'Türkiye'nin Gıda Ve İçecekte En Az 6 Aylık Stoku Var'
TGDF Yönetim Kurulu Üyesi Duruk, hafta sonları uygulanacak sokağa çıkma yasağının kimseyi endişelendirmemesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin gıda ve içecekte 6 aylık stoku var." ifadelerini kullandı
İSTANBUL (AA) - Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Duruk, yaptığı yazılı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle vatandaşların son zamanda yoğun bir şekilde gıda ve içecek alışverişine yöneldiğini anlattı.
Evde kalınan süre uzadıkça tüketicilerin aldığı ürünlerin farklılık gösterebildiğini dile getiren Duruk, ilk başlarda sadece un, makarna, sıvı yağ gibi temel tüketim maddeleri ile temizlik ürünleri tercih edilirken, zamanla alınan şeylerin farklılaştığını bildirdi.
Duruk, "Tüketiciler evde kaldıkça içecek, atıştırmalık, kuru yemiş ve meyve gibi ürünleri de almaya başladı. Yani artık insanlar evde kalmanın tadını çıkarıyor. Evde tüketime yöneldi." değerlendirmesinde bulundu.
"Sanayici ürün tedarikini hafta içi aralıksız sürdürüyor"
Geçen hafta ilk kez uygulanan ve bundan sonraki süreçte de devam edeceği açıklanan hafta sonu dışarı çıkma yasağının kimseyi endişelendirmemesi gerektiğini vurgulayan Duruk, şu açıklamalarda bulundu:
"Gıda ve içecekte üretim ve dağıtım faaliyetleri hafta içi tüm hızıyla sürüyor. Sanayicilerimiz, üreticilerimiz perakendecilere ürünleri hafta içi kesintisiz olarak ulaştırıyor. Türkiye'nin gıda ve içecekte en az 6 aylık stoku var. Hiçbir sıkıntı yaşanmaz. Vatandaşlarımızdan ricamız alışverişlerini hafta içine yaymaları. Yani pazartesi ve cuma günleri market ve diğer alışveriş noktalarında yoğunluk olacağını düşünüyoruz. Bu yüzden alışveriş için salı-çarşamba-perşembe günleri tercih edilmeli."
"Acilen milli bir tarım politikası oluşturulmalı"
Mahmut Duruk, salgının gıda, tarım ve hayvancılığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"Salgın kontrol altına alındığı andan itibaren çok acil milli tarım politikası oluşturulmalı. Bu politikayı oluşturacak kurulda bürokratlar, sanayiciler, üniversiteler, bilim adamları ve ilgili STK'lar olmalı. En fazla 6 ay içerisinde bu konuda adım atılmalı. Bakın mesela patates bir yıl 5 lira oluyor ertesi yıl çöpe atılıyor. Aynı durum farklı ürünlerde de söz konusu."
Duruk, hazine arazilerinin tekrar tarıma açılmasının tek başına bir çözüm olmadığını kaydederek, milli tarım politikasıyla en üst noktadan planlanma yapılması, hangi bölgede hangi ürünlerin ekilip dikileceğinin belirlenmesi, toplulaştırma ve ölçek ekonomisine geçilmesi gerektiğini vurguladı.
"Gelecek süreçte tarımda iyi olan ülkeler ön plana çıkacak"
TGDF Yönetim Kurulu Üyesi Duruk, tarımda ülkelerin kendi kendine yetmesinin çok önemli olduğunu belirterek, ileride silahı olanın değil gıda ve tarımda kendisine yeten ülkelerin öne çıkacağını bildirdi.
Mevcut durumda artık bazı ürünlerde ülkelerin ihracat kısıtlaması getirdiğini kaydeden Duruk, "Mesela şu anda buğday ihracatına bazı ülkeler kısıtlama getirdi. Bu kısıtlama ilerleyen günlerde belki başka ürünlerde olacak. Yani parasını verseniz bile ürün bulamayacak veya alamayacaksınız." açıklamasında bulundu.
Duruk, herhangi bir tarımsal üründe arzın yüzde 10 eksilmesinin fiyata yüzde 50 artış olarak yansıdığını ifade ederek, "Bu oran artabiliyor da. Söz konusu durum milli tarım politikasıyla planlı ekim dikim yapmanın önemini bize gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.