Türk Bilim İnsanları, 6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nde Kıtaya Minimum Ayak İzi Bıraktı
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü'nden Dr. Atilla Yılmaz, "Bilim seferlerimizde Antarktika'nın çevresini korumak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve kıtaya gerçek anlamda minimum ayak izimizi bırakmak için çalışıyoruz." dedi
6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nde kıtadaki ekosistemi ve çevreyi korumak için ellerinden gelen gayreti gösteren Türk bilim insanları, çalışmalarında minimum ayak izi bıraktı.
14 milyon kilometrelik alanıyla "dünyanın 5. büyük kıtası" olan Antarktika, merak uyandıran coğrafyası ve doğasıyla kaşif ve bilimsel araştırma ekiplerinin gözde noktalarından biri olma özelliği taşıyor.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen 6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nde Türk bilim insanları yaptıkları, çalışmalarla hem dünyanın geleceğine ışık tutuyor hem de kıta ve çevresinin ekosisteminin olumsuz şekilde etkilenmesini engelleyerek canlı yaşamının koruyucusu oluyor.
"Bilim ve barış kıtası" Antarktika'ya giden Türk bilim insanları, çalışmalarını, 54 ülkenin taraf olduğu ve 1961'de yürürlüğe giren Antarktika Antlaşmalar Sistemi'nde belirlenen kurallar kapsamında ve 2017'de kabul edilen Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü'nde belirtilen şartlara uygun şekilde yürüttü.
Türk bilim insanları, söz konusu sistem içerisinde çalışmalarını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Madrid Protokolü'nü esas aldığı yönetmeliğe göre, kıta ve çevresinde canlı yaşamını koruyarak, "minimum ayak izi bırakarak" tamamladı ve yurda döndü.
"Dünyanın en soğuk kıtası" olarak nitelendirilen Antarktika'da sadece bilimsel araştırmaların yapıldığı üslerin faaliyet gösterilmesine izin veriliyor.
Gelecekteki güvence
Antarktika; penguenler, foklar, balinalar ve kuşların da aralarında bulunduğu birçok canlıya ev sahipliği yapıyor.
Güney yarım kürenin en güneyinde yer alan ve yüzde 98'i buzla kaplı olan kıta, dünyanın tatlı su kaynaklarının yüzde 70'ini barındırıyor.
Antarktika'nın barındırdığı canlı deniz kaynakları ve buzullarında saklı tatlı su potansiyeli, yeryüzünün gelecekteki güvencesi olarak görülüyor.
Çalışmaların yürütüldüğü 68 derece güney enlemindeki Türk bilim kampının bulunduğu Horseshoe Adası ve çevresinde genellikle Adelie, Gento (Gentoo) ve miğfer (Chinstrap) penguenleri, kürklü, yengeçyiyen (Crabeater) ve Weddell fokları, skua, kutup sumrusu, beyaz martı ve karabatak kuşları ile yoğunluklu olarak kambur balinalar ve nadir de olsa "orka" türü balinalar görülüyor.
10 metreden fazla yaklaşılması yasak
Kıta üzerinde bilimsel faaliyetlerde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birini insan elinin en az değdiği bu kıtadaki canlılarla olan etkileşim oluşturuyor.
Doğal yaşamın olumsuz etkilenmemesi için kıtadaki canlılara en fazla 10 metre yaklaşılması gerekiyor.
Bilim seferlerindeki katılımcılara kıtaya ayak basmadan önce bilgilendirmeler yapılıyor. Bu kapsamda doğal yaşamlarında daha önce insanla temas etmemiş canlıların arasında dikkatli yürünmesi ve minimum gürültüde çalışılması önem taşıyor.
Kıtadaki hayvanlar; özellikle üreme, yumurtlama dönemlerinde daha hassas oluyor. Bu sebeple katılımcılara "eğer canlılar size yaklaşırsa onları korkutmadan yavaşça aranızdaki mesafeyi artırın ya da sabit kalarak canlının yolunu değiştirmesine izin verin" tavsiyesinde bulunuluyor.
"Seferlerimizde 'çevre zabiti' bulundurmaya gayret ediyoruz"
6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Çevre Zabiti ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsünden Dr. Atilla Yılmaz, kıtadaki çalışmalarında kendilerine eşlik eden AA muhabirine yaptığı açıklamada, insan elinin en az değdiği yer olan Antarktika'nın "benzersiz" bir ekosisteme sahip olduğunu söyledi.
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Seferlerimizde çevre kurallarının gözetilmesi için 'çevre zabiti' bulundurmaya gayret ediyoruz. Bu kişi, genellikle sahada yürütülen çalışmaların buranın kurallarına uygun olup olmadığını denetliyor ve olası bir çevresel kaza durumunda müdahale için sorumluluk üstleniyor. Bu süreç, sefer öncesinde başlıyor.
Katılımcıların kıta üzerinde araştırma yapabilmesi ve örnek alabilmesi için çeşitli izinler alması gerekiyor. Bu konuda yetkili merci de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Bizler de sefer öncesinde sefer katılımcıları ile Bakanlık arasındaki koordinasyonu sağlıyoruz."
"Minimum ayak izimizi bırakmak için çalışıyoruz"
Yılmaz, çalışmaları sırasında rastladıkları canlıları rahatsız etmemek için gayret gösterdiklerini aktararak, "Buradaki ekosistemin korunması adına başka kıtalardan kıtaya ait olmayan türlerin taşınmaması çok önemli bir husus. Uçaktan iner inmez kıtaya ilk ayak basışımızda botlarımızı özel solüsyonlarla dezenfekte ediyoruz. Bu uygulamayı her gün saha çalışması yapmak için gemiden ayrılırken ve karadan gemiye gelirken tekrarlıyoruz. Bilim seferlerimizde Antarktika'nın çevresini korumak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve kıtaya gerçek anlamda minimum ayak izimizi bırakmak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Şebnem Coşkun
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.