ve siyasi çatışmaları derinleştirebilir. Ancak bu planın hayata geçip geçmeyeceği hem Kongre’nin hem de kamuoyunun tepkisine bağlı olarak şekillenecek.
Bir şey kesin ‘’Trump’ın planları varsa, kokusu yakında çıkacaktır.’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.