Türkiye, 'Öcalan Açılımını' Konuşurken İlk Adım Suriye'den...

Türkiye, 'Öcalan Açılımını' Konuşurken İlk Adım Suriye'den...

YPG'nin sözde temsilcisi Bessam İshak, Şam’da yapılan görüşmelerde askeri koordinasyon sağlandığını ve terör örgütü kontrolündeki bölgelerde yeşil Suriye bayrağının göndere çekileceğini açıkladı

YPG'nin sözde temsilcisi Bessam İshak, Şam’da yapılan görüşmelerde askeri koordinasyon sağlandığını ve terör örgütü kontrolündeki bölgelerde yeşil Suriye bayrağının göndere çekileceğini açıkladı

Türkiye bir yandan Öcalan görüşmeleriyle başlayan açılımın gidişatına kilitlendi. Diğer yandan Suriye'de YPG'nin silah bırakmayı, koşulsuz kabul etmesi bekleniyor... Tam bu sırada Şam'da gerçekleşen Golani (Ahmet El-Şara) ve YPG elebaşı Mazlum Abdi görüşmesinin sonuçları ortaya çıkmaya başladı. Bu sonuçlardan birini YPG temsilcisi açıkladı. Buna göre YPG, Özgür Suriye bayrağı adı verilen yeşil renkli Suriye bayrağını göndere çekmeyi kabul etti.

YPG'nin Washington'daki temsilciliğinin sözde Başkanı Bessam İshak, Şarku’l Avsat’a telefon aracılığıyla demeç verdi.

YPG'nin sözde liderliğinin geçen pazartesi günü Şam'da yeni Suriye yönetimiyle yaptığı toplantılarda ‘sadece askeri konuların ele alındığını ve koordinasyon mekanizması ile ortak meselelerin görüşüldüğünü’ söyledi.

"TÜM BÖLGELERDE ÖSO BAYRAĞI GÖNDERE ÇEKİLECEK"

İshak şunları söyledi: “SDG lideri, Şera'nın muhalif grupların liderleriyle yaptığı toplantıya kendi askeri durumu nedeniyle katılmadı. Ancak kendisiyle yaptığı son görüşme resmiyet kazandı ve duyuruldu; bu da iki taraf arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözüldüğüne dair olumlu bir gösterge.”

Görüşmenin herhangi bir sorun yaşanmadan dostane bir şekilde gerçekleştiğini kaydeden İshak, SDG kontrolündeki tüm bölgelerde yeşil Suriye bayrağının (Özgür Suriye'nin bayrağı) göndere çekileceğini bildirdi.

HAKAN FİDAN'DAN

Bakan Hakan Fidan Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile Ortak Basın Toplantısı'nda konuştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye'de özellikle terör örgütü PKK, sadece Suriye'yi değil Türkiye ve bölge ülkeleri de tehdit ediyor. Terör unsurlarının ülkeyi terk etmelerini istiyoruz" dedi.

Fidan, "Suriye’de yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık varsa, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir" diye konuştu.

Fidan, bugün Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile Ankara’da bir araya geldi. Görüşmeden sonra yapılan ortak basın açıklamasında, Fidan gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Fidan, açıklamasında "Suriye'de özellikle terör örgütü PKK, sadece Suriye'yi değil Türkiye ve bölge ülkeleri de tehdit ediyor. Terör unsurlarının ülkeyi terk etmelerini istiyoruz. Suriye’de yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık varsa, Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir" dedi.

"BİR AN ÖNCE ÜLKEYİ TERK ETMELERİNİ İSTİYORUZ"

Fidan ayrıca, "Uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz. Türkiye olarak hem uluslararası sistemin baş başa kaldığı bu krizi en iyi şekilde çözmek, hem de Türkiye'nin endişe ettiği güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak, hem de Suriye'deki ulusal bütünlüğü, toprak bütünlüğünü sağlamak, başta Kürtler olmak üzere yakın coğrafyada bulunanların güvenliği de sağlamak için tekliflerimiz hazır. Bir an önce Suriye hükümetinin kampların ve hapishanelerin güvenliğini devralıp, Türkiye de bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazırdır. Diğer taraftan Suriye'de kamplar dışında da bulunan yabancı terörist savaşçılarla alakalı, ülkenin birliğine, bütünlüğüne karşı duran, sadece Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne karşı durmakla kalmayıp, Türkiye'nin ve çevre ülkelerin de birliğinin bütünlüğünü tehdit altına alan unsurların da bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyoruz" dedi.

