Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Türkiye Ne Kazanacak, Ne Kaybedecek?!

Paris İklim Anlaşması, 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda oybirliği ile kabul edildi.
7 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Türkiye, bu tarihten itibaren anlaşmaya resmen taraf oldu.
Paris İklim Anlaşması'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) 6 Ekim 2021'de geçmesiyle Türkiye, uluslararası iklim rejimine resmen katıldı.
Bu kararın Türkiye'ye getireceği kazanımlar ve kayıplar, hem çevresel hem de ekonomik/siyasi boyutlarıyla değerlendirilebilir.
Güncel durum (9 Nisan 2025) itibarıyla, anlaşmanın uygulanış süreci ve Türkiye'nin politikaları üzerinden bir analiz yapalım:
Türkiye Ne Kazanacak?!
1. Uluslararası İtibar ve İşbirliği:
Türkiye, Paris Anlaşması'nı onaylamayan az sayıdaki ülkeden biri olmaktan çıkarak küresel iklim mücadelesinde aktif bir aktör konumuna geldi.
Bu, özellikle G20 ve OECD ülkeleri arasında yalnız kalmaktan kurtulmasını sağladı.
İklim diplomasisinde daha güçlü bir ses elde etti.
2. Finansal Destek ve Yatırım Fırsatları:
Anlaşmaya taraf olmak, Türkiye'nin uluslararası iklim fonlarına (örneğin Yeşil İklim Fonu) erişimini kolaylaştırabilir.
2021'de Reuters'ın haberine göre, Dünya Bankası, Fransa ve Almanya'dan 3,1 milyar euro kredi sözü alınmıştı.
Bu tür finansmanlar, yenilenebilir enerji ve yeşil teknoloji yatırımlarını artırabilir.
Avrupa Birliği'nin (AB) Yeşil Mutabakatı kapsamında, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan AB ile ticari ilişkileri güçlenebilir.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi yaptırımlardan kaçınmak için uyum avantajı elde edebilir.
3. Çevresel Faydalar:
Anlaşma, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdünü (2030'a kadar %21 artıştan azaltım) destekliyor.
Bu, uzun vadede iklim değişikliğinin Türkiye'deki etkilerini (kuraklık, sel, orman yangınları) hafifletebilir.
Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye, iklim krizinden ciddi şekilde etkilenen bir bölge.
4. Ekonomik Dönüşüm:
Yenilenebilir enerjiye geçiş (güneş, rüzgar) teşvik edilirse, Türkiye'nin fosil yakıt ithalatına bağımlılığı azalabilir.
Enerji ithalatı, cari açığın önemli bir kısmı; bu nedenle uzun vadede ekonomik bir kazanım söz konusu olabilir.
Türkiye Neler Kaybedecek?!
1. Kısa Vadeli Ekonomik Maliyetler:
Türkiye'nin enerji üretiminin yaklaşık %75'i fosil yakıtlara dayalı (kömür, doğalgaz).
Emisyon azaltımı için bu sektörlerde dönüşüm yapılması gerekecek; bu da sanayi ve enerji şirketleri için yüksek başlangıç maliyetleri demek.
Kömür bölgelerindeki istihdam kayıpları da sosyal bir risk oluşturabilir.
AB'nin SKDM'si gibi mekanizmalar, karbon yoğun ürünlerin ihracatını zorlaştırabilir.
Türkiye, bu vergilere hazırlıksız yakalanırsa ihracat kaybı yaşayabilir.
2. Bağımsızlık ve Esneklik Kaygıları:
Anlaşma, Türkiye'yi uluslararası taahhütlere bağlayarak enerji ve sanayi politikalarında manevra alanını daraltabilir.
Bazı çevreler, karbon vergisi gibi yaptırımların Türkiye'nin gelişmekte olan ülke statüsüne uygun olmadığını ve adaletsiz bir yük getirdiğini savunuyor.
3. Uygulama Zorlukları:
Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi var, ancak henüz net bir yol haritası ve yeterli altyapı yok.
Nükleer enerji gibi alternatifler geliştirilmezse, fosil yakıttan hızlı çıkış zor olabilir.
Bu da hedeflere ulaşamama riskini artırır.
4. Rekabet Gücünde Potansiyel Azalma:
Çin, ABD gibi büyük emisyon salıcılarının Paris Anlaşması'ndaki taahhütleri daha esnek veya yaptırımları sınırlı.
Türkiye, daha katı kurallara uyarken bu ülkelerle rekabette dezavantaj yaşayabilir.
Genel Değerlendirme
Türkiye, Paris İklim Anlaşması ile uzun vadede çevresel sürdürülebilirlik, uluslararası destek ve yeşil ekonomiye geçiş gibi kazanımlar elde edebilir.
Ancak kısa vadede ekonomik yükler, sanayi dönüşümünün maliyeti ve politik esneklik kaybı gibi risklerle karşı karşıya.
Anlaşmanın başarısı, Türkiye'nin bu taahhütleri ne kadar etkili bir şekilde iç politikaya ve uygulamaya dökebileceğine bağlı.
Şu an için (Nisan 2025), somut adımlar (örneğin İklim Kanunu'nun detayları) henüz tam netleşmedi.
Bu nedenle kazanç ve kayıplar uygulama sürecinde daha belirgin hale gelecek.
Cüneyt Şaşmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.