Yarın Savaş Çıkarsa İngiltere ne Kadar Süre Savaşabilir?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2 Aralık'ta Avrupa ülkelerini, ABD'nin Ukrayna'da barışı sağlamaya yönelik çabalarını engellemekle suçlayarak yukarıdaki açıklamayı yaptı.
"Avrupa ile savaşa girmeyi planlamıyoruz. Ancak Avrupa isterse ve başlatırsa biz şu anda buna hazırız."
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2 Aralık'ta Avrupa ülkelerini, ABD'nin Ukrayna'da barışı sağlamaya yönelik çabalarını engellemekle suçlayarak yukarıdaki açıklamayı yaptı.
Açıkça söylemek gerekirse, İngiltere'nin NATO müttefiklerinin desteği olmadan tek başına Rusya ile bir savaşa girmesi son derece düşük bir ihtimal.
Ancak Putin'in bu sözleri, aynı zamanda, Rusya ile NATO ülkeleri arasında bir savaşın, insanların umduğu kadar uzak bir ihtimal olmadığının göstergesi.
Bu teknoloji çağında savaş nasıl olabilir?
"Çok tuhaf. Telefonumda sinyal yok.", "Bende de. İnternet yok, neler oluyor?"
Böylesi bir ana ait senaryo, varsayımsal olarak, Rusya ile bir savaşın başladığını veya başlamak üzere olduğu anlara ait bir işaret olabilir.
(Sinyal kaybının elbette tamamen zararsız sebepleri de olabileceğini eklemek gerek.)
Telefonların internet bağlantısının kesilmesi gibi bir durumda, temel ihtiyaçlara ulaşım kesilebilir.
Gıda dağıtımı aksar, elektrik kesintileri yaşanabilir.
Bir ülkeyle savaş halinde olmanın birçok yolu var.
Savaş yalnızca Ukrayna halkının trajik bir şekilde aşina olduğu, insansız hava araçları, bombalar ve füzelerden ibaret olmayabilir.

Kaynak,Kremlin
Teknoloji merkezli işleyen diğer modern toplumlar gibi İngiltere de, onu dünyanın geri kalanına bağlayan, veri, finansal işlemler ve enerji taşıyan denizaltı kabloları ve boru hatları ağına büyük ölçüde bağımlı.
Yantar gibi Rus casus gemilerinin, olası bir savaş durumunda sabotaj için bu denizaltı kablolarının yerini tespit ettiğine inanılıyor.
Bu nedenle İngiliz Kraliyet Donanması yakın zamanda entegre sensörlerle donatılmış bir su altı insansız hava aracı filosuna yatırım yaptı.
Gerçek bir savaş durumunda, bu gizli ve görünmeyen eylemler, Batı'ya ait uyduları uzayda "kör etme" girişimleriyle birleştiğinde, İngiltere'nin savaşma kabiliyetini ciddi şekilde engelleyecek ve sivil yaşamda büyük bir tahribata yol açacaktır.
İngiltere'nin savunma konularında önde gelen düşünce kuruluşu Royal United Services Institute (RUSI) Londra'da yakın zamanda düzenlenen bir konferansta, askeri ve siyasi figürler bir araya getirdi.
Bu konferansta, İngiltere'nin mevcut silahlı kuvvetlerinin, askerinden, mühimmatına ve yedek parçalarına kadar her şeyi tükenmeden önce, uzun sürebilecek bir çatışmayı sürdürebilecek durumda olup olmadığı tartışıldı.
Düşünce kuruluşu RUSI'den Hamish Mundell, "İngiltere'nin birkaç haftadan uzun sürecek bir savaşa karşı bir hazırlık planı olduğuna dair çok az kanıt var" diyor.
"Tıbbi kapasite sınırlı. Yedek kuvvetlerin yenilenmesi yavaş. İngilizlerin kitlesel kayıpların yaşanabileceği bir duruma yönelik planı, kayıp vermemeye dayanıyor gibi görünüyor" diyor.
