Tunceli'nin Zengin Florası Akademik Çalışmalarla Kayıt Altına Alınıyor
Tunceli'de akademisyenler, dağlık ve ormanlık alanlarda yaptıkları botanik araştırmalarıyla bilim dünyasına yeni bitki örnekleri kazandırıyor.
Doğal güzellikleriyle her yıl binlerce turisti ağırlayan kent, son yıllarda bilimsel çalışmalarla uğraşan akademisyenlerin de ilgisini çekiyor.
Belirli dönemlerde kente gelen akademisyenler, özellikle bölgenin zengin florasına yönelik araştırmalara yoğunlaşıyor.
Rehberler eşliğinde araziye çıkan akademisyenler, dağlık ve ormanlık alanlarda yaptıkları gezintilerle çeşitli bitkilerin izini sürüyor.
Meşakkatli sürecin ardından bitkileri bulan akademisyenler, bunlardan birer örnek toplayarak presleme yöntemiyle kurutup muhafaza altına alıyor.
Numaralandırılarak isim ve özellikleri kaydedilen bitkiler, daha sonra saklandıkları herbaryumlar aracılığıyla botanikçi ve çevre bilimcilerin araştırmalarına katkı sunuyor.
Son yıllarda birçok endemik tür tespit edildi
Kentte son 5 yılda yapılan araştırmalarla da Munzur çakşırı, Nazımiye sümbülü, Hakis soğanı, Dersim çan çiçeği, Dersim kengeri, Sütlüce kengeri, Munzur kengeri, Munzur'un nefesi, Aksakallı ve Aziz Abdal soğanı adı verilen endemik türler tespit edildi.
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Ziraat Fakültesinde görev yapan öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Armağan, Tunceli'de yaklaşık 400'e yakın endemik tür olduğunu söyledi.
Kentteki bitkilerin yerli ve yabancı birçok botanikçinin ilgisini çektiğini ifade eden Armağan, şöyle konuştu:
"Özellikle Munzur Vadisi Milli Parkı, Munzur Dağları, Pülümür Vadisi ve dağları çeşitlilik açısından çok zenginlik gösteriyor. Dolayısıyla ülkemizin bilim insanları da burayı araştırma amaçlı ziyaret ediyorlar. 2014 yılından itibaren buranın biyolojik çeşitlilik çalışmasında bulundum ve çiçekli bitkilerini çalıştım. Her sene buraya mutlaka geliyorum ve farklı yerlere gidip toplayamadığım bitkileri toplayıp kayıt altına alıyorum."
"Bu veriler tür izleme çalışmalarında kullanılıyor"
Armağan, çalışmalar sayesinde bitkilerin envanterini çıkardıklarını dile getirerek, "Hangi bitki geçmişten günümüze yaşamını devam ettiriyor ya da hangi türlerin yok olma tehdidi altında olduğuna dair bilgiler elde ediyoruz. Bu veriler tür izleme çalışmalarında kullanılıyor." dedi.
Yeni bitkiler keşfederek insanların tanımalarını sağladıklarını anlatan Armağan, "Bir bitkinin neslini tehlikeye atmamak lazım. Eğer bitkinin tohum dökmesi gerekiyorsa insanların toplamak için beklemesi gerekiyor. Çok yıllık bitki ise kökünü bıraksınlar üstü kalsın ki o bitki yaşamaya devam etsin." ifadelerini kullandı.
Armağan, ticari amaçlı bitki toplanmasına da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanlar kaçak bitki toplayanlarla karşılaşırsa durumu güvenlik birimlerine ihbar etsin çünkü bu doğa bizim ve korunarak gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Biz bütün canlılarla birlikteyken ancak bu ekosistemi oluşturabiliriz. Bizim yaşama hakkımız kadar bitkilerin de hakkı var."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.