Prof. Dr. Seyithan Deliduman
VİLADEMİR PUTİN ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANABİLİR Mİ?!
Merkezi Hollanda’nın Lahey kenti olan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Roma Anlaşması (01.06.2002) ile kurulan ve uluslararası uyuşmazlıkları hukuka uygun olarak çözmekle görevlendirilmiş olan bir mahkemedir.
İlk vurgulanması gereken husus, sürekli ve uluslararası bir mahkeme olan Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğudur.
Mahkeme kuruluş tarihi olan 01.06.2002 tarihinden önceki uluslararası uyuşmazlıklar bakımından yetkili olmayıp ancak bu tarihten sonra işlenmiş olan suçları yargılayabilir.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulmasındaki temel amaç uluslararası alanda toplumların barış ve güvenliğini tehdit eden ve ihlali yapan devlet veya başka bir devlet tarafından yargılama konusu yapılmayan yada yapılamayan suçların yaptırımsız kalmaması gerekliliğidir.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargılama yetkisi bakımından Roma Anlaşmasının imzalanması yeterli olmayıp ayrıca mahkemenin yargılama yetkisinin de kabul edilmiş olması gerekir.
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Hindistan, Rusya bu Mahkemenin yargılama yetkisinin de kabul etmemiştir. Bunun sebebi, bu ülkelerin bunu egemenlik haklarından biri olan ceza yargılaması üzerinde sınırlama olarak görmeleridir.
Altmış devletin kabul etmesiyle birlikte fiilen göreve başlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi toplam on sekiz yargıçtan oluşur.
Uluslararası ceza yargısının temelleri ve sınırları, maddi ve usule ilişkin bazı unsurlardan veya daha açık bir ifadeyle, yargı yetkisi ancak belli bir kısım suçların işlenmesi ve belli bazı usule ilişkin ön koşulların yerine getirilmesinden sonra söz konusu olabilir. Ancak bu koşullar gerçekleştirildikten sonra uluslararası yargı yetkisi söz konusu olabilir.
Uluslararası Ceza mahkemesi sadece gerçek kişileri yargılayabilir, Devletleri yada tüzel kişileri yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Ayrıca, yargılanacak kişinin taraf ülke vatandaşı olması gerekir
Peki hangi eylemleri işleyen gerçek kişileri yargılayabilir?
Bu sorunun cevabını vermeden önce mahkemenin yetki kapsamına giren suçların belirlenmesi gerekir.
Mahkemeye vücut veren Roma Anlaşmasında mahkemenin yetki alanına giren suçlar sayılmıştır. Sayılan suçların ortak özelliği evrensel nitelikli suçlar olmasıdır.
Evrensellik uluslararası suçlar, uluslararası toplumun tüm bireylerini ilgilendiren ve her kim tarafından ve her nerede işlenirse işlensin milli hukuklar tarafından suç olarak kabul edilen ve milli mahkemelerce yargılanabilen suçlardır. Bu nitelikteki suçların cezasız bırakılması evrensel vicdanı rahatsız eder. İfade edelim ki, bu suçların milli mahkemeler tarafından yapılmasına hiçbir engel yoktur.
Roma Anlaşmasının 5. maddesinde belirtilmiştir.
Kenar başlığı ‘’Mahkemenin yargılama yetkisine giren suçlar’’ şeklinde olan 5. Maddede bu suçlar;
1- Soykırım suçu,
2- İnsanlığa Karşı Suçlar ,
3- Saldırı Suçu (Anlaşmada sayılmış olmasına rağmen bu suçun tanımı yapılmamıştır).
4- Savaş Suçları
Yazımıza konu Rusya – Ukrayna savaşı olduğu için diğer üç suçu değil savaş suçları üzerinde biraz durmak gerekir.
Savaş suçlarından ne anlaşılması gerektiğini Anlaşmanın 8. maddesinde gösterilmiştir. Statünün sözü geçen maddesi, savaş suçlarını dört grup altında toplamıştır.
- Birinci grup, 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Antlaşmalarına dahil edilmiş suçlardan oluşmuştur. Bu suçlar; kasten adam öldürme, işkence etme, insanlık dışı davranışlar ve kasten büyük acılar çektirme gibi suçlardır.