Mundell, uzun bir savaş sürdürebilmek için destek hatlarının gerekliliğine işaret ediyor:
"İkinci, hatta üçüncü kademe; kayıpları karşılayıp mücadeleyi sürdürebilecek personel, platform ve lojistik ve tedarik zincirleri gerekiyor. Ancak bu derinlik, mevcut İngiliz ordu tasarımında belirgin bir şekilde eksik."
Rusya'nın 'düşük kaliteli' ordusu
Özel bir istihbarat şirketi olan Sibylline'in CEO'su Justin Crump, "Mühimmat, topçu, araç, hava savunması ve insan gücünde eksiklikler var" diyor.
Crump, mevcut durumda kayıplar yaşayacak kuvvetlerin yerine yenilerinin alması noktasında büyük sıkıntı olduğuna işaret ediyor.
Ukrayna savaşından çıkarılan büyük derslerden ikisi şunlar:
Birincisi, insansız hava araçları artık her düzeyde modern savaşın ayrılmaz bir parçası haline geldi. İkincisi olarak da askeri personelin büyüklüğünün fark yarattığı gerçeği yerleşti.
Rus ordusunun kullandığı malzemeler genel olarak çok düşük kalitede.
Askerlerin teçhizatları yetersiz, kötü yönetiliyorlar ve az besleniyorlar.
Ukrayna'nın doğusundaki cephe hattındaki ölümcül "İHA bölgesi"ndeki bir askerin yaşam süresi kısa.
İngiliz istihbaratı, Şubat 2022'de başlayan savaşta bugüne kadar Rus ordusunun 1,1 milyondan fazla kayıp verdiğini tahmin ediyor. Bu sayıya, ölüler kadar, yaralı, esir veya kayıp olan askerler de dahil.

Kaynak,Max Mumby/Indigo/Getty Images
Muhafazakar tahminler bile 150 binden fazla Rus askerinin savaşta öldürüldüğünü kaydediyor.
Ukrayna'nın kayıpları da felaket boyutta ancak sayılarını kesin olarak belirlemek zor.
Ancak Rusya'nın öyle büyük bir insan gücü havuzu var ki, aylık tahmini 30 bin insan kaybını yedekleyebiliyor.
Rusya ekonomisi de üç yıldan fazla bir süredir savaş ortamında işliyor.
Savunma Bakanlığı'nın başına bir ekonomist getirildi. Fabrikalar sürekli olarak insansız hava araçları, füzeler ve top mermileri üretmeye devam ediyor.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nün son raporuna göre, Rusya her ay yaklaşık 150 tank, 550 piyade savaş aracı, 120 Lancet İHA ve 50'den fazla top üretiyor.
İngiltere ve Batılı müttefiklerinin çoğu, bu seviyede bir üretime henüz çok uzaktalar.
Analistler, Batı Avrupa'daki silah fabrikalarının, Rusya'nın üretimine yaklaşmasının yıllar alacağını söylüyor.
Chatham House düşünce kuruluşunda Rusya uzmanı olan Keir Giles, "Ukrayna'daki cephe savaşı, Rusya ile karada karşı karşıya gelecek herkes için, asker sayısı gücünün hayati önem taşıdığını şüphe götürmez bir şekilde göstermiştir" diyor.
Giles, silah altındaki asker sayısının yanı sıra, yedek asker gücüne sahip olmanın da hayati önem taşıdığının kanıtlandığı savunuyor.
Zorunlu askerlik görüşmeleri nasıl ters tepti?
Fransa ve Almanya, 18 yaşındakiler için gönüllü askerlik hizmeti sistemini yeniden hayata geçirmek üzere yakın zamanda adımlar attılar.
İngiltere'de eski Kara Kuvvetleri Komutanı General Sir Patrick Sanders, emekli olduğu 2024 yılında, ülkenin gelecekteki olası bir kara savaşı için "vatandaş ordusu" olarak adlandırdığı bir ordu yetiştirmesi gerektiğini öne sürmüştü.
Ancak bu öneri Başbakanlık tarafından kabul görmedi.
Düşünce kuruluşu RUSI'de kıdemli araştırma görevlisi olan Ed Arnold, "Bence bu, İngiltere'ye özgü kültürel bir şey" diyor:
"Şu anda [askerlik hizmetine] yönelen, İsveç, Almanya ve Fransa gibi ülkelere baktığımızda, bu devletler kültürel olarak hâlâ o sistemin var olduğu döneme ait kurumsal bir hafızaya sahipler."
