Trump, Beyaz Saray'a davet ettiği AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 13 Kasım'da ağırlayacağını açıkladığı tweetlerinde 'bitmek bilmeyen savaşları bitirin' (End the endless wars) etiketini de kullandı.

Dün Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna harekat hazırlıklarıyla ilgili açıklamalarında "Limiti aşarsan ekonomini yok ederim" tehdidinde bulunmuş olan Trump, bu kez şunları yazdı:

Pek çok insan Türkiye'nin ABD'nin büyük ticaret ortağı olduğunu, aslında bizim F-35 savaş jetlerinin gövdesindeki çelik çerçeveyi yaptığını unutuyor.

Onlarla iş yapması, muhatap olması iyi olmuştur; (Suriye'nin) İdlib vilayetinde pek çok canın kurtarılmasında bana yardım ettiler.

Daha hapis yatacağı uzun yıllar bulunan Pastor Brunson'ı ​talebim üzerine çok sağlıklı biçimde geri gönderdiler.

Şunu da hatırlayın, burası önemli, Türkiye NATO'da itibarı olan önemli bir üye. (Erdoğan) 13 Kasım'da benim misafirim olarak ABD'ye geliyor.

Bunları Washington'da en çok tepki çeken 'Kürtleri kaderine terk etme'​ meselesine değinen tweetleri izlerken yine Türkiye'ye 'ekonomiyi yok etme' tehdidini yöneltti:

Suriye'den ayrılma sürecinde olabiliriz, ama özel bir halk ve harika savaşçılar olan Kürtleri asla yüzüstü bırakmadık.

Aynı şekilde NATO ve ticaret ortağı Türkiye ile ilişkimiz çok iyi olagelmiştir. Türkiye'nin halihazırda kalabalık Kürt nüfusu var.

Ve bizim Suriye'nin o kesiminde sadece 50 askerimizin kalması ve onların da yer değiştirmesine rağmen Türkiye'nin gereksiz bir savaşının ekonomilerini ve kendilerinin çok kırılgan para birimini mahvedeceğini tümüyle anlıyorlar. Biz Kürtlere mali olarak ve silahlarla yardım ediyoruz.