VE AÇMAK YENİDEN ZAMBAKLAR GİBİ…
Onur Akbaş'ın yeni yazısı...
Hayat bin bir türlü vahşetle gelirken üstümüze şahsiyet ve insan olma onuru adlı zırh ve kalkanla sabit durabilmek karşısında. Var olma sebebimiz olan hayallerimizle. Bir gün gideceğinin bilincinde olarak ama tenden nefes çıkana kadar gitmeme azminde olmalıyız. Her kaybediş yeni kazanmanın planları süreci olmalı aynı zamanda. Her düşüş başka bir kalkışın şekli olmaya azmetmeli. Böyle olunca yeniden açıyorsunuz hani Mahzuni Şerif’in dediği gibi:
Ben eski kendimim yenisi oldum
Kimisi olmadım, kimisi oldum
İnsan denizinin gemisi oldum
Daldığım doğrudur, battığım yalan
Kim neye taparsa ona karışmam, ona karışmam, karışmam ona
Haddim değil Allah görevi bana
Herkes gibi Dünya denen bir hana
Geldiğim doğrudur ama gittiğim yalan
Bu bilinçle olacak, milliyette sevgili Canan Ergüder’in bir yıllık tedavinin ardından Milliyet Sanat’a verdiği röportaj ve o röportajın fotoğrafları bende bu duyguları uyandırdı. Röportajın sebebi ise elbette yeni bir proje: Canan Ergüder, bir yıllık kanser tedavisi sürecinden sonra “Oğlum” dizisiyle ekranlara döndü. Dizide sert bir hikâyenin umut veren kişisi pedagog Demet’i oynuyor ve “Tipim bambaşka, rengim bambaşka, stilim bambaşka, müteşekkirim bu role,” diyor. Milliyet Sanat’ın Mart 2022 sayısında Ayın Söyleşisi için Asu Maro’nun konuğu olan Ergüder, kanseri ise “kendini yok saymanla ilgili bir hastalık” olarak tarif ediyor ve bu süreçte, kendisine daha fazla değer vermesi gerektiğinin farkına vardığını anlatıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.