Tüketici Güven Endeksi Son 3 Yılın En İyi Eylül Değerini Aldı
Mevcut ekonomik beklentileri aktaran, gelecek döneme ilişkin öngörülerin şekillenmesine yardımcı olan Tüketici Güven Endeksi, son 3 yılın en iyi eylül ayı değerine ulaşırken, uzmanlar bu durumun ekonomideki canlanmayı ortaya koyduğunu vurguluyor
İSTANBUL (AA) - Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış Tüketici Güven Endeksi, eylülde yükseliş kaydederek ekonomik gidişata ilişkin iyimser beklentileri destekledi.
Yıla 81,4 seviyelerinden başlayan Tüketici Güven Endeksi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ortaya çıkan belirsizliklerle nisan ayında 78,1 seviyelerine kadar geriledi. Bu dönemden sonra dalgalı bir seyir izleyen endeks, mayıs ve haziran aylarında 82,7 seviyesine kadar yükseldi.
Endeks, ağustos ayında 79,4 seviyesine gerilese de eylülde yeniden yükselişe geçerek 82'ye çıktı. Böylece Tüketici Güven Endeksi'nde aylık bazda yüzde 3,2 ve yıllık bazda yüzde 5,6 artış yaşandı.
Endeks ayrıca, 82 ile son 3 yılın en yüksek eylül ayı değerini de almış oldu. Geçen yılın eylül ayında 77,7 düzeyinde gerçekleşen endeks, Eylül 2018'de ise 81,1 seviyesinde bulunuyordu.
Öte yandan, güncelleme öncesi duruma göre hesaplanan Tüketici Güven Endeksi, eylülde bir önceki aya göre yüzde 3,7 artarak 61,8 olarak hesaplandı.
"Endeksteki yükseliş piyasaların geleceği açısından olumlu bir sinyal"
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, Tüketici Güven Endeksi'nin beklentiyi ölçtüğünü, aylık ya da yıllık bazda yükseliş kaydetmesinin piyasaların geleceği açısından olumlu bir sinyal olduğunu söyledi.
Bu yılın eylül ayında endekste yaşanan artışa işaret eden Şener, bunun tüketicinin ekonomiye ilişkin bakışının pozitife döndüğünün sinyali olduğunu vurguladı.
Şener, geçen hafta OECD'nin Türkiye ekonomisine ilişkin daralma tahminini yüzde 4,8'den yüzde 2,9'a revize ettiğine değinerek, "Bu da tüketici güveninin öncesine göre arttığının işareti. Burada genel ekonomik duruma ilişkin beklentilerin eylülde önceki aya göre yüzde 4,8 artarak 83,3'e yükselmesi de önemli ve ekonominin pandemi öncesi seviyelerine yeniden dönmeye başladığını gösteriyor. Tüketici güveninin yükseliyor olması, 3. ve 4. çeyrek büyüme rakamlarının ve diğer makro verilerin beklenenden daha yüksek ve olumlu geleceğinin habercisi." diye konuştu.
Verilerin iyi gelmesinin "revizyon etkisinden kaynaklandığını" belirtmenin tam anlamıyla objektif bir yaklaşım olamayacağını vurgulayan Şener, şunları kaydetti:
"Güncelleme öncesi hesaplanan güven endeksi, eylülde önceki aya göre yüzde 3,7 arttı. Oysa güncelleme sonrası bu artış yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşti. Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Finansal İşler Genel Müdürlüğü tavsiyesi doğrultusunda ve endeksin uluslararası karşılaştırılabilirliğini sağlamak amacıyla revizyona gidildiği anlaşılmaktadır. Yeni endeks, hem tüketicilerin düşüncelerini daha iyi yansıtacak hem de kaliteyi artıracaktır. Yeni revizyonla birlikte 2004'ten bu yana eski seri değerine göre ortalama yüzde 19,4'lük mutlak revizyon olduğu görülmektedir. Önceki hesaplamaların da karşılaştırılabilir olarak yayımlanması, gerçek amacın uluslararası standartlara uyum olduğunu teyit ederken, bunun objektif değerlendirilmesi gereğini de ortaya koymaktadır."
"Endeks artık, mevcut durumdan ziyade gelecek beklentileriyle hazırlanıyor"
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da Tüketici Güven Endeksi'nde AB verilerine uyum amacıyla önemli bir revizyon yaşandığına işaret ederek, "Yeni hesaplamada gelecek 12 aya ilişkin beklentiler ön plana çıkmış durumda. Dolayısıyla mevcut durumdan ziyade gelecek beklentileriyle hazırlanan bir endeks var artık." dedi.
Endeksin yeni haliyle ağırlıklı olarak gelecek 12 aya ilişkin kişisel ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin sorularak hazırlandığını anlatan Aslanoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tüketim eğilimi de konut ve otomotiv dışında dayanıklı tüketim mallarına yönelik eğilimden hesaplanıyor. Baktığımızda, şu anda dünya ve Türkiye ekonomisi zorlu bir dönemde. Endekste de yeni hesaplamayla mevcut duruma kıyasla gelecek 12 aylık öngörüler ağırlıklı. Bu nedenle son yükselişte bu beklentilerin pozitif yansıması etkili oldu. Endeksin hesaplanmasında iyimserliğin görece daha az olduğu tasarruf etme eğilimi ve işsizlik beklentilerinin çıkarılması da yükselişe olumlu yansımış gibi görünüyor."
"Endeksteki yukarı yönlü hareket, diğer verilerle uyumlu"
İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın ise Tüketici Güven Endeksi'nin esas itibarıyla bir yandan tüketicinin mevcut maddi durumunu, diğer yandan harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçen bir değer olduğunu söyledi.
Endeksin 0 ila 200 arasında bir değer aldığından bahseden Alçın, "Burada 100'ün altı genel olarak tüketici beklentilerinin düşük olduğunu, 100'ün üzeri ise yüksek bir güven endeksini gösteriyor. Aslında 2018'den bu yana 100'ün altında seyreden bir endeks değeri görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Alçın, bugün açıklanan eylül ayı verileriyle birlikte hesaplama yönteminde de değişikliğe gidildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Endeks alt kalemleri değişmeseydi de tüketici güveninde yukarı yönlü bir hareket olacaktı. Bu da hazirandan itibaren ekonomide yasakların kalkmasıyla birlikte genel bir canlanma görülmesinden kaynaklandı. Başta turizm olmak üzere lokantacılık, otelcilik gibi alanlarda çalışanlar tam zamanlı çalışmaya döndü. Bu da hanehalkının geçmişle karşılaştırılan ekonomik durumunda ve gelecek dönem beklentilerini olumlu etkiledi. Bu haliyle bakıldığında yukarı yönlü hareket, diğer açıklanan sanayi üretimi ve kapasite kullanımı oranı verileriyle de uyumlu."
Metodolojik olarak işsizlik sayısı beklentisinin ve tasarruf etme ihtimalinin sorulardan çıkarılmasının ayrıca tartışılması gerektiğini savunan Alçın, "Türkiye'ye ilişkin çeşitli kurumların daralma beklentisi eksi 2 ila 5 arasında. Burada 2. çeyrekte pandemi etkisiyle gözlenen daralma etkili. Ben 3. çeyrekte yüzde 3-3,5 civarında bir büyüme bekliyorum. Son çeyrekte ise baz etkisi daha düşük kalacak. Neticede yılı yüzde 2 civarı bir küçülmeyle tamamlarız diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.