Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Türkiye İçin 'Kurtuluş' Reçetesi/7

Daha ayrıntılı bir analiz sunacağım...
Halk, Erdoğan veya Bahçeli'nin yokluğuna nasıl hazırlanmalı?!
Bu liderlerin ani yokluğu, Türkiye'de hem duygusal hem de pratik bir boşluk yaratır.
Halkın buna hazırlanması, bireysel bilinçten çok toplumsal dayanıklılık ve organizasyonla mümkün.
İşte nasıl olabileceği:
1. Bilgi ve Farkındalık:
- Ne Yapılmalı?!
Halk, lider merkezli siyasetin ötesinde, kurumların ve sistemin önemini kavramalı.
Medya (bağımsız kanallar, X gibi platformlar) ve sivil toplum, insanlara;
"Erdoğan veya Bahçeli giderse her şey bitmez, asıl mesele sistemi değiştirmek" mesajını vermeli.
- Neden?!
Türkiye'de halk, genelde liderlere aşırı anlam yüklüyor.
Erdoğan'ın "kurtarıcı" veya "felaket" olarak görülmesi gibi uç algılar,
Onun yokluğunda ya paniğe ya da boşluğa yol açabilir.
- Örnek:
2023 seçimlerinde "her şey bir kişiyle değişir" algısı muhalefeti zayıflattı.
Halk, liderden bağımsız bir vizyona hazırlanmalı.
2. Toplumsal Dayanışma:
- Ne Yapılmalı?!
Mahalle düzeyinden başlayarak komşular, esnaf grupları veya gençlik oluşumları gibi
Yerel ağlar güçlendirilmeli.
Bu, olası bir belirsizlikte halkın kendi kendine yetmesini sağlar.
- Neden?!
Liderlerin yokluğu, ekonomik veya siyasi krizle birleşirse, merkezi otorite zayıflayabilir.
Gezi Parkı'nda görülen dayanışma ruhu, bu tür bir hazırlığın örneği olabilir.
- Pratik Adım:
Yerel kooperatifler, dayanışma fonları ve/veya gönüllü gruplar şimdiden kurulabilir.
3. Siyasi Katılım:
- Ne Yapılmalı?!
Halk, sandığın gücüne inanmalı ve muhalefeti aktif şekilde yönlendirmeli.
Pasif bir "bekleyiş" yerine, taleplerini (ekonomi, demokrasi, özgürlük) netleştirip baskı oluşturmalı.
- Neden?!
Erdoğan ve/veya Bahçeli'nin yokluğunda, boşluğu kimin dolduracağı halkın katılımına bağlı.
Aksi halde, yeni bir otoriter figür ortaya çıkabilir.
- Misal:
2019 yerel seçimlerinde halkın İmamoğlu'na sahip çıkması, bu tür bir katılımın sonucuydu.
4. Psikolojik Hazırlık:
- Ne Yapılmalı?!
İnsanlar, değişimin kaotik olabileceğini kabul etmeli.
Medya ve kanaat önderleri, "her şey bir anda düzelmeyecek, sabır lazım" mesajını işlemeli.
- Neden?!
Erdoğan'ın ölümü gibi bir olay, destekçilerde öfke, karşıtlarda coşku yaratabilir.
Bu duygusal dalgalanma, kutuplaşmayı körüklerse hazırlıksız bir toplum dağılabilir.
Sonuç:
Halkın hazırlanması, liderlerden bağımsız bir "biz" bilinciyle mümkün.
Bu, sivil toplumun, muhalefetin ve bireylerin ortak çabasıyla olur.
Ama şu an toplumun çoğu, böyle bir senaryoya hazır değil; hala "kurtarıcı" bekliyor.
Bu yazı dizisini okuyanlar, dış destekle demokratik restorasyon önerim hakkında görüşlerimi sorabilirler.
Benim Görüşüm:
- Avantajları:
1. Ekonomik Güç:
Türkiye'nin dış finansmana ihtiyacı var (2025'te dış borç ödemeleri 200 milyar dolar civarında).
AB, IMF ve/veya ABD'den gelecek yardım, enflasyonu frenleyip halkı rahatlatabilir.
Bu, iktidarın "ekonomiyi biz düzeltiriz" iddiasını zayıflatır.
2. Demokratik Baskı:
Batı, insan hakları ve hukuk devleti koşullarını dayatarak kurumları güçlendirebilir.
Misal, AİHM kararlarının uygulanması için fon kesme tehdidi, yargıyı zorlar.
3. Psikolojik Etki:
"Dünya bizi destekliyor" hissi, muhalefete moral verir, halkta "yalnız değiliz" algısı yaratır.
- Riskleri:
1. Milliyetçi Tepki:
Erdoğan, yıllardır "dış mihraklar" söylemiyle halkı konsolide etti.
Dış destek, "Batı'ya teslim oluyoruz" algısıyla ters tepebilir.
MHP ve benzeri gruplar bunu körükler.
2. Bağımlılık:
Dış yardım, Türkiye'yi yeni bir vesayet altına sokabilir.
1990'lardaki IMF programları gibi, halkta "kendi göbeğimizi kesemiyoruz" hissi uyanabilir.
3. Kutuplaşma:
Muhalefetin "Batı'yla iş tutması", dindar-muhafazakâr kesimde yabancılaşma yaratabilir.
Uygulanabilirlik:
- Kısa Vadede Zor:
İktidar varken dış destek, ancak gizli diplomasiyle sınırlı kalır.
Açık bir "AB ittifakı" ilan edilirse, Erdoğan bunu propaganda malzemesi yapar.
- Uzun Vadede Umut Verici:
Erdoğan sonrası bir geçiş döneminde, muhalefet dış desteği "Türkiye'yi ayağa kaldırma" projesi olarak sunarsa,
Halkın çoğunluğu kabul edebilir.
Misal, "AB üyelik süreci" yeniden canlanırsa, bu hem ekonomik hem moral motivasyon olur.
Ezcümle:
Dış destek, dikkatle yönetilirse etkili bir araç ama yanlış sunumla zehirli bir bumerang olabilir.
Muhalefetin bunu "milli bir proje" gibi çerçevelemesi şart.
Ve..
Son olarak...
Sizin Görüşünüz?!
Şimdi sıra sizde!
Dış destek fikri size nasıl görünüyor?!
Türkiye'nin böyle bir yardıma ihtiyacı olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa "kendi başımıza çözmeliyiz" mi diyorsunuz?!
Halkın buna tepkisi ne olur sizce?!
Hangi noktada derinleşmek istediğinizi belirtirseniz (liderlerin yokluğu, dış destek, halkın rolü vb), o konuya daha fazla dalabiliriz.
Misal, "Erdoğan sonrası senaryoları" mı merak ediyorsunuz, yoksa "dış destek nasıl organize edilir" mi?!
Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.