- İkinci grup, savaş hukuku ve savaş hukukuna ilişkin örf adet kurallarının ihlalini savaş suçu olarak düzenlemiştir. Örneğin, kasten sivil topluluklara saldırmak veya savaşla ilgisi olmayan kimselere saldırmak gibi.
- Üçüncü grup savaş suçları ise, uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalarda işlenmiş fiillerdir. Örneğin çatışmada yer almayan kimselerin öldürülmesi gibi.
- Dördüncü ve son grup ise, uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalarda meydana gelen savaş hukuku ve örf adet hukuku kurallarının diğer öteki ihlallerini içermektedir. Örneğin, yerleşim yerlerinin yağmalanması.
Buna göre; uluslararası Ceza Mahkemesi önüne getirilmesi durumunda sayılan bu eylemlerden bir veya birden fazlasının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin yargılama yapacaktır.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin Yargı Yetkisinin Kabulü Nasıl Olur?
Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisinin kabulü 3 şekilde olabilir:
(1) Sözleşmeye taraf olan devletler Uluslararası Ceza Mahkemesinin zorunlu yargı yetkisini zaten kabul etmişlerdir.
(2) Taraf olmayan devletler, Ceza Mahkemesinin yargı yetkisine giren fiiller bakımından, söz konusu olacak fiil için mahkemenin yargı yetkisini tanıdığını, Uluslararası Ceza Mahkemesine bildirebilirler.
(3) Fiil taraf devletin ülkesinde işlenmiş veya bir taraf devletin uyruğu tarafından işlenmişse yine Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkilidir.
Soruşturma Nasıl Açılır?
Uluslararası Ceza Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu bir fiil itibariyle harekete geçip soruşturmaya başlaması için ise aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:
(1) Taraf devletlerden birinin görev alanına giren fiilin işlendiğinin mahkemeye bildirilmesi.
(2) Mahkemenin görev alanına giren bir fiilin işlendiğini BM Güvenlik Konseyi tarafından mahkemeye bildirilmesi. Bunun için BM Genel Kurulunun herhangi bir karar almasına gerek yoktur. BM Antlaşmasının 7. bölümünde tanınan yetkileri çerçevesinde, BM Güvenlik Konseyince yapılacak bir başvuru Mahkemenin yargılamaya başlaması için yeterli olabilecektir. Ancak; Güvenlik Konseyinin daimi üyelerin alınan kararı veto etmemiş olması gerekir. Bir başka ifade ile, daimi üyelerden birisinin (örneğin Rusya’nın) böyle bir durumda veto yetkisini kullanmaması halinde bu mümkün olabilecektir!...
(3) Savcının kendi inisiyatifi ile soruşturmaya başlaması şeklinde olabilir.
Ukrayna devleti Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurduğuna göre, en azından mahkemenin yargı yetkisini kabul etmiştir. Ayrıca fiilin işlendiği yer olması yönüyle de Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetkisi oluşmuştur.
Ukrayna’nın savaş sürecinde sergilediği davranış şekillerine baktığımızda bu hususa, yani uluslararası Ceza Mahkemesinde olası bir yargılama süreçlerine riayet ettiği söylenebilir.
Olası bir yargılamada kimlerin yargılanabileceği (sanık olabileceği), bu bağlamda Vilademir Putin’in yargılanabilip yargılanamayacağına gelince;
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisine giren suçlarla ilgili olarak; suçu bizzat işleyen, işlenmesini emreden, azmettiren ya de tahrik eden, suçun işlenmesine ya da teşebbüsüne herhangi bir şekilde iştirak eden kişileri yargılama yetkisine olduğuna göre, yukarıda belirlemiş olduğumuz çerçevede savaş suçları kapsamında bir durumun söz konusu olması durumunda Vilademir Putin bakımından da bir yargılamanın söz konusu olabileceğini öngörebiliriz. Şüphesiz, mahkemenin yapacağı bir yargılama ve vereceği olası bir kararın uygulanma durum ve kabiliyeti yazımız konusu dışındadır.
Kalın Sağlıcakla,
Prof.Dr.Seyithan Deliduman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.