Uluslararası Doğrudan Yatırımlarla Cari Açığın Yüzde 40'ı Finanse Ediliyor

Uluslararası Doğrudan Yatırımlarla Cari Açığın Yüzde 40'ı Finanse Ediliyor

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, 2003 yılından bugüne kadarki dönemde, uluslararası doğrudan yatırımlarla cari açığın yüzde 40'ının finanse edildiğini belirtti

Türkiye’deki uluslararası yatırımların son 100 yıllık hikayesi Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) işbirliği ile hazırlanan "Türkiye Yüzyılında Uluslararası Doğrudan Yatırımlar" kitabında bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) işbirliği ile hazırlanan ve YASED üyesi şirketlerin tarihçeleri ile faaliyetlerinin anlatıldığı kitabın tanıtım toplantısı, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Oditoryumu’nda gerçekleştirildi.

"2003 yılından bu yana hızla artan bir uluslararası doğrudan yatırım ivmesi var"

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’deki yatırım fırsatlarını, ülkenin taşıdığı güçlü potansiyeli, yetenekli ve genç iş gücünü bütün dünyaya anlattıklarını söyledi.

Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı'nı "yatırım yüzyılı" yapma vizyonu doğrultusunda şekillenen faaliyetler kapsamında dijital ve konvansiyonel tüm mecralarda 360 derece iletişim yaklaşımıyla çalıştıklarını belirterek, "Bu çalışmaların bir parçası olarak YASED üyelerinin çok değerli katkılarıyla önemli bir projeye imza attık." dedi.

Türkiye'de birçok sektörde faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin hikayelerini içeren "Türkiye Yüzyılı'nda Uluslararası Doğrudan Yatırımlar" kitabının uluslararası doğrudan yatırımların Türkiye ekonomisine katkılarını odağına aldığını belirten Dağlıoğlu, şunları kaydetti:

"Temel yaklaşım olarak da sektörler arası çeşitlilik ve küresel pazardaki rekabet gücü, Türkiye'nin iş yapma ortamının dinamik yapısını göstermektedir. Okurlar bu kitapta Türkiye’ye güvenenlerin başarı hikayelerini, bizzat bu hikayelerin yazarlarının kaleminden okuyacak. Bu kıymetli eserin hazırlanmasında emeği geçen YASED ailesine ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ndeki çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."

Dağlıoğlu, 2003 yılından bu yana hızla artan bir uluslararası doğrudan yatırım ivmesi olduğunu ifade ederek, bu dönemde uluslararası yatırımcıların oluşturduğu etkiyi daha yakından görme fırsatlarının olduğunu kaydetti.

"Uluslararası doğrudan yatırımlarla cari açığın yüzde 40'ını finanse ediyoruz"

2003 yılından bugüne kadar olan dönemde, uluslararası doğrudan yatırımlarla cari açığın yüzde 40'ının finanse edildiğini dile getiren Dağlıoğlu, "Bu çok kritik bir gösterge ve çok sağlıklı bir finansman yönetimi olarak da dikkati çekiyor." dedi.

Dağlıoğlu, Türkiye'nin her zaman ekonomik politikaların merkezinde bir ihracat yaklaşımının olduğuna işaret ederek, "2021 yılına kadar olan dönemde, ihracatın yıllık ortalama yüzde 30'unu uluslararası sermaye şirketlerinin yaptığını biliyoruz. Burada bir çarpan etkisi olmadan, doğrudan ihracattan bahsediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de istihdam üretmenin önemli bir gündem olduğunu kaydeden Dağlıoğlu, "Uluslararası sermaye şirketlerinin özel sektör istihdamın yüzde 8,8'ini oluşturduğunu biliyoruz. Bunun da çok kıymetli bir gösterge olduğunu biliyoruz." açıklamasını yaptı.

Dağlıoğlu, Türkiye'de teknoloji, AR-GE ve tasarım yapmanın önemine de dikkati çekerek, "Türkiye'deki özel sektörün AR-GE harcamalarında yüzde 30'u uluslararası sermaye şirketlerinden geliyor. Türkiye'de 727 uluslararası sermayeli şirket AR-GE veya tasarım merkezi faaliyetini yürütüyor. Bunu kendi lisanslı alanlarında veya teknoparklar içerisinde yürütüyorlar. Bu yine bizim için ümit verici, doğru yolda olduğumuzu gösteren bir gösterge." diye konuştu.

"Öngörülebilirliğin azaldığı ve risklerin arttığı bu dönemde uluslararası yatırımların ülkemizde olması bir nevi çapa görevi görüyor"

YASED Başkanı Engin Aksoy da bugün itibarıyla uluslararası doğrudan yatırımcıların Türkiye’ye 272 milyar dolar tutarındaki uluslararası doğrudan yatırım getirdiğini belirterek, sektörlerinin liderleri olarak hem bilgi birikimleriyle hem küresel tecrübeleriyle ülkemize üretimde, ticarette, istihdamda, teknoloji geliştirmede ülkenin küresel güç olmasında çok önemli bir rol oynadığını dile getirdi.

Türkiye’nin dijital ve yeşil dönüşümünü hızlandırması, insan kaynaklarını geliştirmesi ve küresel tedarik zincirlerinin entegrasyonunun giderek daha önemli bir hale geldiğini vurgulayan Aksoy, şunları aktardı:

"ABD seçimleri sonrasında ufukta görünen tarife savaşları, Çin ekonomisinde görülen yapısal sorunların derinleşmesi bunların yatırım ve ticaret ortamına yansımaları AB’nin yenilikçi ve rekabetçi olma konusundaki aşınmasını tespitleriyle ortaya koyan Draghi Raporuyla beraber AB’yi etkileyen değişim, bunların hepsini düşündüğümüzde ülkemizin bu kırılgan dünya altında cazibe merkezi olması için hem zorluklar olduğunu hem de çok önemli fırsatlar olduğunu düşünüyoruz. Öngörülebilirliğin azaldığı ve risklerin arttığı bu dönemde uluslararası yatırımların ülkemizde olması bir nevi çapa görevi görüyor.” ifadelerini kullandı.

"Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketler, 2025 için ılımlı bir büyüme öngörüsünde bulunuyor"

Aksoy, uluslararası yatırımcıların ekonominin tüm sektörlerine yayılan rekabetçi yatırımlarıyla 1,3 milyon kişiye istihdam sağladığını bildirerek, “Başta 85 binden fazla tedarikçiden ürün ve hizmet alıyoruz. Bu tedarikçilerimizle hem tecrübemizi hem bilgimizi hem de teknolojimizi artırıyoruz." diye konuştu.

Bugün Türkiye'de ihracatın yüzde 30'unu YASED üyelerinin yaptığını aktaran Aksoy, "YASED olarak, Türkiye’nin dünya sahnesinde öne çıkan bir ekonomik güç olmasına katkı sağlama konusunda önemli bir rol üstleniyoruz.” açıklamasında bulundu.

YASED’e üye şirketlerin üst yöneticilerinin (CEO) katılımıyla düzenlediği PULSE Anketi’nin dördüncü sayısının ön bulgularını paylaşan Aksoy, şöyle devam etti:

"Anketimizin sonuçlarına göre, Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketler, 2025 için ılımlı bir büyüme öngörüsünde bulunuyor. Gelir, iş gücü gibi performans göstergelerinde artış bekleyen şirketlerin oranı halen düşüş bekleyenlerden daha fazla. Ancak bu oranlarda kademeli bir düşüş eğiliminin son 3 ayda arttığını görüyoruz. Özellikle 2025’in kolay bir yıl olmayacağını ve şirketlerin ancak piyasadaki ve kendi iç yapılarındaki yapısal dönüşümlerle büyüme şansını mümkün olabileceğini söyleyebiliriz."

Aksoy, ekonomik büyüme beklentilerinin ortalama değerler açısından halen pozitif olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Dışsal tehditler arasında enflasyon, halen endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Yıl sonu fiyatlandırma faaliyetlerinin de etkisiyle, enflasyonla ilgili endişe var. Dövizle ilgili endişeler önemli ölçüde gerilese de vergi yükü konusundaki endişeler devam ediyor.

Şirketlerimizin genel merkezleriyle olan iletişimlerinde en olumlu etkiyi yaratacak iki alan, risk göstergelerindeki önemli iyileşme ve düzenleyici çerçeve olmaya devam ediyor. PULSE Anketi'ne katılan üyelerimizin görüşlerine göre, önümüzdeki 6 ayda makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevedeki iyileşmeler en az 13,5 milyar dolarlık ek yatırımı tetikleyebilir. Türkiye için ümitliyiz ama bu dönemde istişare, işbirliğinin her zamankinden daha kritik olduğuna inanıyorum."

Kitapta, YASED üyesi şirketlerin Türkiye’deki faaliyetlerinin tarihçesi aktarılıyor

Hazırlık aşaması 10 ay süren kitapta, imalat, bilgi ve iletişim teknolojileri, gıda ve tarım, kimya, finansal hizmetler, ilaç ve yaşam bilimleri, otomotiv, taşımacılık ve lojistik, perakende, havacılık ve savunma gibi geniş bir yelpazeye yayılan sektörlerde faaliyet gösteren YASED üyesi şirketlerin Türkiye’deki faaliyetlerinin tarihçesi aktarılıyor.

Kitabın giriş bölümündeki "100 Yılın Yatırımını 20 Yıla Sığdırdık" başlığı altında ise son 20 yıldır Türkiye’deki uluslararası yatırımcıların iş yapabilme kolaylığını artıran kanuni düzenlemeler ve yapısal reformların yanı sıra ekonomik ve siyasi istikrar, genç ve dinamik nüfus, eğitimli iş gücü ve altyapı yatırımları gibi uluslararası yatırımcıların gözünde Türkiye’yi rakiplerinden ayrıştıran avantajlar da okurlara sunuluyor.

Muhabir: Yunus Türk,Aylin Rana Aydin Kuş

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler