Türkiye'nin yakın zamanda açlık sorunuyla karşı karşıya gelebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Türkiye bugün bir ekonomik krizin göbeğinde, üstelik 2001'e göre daha ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya' dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması satır başlarıyla şöyle:

‘Bu kadar yoğun bir sorunun yaşandığı dönemde hepimize büyük görevler düşüyor. Özellikle CHP’lilere büyük görevler düşüyor. Bu toplantının bir özelliği daha var. Uzun bir süredir, 15 aydır aramızda olmayan değerli milletvekilimiz Enis Berberoğlu aramızda. Hoşgeldin. Kapalı bölümde kendisi konuşacak, duygularını, düşüncelerini aktaracak. Belki gördüğü aksaklıklar bir şekilde dile getirilecek. Ama sonuçta Enis Bey’in aramızda olması mutluluk verici bir olay’

‘Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; daha önce gazeteciler, yazarlar hapse girip çıktığında onları arayıp şunu söylediğimi hatırlarım: ‘Kapalı cezaevinden yarı açık cezaevine geldiniz, özgürlük alanınız biraz daha genişledi’. Türkiye’yi bir anlamda yarı açık cezaevine döndürdüler. Evet Enis Bey tahliye oldu. Parlamentoda görevine başlayacak, milletvekilliği yeminini edecek. Ama hala hapiste gazeteciler, yazarlar, avukatlar, Eren Erdem başta olmak üzere eski milletvekilleri var. Biz Türkiye’de adaletin hakkın hukukun olmasını istiyoruz.

‘TÜRKİYE BUGÜN BİR EKONOMİK KRİZİN GÖBEĞİNDE’

16 yıldır Türkiye’yi tek başınıza yöneteceksiniz ve 16 yılın sonunda Türkiye’yi yeniden bir ekonomik krizin kucağına iteceksiniz. 16 yıl önce Türkiye ciddi bir sorun yaşadı bir ekonomik kriz yaşadı hiç mi ders almadınız oradan? Türkiye bugün bir ekonomik krizin göbeğinde üstelik 2001’e göre daha ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya. Bu kriz aşılabilir dedik gelin 13 madde halinde sıraladığımız uygulamaya başlayın göreceksiniz ki Türkiye krizden çıkabilir. Dolar baronlarının adamı olarak suçlandık. Bir akıl tutulması var. İyi niyetlerle çözüm öneriyoruz ellerinin tersiyle itiyorlar

‘ÜNİVERSİTELERE BAKIYORUZ REKTÖRLERİN AİLE ÇİFTLİĞİNE DÖNDÜ’

Sanki Şaban Dişli’yi bunlar değil de CHP büyükelçi tayin etti. Hangi yeteneği var bilgisi var birikimi var? Üniversitelere bakıyoruz rektörlerin aile çiftliğine döndü. Sağlık Bakanlığı’na yönetici müzik öğretmeni. Liyakatin olmadığı bir devlette çürüme olur. Büyükelçi olmak bilgi ister deneyim ister. Rektör olmak için eskiden 3 yıl profesör olmak gerekiyordu. Bu şartı kaldırdılar sonra eleştiri gelince geri getirdiler sonra tekrar kaldırdılar.

Yaşanan kriz aslında bir siyasal krizdir. Tek adam rejiminin olduğu ülkelerde bir kişi sorumludur. Bu yönetimlerde bir kişi asla sorumluluk almaz. Hanedanlık tarafından yönetilen ülkelerde bu tür tablolar toplumun gündemine gelir. Bu kişilerin temel özelliklerinden birisi herkes kandırır. O da şimdi vatandaşı kandırıyor. Kriz mriz yok diyor. Papaz bu krizin sebebi değil diye açıklama yaptı. Merakım şu havuz medyası şimdi ne yazacak? Şimdi kriz yok diyorlar iki katmanlı bir toplum çıktı ortaya. Bir saray ve çevresi iki halk. Biz halkın partisiyiz. Şimdi kriz var mı yok mu halktan yana bakalım. Önce emeklilerden bakalım. 1 milyon 600 binden fazla emekli 1500 liranın altında emekli aylığı alıyor. 800 lira 1000 lira alan var. Hazirandan ağustosa un fiyatları yüzde 36 havlu kağıt yüzde 16 domates salçası yüzde 40 arttı. Ekonomik kriz emekliyi vuruyor. Sarayın bundan haberi yok. Fiyatlar artıyor mutfakta yangın var herkes biliyor bunu. İşçinin memurun aylığı artmadı. Memurun ve işçinin mutfağında yangın var.”

‘HAK ARAYANLAR HAPİSTELER’

3. havaalanında çalışan işçiler hak arıyorlar. Tamamı hapiste. Hak arayanlar hapisteler şu anda. Çiftçi daha henüz ekonomik krizin çok farkında değil. Ama gidecek bir süre sonra tarlasını ekmek için gübre ilaç alacak. Bir açlık sorunuyla Türkiye yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir

‘SARAY’DA KRİZ YOK’

Beslenme gıda her şey pahalı. Saray’daki kişi kriz mriz yok diyor. Saray’da kriz yok. Badem sütü ile besleniyor mu? Evet. Badem unu ile kek yapıyor. Ev kirası yok. Uçak parası o da yok. Cebinden hiçbir para ödemiyor. Doğalgaz elektrik parası yok. Elbette kriz mriz yok kim açısından sarayda yaşayan adam açısından kriz yok. Parayı bu ülkenin fakir fukarası ödüyor. Vatandaşıyla alay ediyor. Sonuna kadar israf var. İsrafı da itibar diye algılıyor. Bu beyefendinin yazlık sarayı kışlık sarayı bir de uçan sarayı var.”