Gazim ne diyor?
Vatan kahramanlarımız hayat hikâyelerini NGAZETE.com “Gazi Ne Diyor” Köşe Yazarı Mustafa KURUBACAK’a anlatmaya devam ediyor.
“HERKESİN BİR HAYAT HİKÂYESİ VARDIR” diyerek çıktığımız bu yolda,
Bu haftaki vatan kahramanımız, iç hizmet silah arkadaşımız, Nöbette rahatsızlanan, belden aşağısı felç... Bursalı Mehmet Kaya'nın yürek yakan dramı!
Vatani görevini yerine getirdiği Diyarbakır Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda nöbet tutarken geçirdiği rahatsızlık sonucu belden aşağısı felç kalan Mehmet Kaya, olay anına ilişkin tutanak tutulmadığı için mağdur olduğunu,Yaşadığı süreci, "Psikolojim bozuldu, intihara kalkıştım" şeklinde ifade eden Mehmet Kaya'nın devletten tek isteği, hem kendisini onure edecek bir düzenleme hem de geçimini sağlayabileceği malul emeklilik bir maaş.
Mehmetçik, Türk milletinin kalbinde derin bir his, beşikten mezara kadar bir güven, mazluma umut, zalime korku dosta güven veren bir duygudur...
Bütün Türk ordusunun simgesi, bir fikir, bir amaçtır Mehmetçik...
Mehmetçik... VATAN KAHRAMANI
Kahramanlıkları saymakla bitmeyen, ismen ayırt edilmesi mümkün olmayan vatan evlatlarının hepsine birden konulan bir nişanedir, MUHAMMEDİ BİR İSİMDİR.
Rütbesine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kutsal üniformasını giyen her vatan evladına hissedilen sevginin, saygının, özlemin kısaca tüm güzel duyguların ifadesidir...
Yıl 11 Kasım 2005...
21 yaşında çelik mermi gibi bir askerdi Mehmet Kaya, kurşundan hızlı, mermi gibi dimdik, ismiyle müsemma tam bir Mehmetçik...
Vatani görevini yerine getirdiği Diyarbakır Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda nöbet tutarken birden fenalaştı, sağ tarafında uyuşma hissetti.
Önce revire, daha sonra Diyarbakır Askeri Hastanesi'ne ardından da GATA’ YA sevk edildi. Şuan belden aşağısı felç, tekerlekli sandalyeye mahkûm...
Evet, Mehmet kaya vatan kahramanını birde kendisinden dinleyelim.
Diyarbakır'da Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda vatani görevimi yerine getiriyordum. 11 Kasım 2005'te teskereme 9 gün kala nöbet tutarken sağ tarafımda bir rahatsızlık, bir uyuşma hissettim. Uzman Çavuş ve arkadaşlarımın yardımıyla koğuşa götürüldüm. 2 gün koğuşta yattıktan sonra, durumum daha da kötüye gitti. Önce revire, ardından Diyarbakır Askeri Hastanesi'ne daha sonra da 23 Kasım 2005 de ambulans uçakla Ankara GATA’ YA sevk edildim. Uzun tedavi sürecinin ardından Behçet hastalığı (Nörolojik tutumlu) teşhisi konuldu ve 'askerliğe elverişli değildir' kararı aldım
-Nöbet sırasında yaşadığım rahatsızlık nedeniyle olay anına ilişkin herhangi bir tutanak tutulmadı. Bu durum nedeniyle bazı haklardan mahrum kaldım. GATA’ YA sevkimden 1 gün önce yani 22 Kasım'da teskere hazırlandı. GATA’ DA tedavi olurken terhis edilmem nedeniyle ilaçlarımı alamadım, ciddi sıkıntılar yaşadım. Terhis belgesinde yaşadığım rahatsızlığa ilişkin herhangi ifade de yer almadı. Hazırlanan raporlarda benim bu hastalığımın, geçmişten gelen bir rahatsızlığın sonucu olduğuna dair ifadeler yer aldı. Ancak askerlik öncesi yapılan muayenede 'askerliğe elverişlidir' denildi. Ben daha önce böyle bir rahatsızlık yaşamadım.
Rahatsızlandığım anda nöbetçi astsubayın olay yeri tespit tutanağının tutmaması nedeniyle, hastalığımın vatani görevimi yaptığım sırada meydana geldiğini ispatlayamıyorum. Bu süreç beni oldukça yıprattı. Çözüm için çalmadık kapı bırakmadım. Psikolojim bozuldu, intihara bile kalkıştım. Şuan tekerlekli sandalyeye mahkûmum.
Engelli statüsünde aylık 650 TL alıyorum. Aldığım para da ithal ilaçlarıma ve muayene ücretlerine gidiyor. Devletimizden tek dileğim beni engelli statüsü ile gazilik unvanı arasında bir konumda değerlendirmesi ve aylık bağlaması. Çünkü ben vatanıma hizmet ederken, nöbet görevim sırasında bu hastalığa yakalandım. Artık sesimin duyulmasını ve sorunumun çözülmesini istiyorum.
O sırada görevli uzman çavuş ya da astsubayın "Mehmet Kaya, nöbet sırasında sağ tarafında uyuşma meydana geldiğini ifade etmiştir, ardından revire kaldırılmıştır" şeklinde tutanak tutmaması bir ihmaldir. 2 günlük koğuş sürecim de var. Ben rahatsızlandığım anda hastaneye sevk edilmedim, bu da bir ihmaldir. Bugün bu ihmallerden dolayı mağduriyet yaşamaktayım.
Bu durumu terörle mücadelede gazi olan, operasyona giderken gazi olan asker arkadaşlarımdan farklı değerlendirmeliyiz. Askerlik görevini yaparken rahatsızlanan kişileri onura edebilecek, engelli ile gazi statüsü arasında bir boyutta değerlendirilmesi, hayatlarını idame ettirme noktasında bir bakiyenin verilmesini istiyoruz. Asıl talebim budur.
Mehmet KAYA / BURSA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.