TÜBA'dan yapılan açıklamaya göre Hacettepe Üniversitesi ev sahipliğinde yapılacak sempozyuma, akademisyenler, diplomatlar, bölgesel kuruluşların temsilcileri, bilim insanları ve araştırmacılar katılacak.

İki gün sürmesi planlanan sempozyum, dünyanın karşı karşıya olduğu zorlukların üstesinden gelme konusunda bilim diplomasisinin gücünü keşfetmek ve bir yol haritası oluşturmak amacını taşıyor.

Beş oturumda gerçekleştirilecek ve dünyanın farklı ülkelerinden 30'a yakın bilim insanının katkı sunacağı sempozyumun açılış konuşmasını American Association for Advancement of Science Bilim Diplomasisi Merkezinden Dr. William Colglazier ile Birmingham City University'den Prof. Dr. Hüseyin Şeker yapacak.

"Sempozyum, küresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunacak"

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Kovid-19 salgını, iklim değişikliği, göç, hava ve çevre kirliliği gibi küresel sorunlarda uluslararası işbirliğinin önemine işaret etti.

Bilim diplomasisinin siyasi ayrımları aşarak işbirlikçi çabaları teşvik etmek için öncü bir görevi yerine getirdiğini bildiren Şeker, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek ve herkes için daha iyi bir gelecek sağlamak amacıyla yenilikçi çözümler ve politikalar geliştirebilmenin bilimsel diyalog ve ortaklıklar aracılığıyla mümkün olduğunu ifade etti.

Şeker, bilimin barış, güvenlik ve refahı destekleme açısından sempozyumun önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Sempozyum, bilgi ve kaynak alışverişini kolaylaştırmak, zamanın karmaşık ve birbirine bağlı zorluklarının çözümünde disiplinler arası ve uluslararası ağların önemini vurgulamak üzere programlandı. Sempozyumda ortaya konulacak olan bilgi ve birikim, ulusal inovasyon sistemlerinin güçlendirilmesine, küresel sürdürülebilirlik hedeflerinin ilerletilmesine katkıda bulunacak."

TÜBA Asli Üyesi ve AASSA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev de sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin konuların son 40 yılda önemli tartışma konusu haline geldiğini bildirdi.

İnsan nüfusunun artması, toplumlar arası eşitsiz gelişme, salgın hastalıklar, pandemiler, savaşlar, büyük insan gruplarının yer değiştirmeleri ve kaynakların sınırlılığı nedeniyle oluşan büyük bozulmaların sürdürülebilirliği acil hale getirdiğini belirten Yurdusev, "Bu sorunlar hukuki-siyasi sınırları aştığı için küresel bir seferberlik ve işbirliği içinde mücadele etmek zorundayız. Bu nedenle de bilim akademileri tarafından yürütülen bilim diplomasisi sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlayacaktır." ifadesini kullandı.