İşte Bakan Hakan Fidan'ın o açıklamaları;

Uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz. Türkiye olarak hem uluslararası sistemin baş başa kaldığı bu krizi en iyi şekilde çözmek, hem de Türkiye'nin endişe ettiği güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak, hem de Suriye'deki ulusal bütünlüğü, toprak bütünlüğünü sağlamak, başta Kürtler olmak üzere yakın coğrafyada bulunanların güvenliği de sağlamak için tekliflerimiz hazır. Bir an önce Suriye hükümetinin kampların ve hapishanelerin güvenliğini devralıp, Türkiye de bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazırdır. Diğer taraftan Suriye'de kamplar dışında da bulunan yabancı terörist savaşçılarla alakalı, ülkenin birliğine, bütünlüğüne karşı duran, sadece Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne karşı durmakla kalmayıp, Türkiye'nin ve çevre ülkelerin de birliğinin bütünlüğünü tehdit altına alan unsurların da bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyoruz.

Türkiye dış politikasında belli prensiplere dayalı hareket etmekte. Bunların başında da özellikle bir konuyu kimin yaptığına veya kime yapıldığına değil, ne yapıldığına ve nasıl yapıldığına bakıyoruz. Esad rejimlerinin zulmü esnasında milyonlarca Sünni Arap yerlerinden terk edildiler. Bunların içerisinde Türkler de var. Başka ülkelere gitmek zorunda kaldılar. Türkiye bu zulüm karşısında kendisine sığınan mültecileri kabul etmede, tereddüt göstermedi. Onların derdiyle dertlenmekte, Suriye'nin geleceğinde onların da huzur içinde yaşayacağı bir ortam bulmasında, adım atmada nasıl tereddüt etmediyse, bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun, Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye'de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz, Suriye'nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız bu konuda son derece hassas, prensipleri belli, kim zulme uğrarsa biz zulme uğratanın karşısında yer alırız, zulme uğrayanla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz.

BERNARD QUİNTİN: TÜRKİYE 4. BÜYÜK TİCARİ ORTAĞIMIZ

Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin basın toplantısında "Öncelikle sevgili mevkidaşıma teşekkür ediyorum. Oldukça sıcak bir görüşme gerçekleştirdik. Oldukça yüksek bir Türk nüfusuna ev sahipliği yapıyoruz. Türkler, sivil toplumumuza önemli katkılarda bulunuyor. Türkiye şu an 4. büyük ticari ortağımız. Genel olarak Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerden bahsettik. Ayrıca belirtmek isterim ki gümrük anlaşması konusunda Belçika'ya güvenebilirsiniz. AB üyeliği konusunda da bize güvenebilirsiniz ancak bu konunun zor olduğunu biliyoruz. Yine de en başından beri tavrımız net oldu.

"UKRAYNA BİZİM İÇİN VAROLUŞSAL TEHDİT"

Bernard Quintin Ukrayna'daki savaşa da vurgu yaparak "Ukrayna bizim için varoluşsal bir tehdit. Ukrayna Belçika'ya çok yakın. 2025'te orada neler olacağını bilmiyoruz." dedi.

Suriye'ye değinen Quintin "Suriye'de ise en kötüsünün geride kaldığını görüyoruz. Yeni hükûmeti desteklemek istiyoruz. Siz komşuları olarak onları daha iyi tanıyorsunuz. Finansal sistemlerini daha iyi biliyorsunuz.

Biz de bazı müeyyidelerin kaldırılması konusunda yardımcı olabiliriz. Ancak attıkları adımları da görerek onlara yardımcı olacağız. İyi niyetle yaklaşıyoruz." diyerek temkinle umut arasında olduklarını ifade etti.

"NETANYAHU'YA UAD TARAFINDAN ALINAN KARARLARI UYGULAYACAĞIZ"

Quintin son olarak Gazze'de yaşananları değerlendirerek "Filistin'de ise şiddetin sona ermesi ve insani yardımın kesintisiz biçimde sunulması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca esirler de serbest bırakılmasının umuyoruz. Daha sonra da İsrail ile Filistin'in bir masada oturup iki devletli çözümü konuşması gerekiyor. Netanyahu ve İsrail konusunda ise Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin vereceği tüm kararları uygulayacağız." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler