Uzmanlar "Yeşil Aklamayı" Önlemek İçin Şeffaf Sıfır Emisyon Planları Talep Ediyor
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Fosil yakıtlardaki genişlemeyi örtbas etmek için sıfır emisyon taahhütlerini kullanmak, kınanması gereken bir durum. Bu bir aldatma, bu toksik örtbas dünyamızı uçurumun kenarına itebilir." dedi
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından seçilen bağımsız uzmanlar, devlet dışı aktörlerin sıfır emisyon taahhütlerinin iklim değişikliğiyle mücadelede "yeşil aklamaya" yol açmaması için bu taahhütlerin şeffaf, bütünlük içinde ve bilime dayalı şekilde tasarlanmasını talep ediyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından tayin edilen Devlet Dışı Kuruluşların Net Sıfır Emisyon Taahhütlerine İlişkin Üst Düzey Uzman Grubu'nun yeşil aklamayı önlemeye yönelik raporu, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı'nda (COP27) açıklandı.
Küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılması için sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik küresel çabaları baltalayan yeşil aklama ve zayıf net sıfır taahhütlerinin eleştirildiği rapor, standartlar ve kriterler belirleyerek net sıfır emisyon taahhütlerine şeffaflık ve hesap verilebilirlik getirmek için pratik öneriler ortaya koyuyor.
Buna göre, net sıfır emisyon taahhüdü olduğunu söyleyen aktörler, yeni fosil yakıt yatırımı yapamaz, ormansızlaşma veya benzeri yıkıcı faaliyetlerde bulunamaz. Bu aktörler, emisyonlarını azaltmak yerine ucuz karbon kredileri satın alamaz, emisyonlarının sadece bir kısmını azaltmaya odaklanamaz, iklim politikalarını baltalayacak şekilde doğrudan veya dolaylı lobi yapamaz.
Raporda ayrıca, yeşil aklamayla etkin mücadele için net sıfır emisyon taahhütlerinin kısa, orta ve uzun vadeli şekilde tasarlanması gerektiği belirtilerek, söz konusu kurumların yıllık olarak rapor vermesi tavsiye ediliyor.
Raporun tanıtımında konuşan uzman grubu başkanı ve Kanada eski Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Catherine McKenna, raporun, endüstri, finans kuruluşları, şehirler ve bölgeler tarafından net sıfır emisyon taahhütlerine bütünlük kazandırmak ve sürdürülebilir bir geleceğe küresel, adil bir geçişi desteklemek için çok önemli bir yol haritası sunduğunu söyledi.
Bu yol haritasının net sıfır emisyon taahhütleri geliştirilirken uyulması gereken standartları sunduğunu dile getiren McKenna, "Şu anda gezegenimiz gecikmeleri, bahaneleri ya da daha fazla yeşil aklamayı kaldıramaz." dedi.
Yeşil aklamaya sıfır tolerans
BM Genel Sekreteri Guterres de hükümetler ve devlet dışı aktörlerin giderek artan sıfır emisyon taahhütlerinin iyi haber olduğunu ifade ederek, "Sorun şu ki bu net sıfır emisyon taahhütleri için bir standart yok ve taahhütler arasında derin uçurumlar var. Net sıfır emisyon adı altında yeşil aklama yapılmasına hiçbir şekilde tahammülümüz yok." diye konuştu.
Net sıfır emisyon taahhütlerinin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için emisyonların 2030’a kadar en az yüzde 45 azaltılması gerektiği yönündeki senaryosuyla uyumlu olması gerektiğini belirten Guterres, 2050'de de net sıfır emisyona ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Guterres ayrıca bu taahhütlerin 2025'ten başlayarak 5 yıllık hedefleri kapsaması ve tüm sera gazı emisyonlarının azaltılmasını kapsaması gerektiğini dile getirdi.
Fosil yakıt şirketlerine "bu sahteliği bitirin" çağrısı
Bunun finansal kurumların tüm aktivitelerini bu kapsamda değerlendirmesi anlamına geldiğini vurgulayan Guterres, şunları kaydetti:
"Şirket yöneticileri, belediye başkanları ve sıfır emisyon taahhüt eden herkese mesaj açık. Bu standartlara uyun ve sıfır emisyon haritalarınızı COP28'ten önce güncelleyin. Fosil yakıt şirketlerine ve finansörlerine bir mesajım var; Sözde net sıfır emisyon planlarınız gezegeni zehirliyor. Bu planları baştan aşağı gözden geçirin ve bu yeni yol haritasıyla uyumlu hale getirin. Fosil yakıtlardaki genişlemeyi örtbas etmek için sıfır emisyon taahhütlerini kullanmak, kınanması gereken bir durum. Bu bir aldatma, bu toksik örtbas dünyamızı uçurumun kenarına itebilir. Bu sahtelik bitmeli."
Guterres, söz konusu taahhütlerin şeffaf şekilde açıklanması ve yönetimlerin bu kapsamdaki uygulamalardan sorumlu tutulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.