Türkiye-İngiltere İlişkilerini Brexit Sonrası Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?
Geçen haftanın önemli olaylarından biri Çarşamba günü Londra’ya giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, İngiliz Dışişleri Bakanı Dominic Raab ve Başbakan Boris Johnson ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamaydı
Çavuşoğlu, ''Ticari anlaşmaya artık çok yakınız'' dedi ve Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 1963 yılında imzalanan, İngiltere’deki birçok Türk’ün bu ülkede çalışma ve yaşamasını sağlayan Ankara Anlaşması’nın statüsünün korunacağını söyledi.
Türkiye, yılbaşında AB’den ayrılması kesinleşecek İngiltere’nin yeni dönem ortak arayışlarında önemli bir aday olma özelliğini koruyor, ancak AB’yle yürürlükteki Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle ticarette hareket alanı kısıtlı. İngiltere’nin Birmingham kentinde yaşayan, Aston Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Doç. Dr. Yaprak Gürsoy, VOA Türkçe Londra muhabiri Barış Çimen’e İngiltere-Türkiye ilişkilerinin bu son ziyaretle birlikte geldiği noktayı ve yakın gelecekteki olasılıklarını anlattı.
VOA Türkçe: Mevlüt Çavuşoğlu’nun son açıklamaları ne anlama geliyor?
Doç.Dr. Yaprak Gürsoy: "Aslında biraz bunu Brexit referandumundan itibaren düşünüp ele almak lazım. İlk sene Brexit referandumu yapıldığında, İngiltere Avrupa Birliği’nden çıkma kararı aldığında, Türkiye için bunun ciddi bir sıkıntı olacağı gündeme geldi. Herkesin aklına gelen ilk soru, o zaman bizim İngiltere ile ticaretimiz ne olucak? Çünkü Türkiye’nin İngiltere ile ticaret hacmi oldukça fazla, 20 milyar dolar civarında ve giderek artan seviyede bir ticaret hacmimiz var ve belki daha önemlisi Türkiye’nin ticari fazla verdiği yegane Avrupa ülkesi İngiltere."
VOA Türkçe: Hemen miktar verelim; Türkiye 11 milyarlık mal ve hizmet satıyor ve İngiltere 8 milyar dolarlık mal ve hizmet satıyor. Toplamda 19-20 milyar dolar civarında görünüyor.
Doç.Dr. Yaprak Gürsoy: "Dolayısıyla Türkiye için İngiltere çok önemli bir pazar. Peki biz nasıl böyle bir avantaj yakalayabiliyoruz İngiltere ile ticaretimizde? Orada iki önemli unsur söz konusu. Bir tanesi bizim Gümrük Biriliği üyeliğimiz ve İngiltere Avrupa Birliği üyesi olduğu için o da tabii Gümrük Birliği kapsamı içerisindeydi. Dolayısıyla yapılan ihracat hiçbir gümrüğe takılmadan ve gümrük vergisine tabii olmadan yapılabiliyordu. Bunun yanında ben hep bunun da altını çizmek istiyorum Türkiye, Avrupa’ya ve İngiltere’ye yakın bir ülke yani dolayısıyla ihracat yapılırken bunun hızlı yapılması da söz konusu. Bu, bizim için örneğin, Çin’e göre her zaman daha avantajlı. Şimdi İngiltere, Avrupa Birliği’nden çıkacağım dediği zaman Gümrük Birliği iptal olursa yani; Sert Brexit dediğimiz bir şekilde; hiçbir ticari anlaşma imzalamadan Avrupa Birliği’nden çıkarsa o zaman biz Gümrük Birliğine tabi olacağız fakat onlar değil."
VOA Türkçe: İngiltere, Almanya’dan sonra Türkiye’nin dış ticaret yaptığı ikinci büyük ülke.
Doç.Dr. Yaprak Gürsoy: "Bu durumda bizim ticaretimiz ne olur? Biz çok büyük bir pazarı kaybetmiş oluruz. Çalışma grupları kurulup, nasıl bir serbest ticaret anlaşması yapabiliriz, nasıl kayıplarımızı minimize edebilirizi çalışmaya başladılar. İki tarafta da iyi niyet 2016 senesinden beri var. Dolayısıyla Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama bu çerçeve içerisinde, evet yani zaten 3-4 senedir yapılan çalışmaların bir şekilde nihayete ermeye yakın olduğu izlenimini veriyor. Yani bu durup dururken yapılmış bir açıklama değil, gerçekten sonuca yaklaşılmıştır. Burada tabi anlaşmanın içeriğinin nasıl olacağı ciddi bir soru. Biz aslında İngiltere ile serbest ticaret anlaşması yaptığımızda Gümrük Birliği içinde kalan hiçbir şeyi bu serbest ticaret anlaşmasına dahil edemeyiz, biz Gümrük Birliği’nde olduğumuz için. Bizim böyle bir sıkıntımız var. Bu, Türkiye’nin dile getirdiği, AB ile gündeme getirdiği, Gümrük Birliği’nin değiştirilmesi için taleplerde bulunduğu aslında önemli bir konu. Bazı alanlarda biz Gümrük Birliğine tabii değiliz. Bu alanlarda örneğin ticaret yapmamıza hiçbir engel yok. Örnek tarım, ham sebze meyve satışı ki bu Türkiye’nin çok da avantajlı olabileceği bir alan; hele pandemi sonrası bu Asya ülkeleri ile çünkü ticarette sıkıntılar olacak öyle gözüküyor önümüzdeki 1-2 sene. Ham meyve sebze satışında, tarımsal ürünlerde herhalde bir çok ülke Türkiye’yi tercih edecektir. Belki anlaşmaya bu dahil edilmiştir, o zaman bu Türkiye için pozitif bir gelişme olur Gümrük Birliği kısıtlı olmadan. Aynı şekilde Gümrük Birliği içine servis yani hizmet sektörü dahil değil, turizm gibi örneğin. Burada da bir anlaşma yapılmış olabilir veya finans sektörü; İngiltere’nin çok kuvvetli olduğu bir alan tabi ki. Yatırımları kapsayan bir anlaşma yapılıyor olabilir. Yani Gümrük Birliği’nin dışında bir takım anlaşmalar mümkün. Şu da söz konusu olabilir, bir iyi niyet anlaşması gibi olup, İngiltere’nin Avrupa Birliği ile yapacağı anlaşmadan sonra hemen yürürlüğe girecek şekilde ayarlanmış, vakit kaybetmemek için bir anlaşma da yapılıyor olabilir. Çünkü İngiltere, Avrupa Birliği ile daha bakalım nasıl bir anlaşma yapacak orayı bilmiyoruz. Orada bir zaman kaybına uğramamak için, maksimum seviyede, bizimkiler anlaşmış olabilirler. İngiltere’de Avrupa Birliği ile arasındaki anlaşmayı hallettiği zaman hemen bizimkide yürürlüğe girecek ve dolayısıyla hiç kayıp yaşamayacak olabiliriz."
VOA Türkçe: İngiltere’nin Türkiye’de de pek çok şirketi var. 2500’den fazla şirket var. Shell, Vodafone, BP, BAE adlı uluslararası güvenlik ve havacılık savunma şirketi; HSBC var değil mi?
Doç.Dr. Yaprak Gürsoy: "Türk şirketler de biliyorsunuz İngiltere’de yatırım yapıyorlar. Bunun bir çok sebebi var. İngiltere’nin en başta dil avantajı diyelim, işte Londra’nın çok büyük bir merkez olmasından kaynaklı bir çok Türk şirket de aslında gitti yatırım yaptı Londra’ya Ingiltere’ye. Sayabileceğimiz çok büyük firmalar var."
VOA Türkçe: Var mı, onları sıralayabilir miyiz?
Doç.Dr. Yaprak Gürsoy: "Simit Sarayı örneğin, Londra’da sık sık karşımıza çıkan ondan sonra Eczacıbaşı örneğin, Vitra fabrikası var üretim yapıyor, Arçelik, Beko; çamaşır makinelerinde pazar payı en büyük, orada üretim, orada satış. Bir de aslında burada biz hep rakamsal, ticaret ondan sonra hacim vs. bunun üzerinden düşünüyoruz ama bir de belki şunu söylemek lazım. Bu işin, bir siyası ve psikolojik boyutu da var. Sadece ekonomi ve para değil mesele. Yani Ingiltere de Türkiye de çeşitli sebeplerden dolayı son 4-5 yılda Avrupa Birliği’nden giderek uzaklaştı. Şimdi kıtanın iki ucunda iki büyük ülke. Bunların bir arada hareket etmeleri, birbirleri ile anlaşmakta iyi niyet göstermeleri, hani bir takım şeyleri serbestleştirmeleri yani bunun siyasi etkileri de var. Nedir mesela, Avrupa Birliği ile masaya oturulduğu zaman arkamızda İngiltere ile yapmış olduğumuz anlaşma ile oturmanın hissi farklı olcaktır herhalde diye düşünüyorum. Şöyle ki Gümrük Birliğini değiştirelim diye Türkiye, sürekli olarak aslında zaten söylüyor Avrupa Birliğin’e. Çünkü adil olmayan bir Gümrük Birliği anlaşması ile Türkiye baş başa. Bunu değiştirmek istiyor, değiştiremiyor fakat şimdi İngiltere’de benzer bir pozisyonda olacak. Biz İngiltere ile anlaşma yaptığımız zaman, dolayısıyla Avrupa Birliği ile de masaya oturduğumuz da siyasi olarak elimiz; bir tık bile olsa, minik bir tık bile olsa biraz daha güçlenmiş olabilir. Bunun dışında dediğim gibi psikolojik etkisi. Yani her şeye rağmen Avrupa Birliği’nden tamam kopuş var, ilişkiler çok iyi değil; bir çok açıdan baktığınızda, işte Ortadoğu karışık zaten ondan sonra işte Rusya ile ilişkiler, Doğu Akdeniz bir sürü sıkıntının içerisindeyiz.İngiltere de belki benzer bir takım sıkıntılar içinde. Pandeminin kendisi zaten baya bir sıkıntı, bütün bunların yanında biz birlikte duruyoruz, birlikte hareket edebiliriz, her şeye göğüs gerebiliriz. Bunun psikolojik etkisi var diye düşünüyorum. Türkiye için İngiltere önemli bir ülke. Yani bizde İngiltere algısı çok enteresandır. Bir yandan işte batılı bir ülke olarak, gelişmiş bir ülke olarak, sanayi devrimini başarmış, demokrasinin merkezi, parlamentosu güçlü; ondan sonra parlementer sistemi ile bir şey ifade eden;miz de var İngiltere ile ilgili ama onlarda hep büyüklüğünden kaynaklanır y bizim için gelişmiş ve örnek alınıcak bir ülke İngiltere. Komplo teorileriani hep Orta Doğu’yu İngilizler karıştırıyordur aslında veya işte ne biliyim, Amerikalıların arkasında İngilizler vardır, böyle komplo teorileri de var.Şimdi böyle bir ülke ile bir serbest ticaret anlaşması yapıyorsak, böyle bir ülke ile turizm, ticaret vs gibi iş birliğini arttırabiliyorsak bunun bir değeri var. Bunun siyasi bir değeri var, bunun psikolojik bir değeri var diye düşünüyorum. Sadece işler rakamsal değil gibi geliyor bana."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.