Dayak yersin… Aşağılanırsın… Her türlü sözlü hakarete uğrarsın...

Gün geçmiyor ki güzel Ülkemde gazilerimize ve şehit ailelerimize karşı bir fiziksel saldırı sözlü hakaret ve aşağılama olmasın. En çok duyduğumuz psikolojik baskı ise Devletten maaş almak için mi yaralandın?

Şehit Ailelerimiz ile ilgili benimde dedem savaşta şehit oldu… gibi gibi çıkışlar daha neler var neler.

 Bu kadar mı basitleştik?

Bu kadar mı ayarlarımız bozuldu?

 Bizlere ne oldu? Hani her şey vatandı? Hani her şey bayraktı? Hani herşey bu millet içindi?

Sonra; sosyal medyadan şunu duyduk, Gazilere saldıranlara TCK 301. maddeden soruşturma açılacak, içeriğini okuduğumuzda 6.aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak. Hukukçularımıza sorduğumuzda 2 yıldan az olan cezalarda tutuklama yok? Yorum siz sevgili okuyucularımın?

Ülkemizin bölünmez bütünlüğü için gazilerimizin vücut bütünlüğü bozulsun, psikolojik dengesi bozulsun, uzuv kaybı olsun ama devletin yetkili organları sizi gazi yerine koymasın, birde halk tarafından dayakla ödüllendirilirsin. Yani, yediğimiz dayakla, uğradığımız aşağılanma ve hakaretlerle yaşamaya devam et burası Türkiye...

Nereden başlasam ne yazsam bilemedim, ama şuradan başlayayım, Hani TV Kanallarında bölücü terör örgütleriyle çatışmaya giren ve ya mayına basan ve yahut pusuya düşürülmüş 3 asker, 5 asker yaralandı deyip satır aralarında verilen haberlere konuolan kahramanlar var ya. Hatırladınız değil mi ?

 İşte ülkemizin bölünmez bütünlüğü için savaşan bizim ve çocuklarımızın geleceği için gözünü, kolunu ve bacağını verenlerin gazilik mücadelesini mahkemeler aracılığı ile ararken hastanelere sevk edilen yaralı gazilerimizi muayene eden bazı doktorlarımızın; "gel bakalım sen hangi savaşta yaralandın da gazi olmak istiyorsun?"  gibi aşağılayıcı sorulara muhatap olan kahramanlar hangi ülkenin askeridir? Burası Türkiye işte...

Birde inanmak istemediğiniz siyasetçilerin de özellikle muhalefet tarafından kullanılıp sonrada hiç bir şey olmamış gibi unutulan ve unutturulan iktidar tarafından da yok sayılan...

3713 terörle mücadele sırasında yaralanan 1953 yılının bakanlar kurulu ve Amerika’dan alınıp ülkemize uyarlanan 1053 sayılı nizamname mağduru asker ve polislerimiz sınır ötesi ve sınır içerisinde güvenlik görevini yerine getirirken Güneydoğu ve Doğu Anadolu gazilerimiz var ki gazi olamıyorlar neden mi; meydanlarda bizlerden bahsedilirken kahraman diye behsedilip, iş gazilik unvanı başvurularına gelince; "ama sen yaşıyorsun"  şeklinde cevaplarla karşılaşıldığı için...

Neden bu kadar duyarsız olduk?

Hak olan hakkımızı hukukun üstünlüğüne inanarak Hakkımızı mahkemelerde aramaya başladık. Mahkemelerimizden de haklı olduğumuzu beyan eden kararlar geliyor, fakat en ilginç bir durumu siz okuyucularımla paylaşmak isterim siz ne dersiniz?

Son dönemlerde verilen bir Mahkeme Kararında aynen; "Söz konusu ek 3 maddeden anlaşılan kendi mevzuatları kapsamında malul sayılmamaları nedeniyle aylık Bağlamayanlardan 3713 sayılı kanun dan yararlandırılması için 21 maddenin 1. Fıkrasının ( a ) (h) ( i ) ve j bentleri kapsamında terör eylemi nedeniyle yaralananların yeterli olduğu malul olunmasına gerek olmadığı ve davacının yaşadığı olayın ise  ( h) Bendi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır." şeklinde bir hükme varılmasına rağmen hükmün devamında akıl almaz bir şekilde ret kararı veriliyor. Yani mahkeme bizi hem haklı görüyor hem de kusura bakma ama sana haklarını veremiyorum diyor. Sözün bittiği yerdeyiz, ancak haklarımızı mahkemelerde aramaya devam edeceğiz, ta ki; mahkemelerce de bizlerin haklı olduğumuza kanaat getirilinceye kadar.

 Bu da bir şey değil; buna da alıştık, hukuk müşavirimize güveniyoruz.

Yıllardır bu gazilerimizi yaralandığında hastanelerde ziyaret edip kahraman gazimiz diyenler; haklarını vermeye geldiğinde yaralarınız ufak, hafif, sıyrık, diyerek Amerika’dan getirttirilen nizamnameye uydurmaya çalışıyorlar.

Aslında bu Nizamname ile Türk evlatlarının askerlikten soğutulduğunu belirtmek boynumuzun borcudur. Buna neden izin veriliyor?

EN KALBİ SEVGİ VE SAYGILARIMLA

Gazilik haklarımızı almak için Hangi Yaşta Ölürsek Ölelim, Bu dünyada Tamamlanmamış Cümlelerimiz Olacaktır. Mustafa Gazim  (Kurubacak )

3713 Terörle Mücadele Sırasında 1995 yılında Kuzey Irak’ta yaralanan 1953 Bakanlar Kurulu 1053 nizamname ve T.S.K. Sağlık Yeteneği yönetmeliği mağduru