"[İngiltere'de] 1960'lardan beri zorunlu askerlik hizmetimiz yok ve bu konuda ulusal bir tartışma başlatma girişimleri de büyük ölçüde ters tepti."
2019-2023 yılları arasında Savunma Bakanı olarak görev yapan Muhafazakar Partili Ben Wallace, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Gerçek şu ki, silahlı kuvvetlerimiz hükümetin yalanları, ufukta görünen harcama taahhütleri ve içi boş söylemlerle ayakta kalamaz" diyor.
Buna karşılık, iktidardaki İşçi Partisi Savunma Bakanı John Healey'nin bir sözcüsü bu ifadeleri reddediyor:
"Sadece bu yıl savunma harcamalarımızı 5 milyar sterlin artırdık, seçimden bu yana 1.000 büyük [askeri] sözleşme imzaladık."
Aynı sözcü, Norveç ile yapılan yeni bir savunma anlaşmasına, lazer temelli bir silaha yapılan 300 milyon sterlinlik yatırıma ve 9 milyar sterlinlik kışla yatırımına dikkat çekerek şunları ekliyor:
"Biz, ordunun dönüşümüne ve İngiliz askeri personeline yatırım yapan bir hükümetiz."
Ancak bu parti siyasetiyle ilgili bir mesele değil.
Mesele, İngiltere savunmasının uzun süredir yetersiz finanse edilip edilmediği ve ülkenin birçok alanda, özellikle de hava savunmasında tehlikeli derecede kırılgan hale gelip gelmediğiyle ilgili.

Kaynak,Serhii Mykhalchuk/Global Images Ukraine/Getty Images
Ayrıca zamanlama ve verimsizlik sorunları da mevcut.
Savunma sözleşmelerinin hayata geçirilmesi genellikle yıllar sürüyor.
Milyarlarca sterlin harcanan Ajax zırhlı araç projesi hâlâ sorunlarla boğuşuyor.
NATO yetkilileriyse Rusya'nın üç ila beş yıl içinde bir NATO ülkesine saldırı düzenleyebilecek durumda olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
1990 yılında, NATO ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş'ın sona erdiğinde, İngiltere GSYİH'sının %4,1'ini savunma harcamalarına ayırıyordu.
1991'de Kuveyt'i işgal eden Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e karşı başlatılan Çöl Fırtınası Operasyonu'na 45 binden fazla İngiliz askeri katıldı.
Bugün ekonomiyi rayına sokma baskısı altındaki İngiliz hükümeti, 2027 yılına kadar GSYİH'nin %2,5'ini savunmaya harcama hedefini açıklarken, Rusya bütçesinin yaklaşık %7'sini savunmaya ayırıyor.
Kağıt üzerinde İngiliz ordusu yaklaşık 74 bin askerden oluşuyor.
Ancak RUSI'den Ed Arnold, çeşitli nedenlerle birliklere dahil olmayan askeri personel çıkardığında fiili gücün sadece 54 bin olduğunu belirtiyor.
Bu sayı, Rusya'nın Ukrayna'da iki ayda verdiği ortalama kayıp sayısından bile az.
Sibylline'den Justin Crump'a göre, bir savaş durumunda, İngiltere'nin kara kuvvetleri haftalar içinde büyük olasılıkla etkili bir şekilde savaşma gücünü kaybedecek.
Crump, "bu durum büyük ölçüde çatışmanın biçimine bağlıdır" diye de ekliyor.
İngiltere'nin zaten 'savaşta' olduğuna dair öneriler
Bazı yorumcular, İngiltere'nin zaten Rusya ile "savaş halinde" olduğunu da savunuyor.
Burada kastedilen "hibrit" veya "gri bölge" savaşı olarak adlandırılan durum.
Siber saldırılar, dezenformasyon ve NATO ülke havaalanları ve askeri üslerin yakınında insansız hava araçları uçurma gibi genellikle inkar edilebilir olayları içeren faaliyetler bu kapsamda ele alınıyor.
Bunlar ne kadar endişe verici olsa da, Rusya'nın bir NATO ülkesine yönelik askeri saldırısının tetikleyeceği krizle kıyaslandığında önemsiz kalıyor.
Bu noktada birkaç potansiyel gerilim noktası var: NATO askeri yetkilileri, Putin'in Ukrayna'daki hedeflerine ulaşmasına izin verilmesi halinde, yeni hedefler aramaya başlayabileceğinden endişe ediyor.
Rusya'nın potansiyel hedeflerinden biri olarak, NATO üyesi Polonya ve Litvanya arasındaki 100 km'lik sınır hattı olan Suwalki Geçidi gösteriliyor.
Bu geçit, Rusya'nın müttefiki Belarus'u Baltık kıyısındaki Rusya'ya ait Kaliningrad'dan ayıran tek sınır.

Bu sınırı ele geçirmek ve üzerinden bir rota açmak, teorik olarak Moskova'ya Baltık Denizi'ndeki stratejik üssüne doğrudan erişim sağlayacaktır.
Baltık ülkeleri de potansiyel gerilim noktaları arasında yer alıyor.
Estonya, Letonya ve Litvanya bir zamanlar Sovyetler Birliği'nin parçasıydı ve yönetimleri Moskova'nın elindeydi.
Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrası bağımsızlıklarını elde ettiler ve NATO'ya katıldılar.
Ancak bu ülkelerin hepsinde Rusça konuşan azınlıklar var. Putin'in bu azınlıkları, "zulümden koruma" bahanesiyle askerlerini sınır ötesine göndermeye kalkışma riski bulunuyor.
Örneğin, Estonya'nın doğusundaki Narva kasabasının nüfusunun büyük çoğunluğu Rusça konuşuyor.
Devasa Rus kalesi İvangorod'un hemen karşısında, nehrin diğer yakasında yer alması nedeniyle, açık bir potansiyel hedef teşkil ediyor.
Yaklaşık 900 İngiliz askerinden oluşan bir birlik, 2017'den beri Narva'nın yaklaşık 130 kilometre batısında, Estonya'da konuşlanmış durumda.
Bir savaş halinde, söz konusu birliğin hızla takviye edilerek 3.000 veya daha fazla askerden oluşan bir tugay büyüklüğüne ulaştırılması planlanıyor.
Bir diğer olası gerilim noktası ise Norveç'in Kuzey Kutbu'na yakın bölgesi Svalbard olarak gösteriliyor.
Bu bölgedeki kömür madenciliği kasabası Barentsburg'un neredeyse tamamı Rus vatandaşlarından oluşuyor.
Litvinenko, Skripal gibi düşmanca eylemler
Ukrayna'nın en sadık müttefiklerinden biri olan ve bu ülkenin savunmasına yardımcı olacak güçlü silahların gönderilmesi için baskı yapan İngiltere, Putin'in bir numaralı düşmanı olabilir.
Yakın dönemde İngiltere topraklarında Putin ile bağlantılı olduğu düşünülen suikastlar ve suikast girişimleri yaşandı.
2006'da Londra'da eski KGB subayı Alexander Litvinenko'nun radyoaktif Polonyum-210 ile öldürülmesi ve 2018'de Rus askeri istihbarat subayı ve MI6 ajanı Sergei Skripal'e yönelik sinir gazı Noviçok kullanılarak yapılan suikast girişimi bunlar arasında yer alıyor.
Üç çocuk annesi Dawn Sturgess'ün bileklerine parfüm sanarak sıktığı şey aslında Noviçok gazıydı.
Geçen hafta tamamlan soruşturma, Putin'in Sturgess'ün ölümünden "ahlaki olarak sorumlu" olduğu sonucunu açıkladı.
Soruşturmayı yürüten Lord Anthony Hughes, "Sergei Skripal'e yönelik suikast operasyonunun en üst düzeyde, Putin tarafından onaylandığı sonucuna vardım" ifadelerini kullandı.
Saldırılarla ilgisi olduğunu her zaman reddeden ve Sturgess'in ölümü için 20'den fazla farklı olası açıklama öne süren Rusya, raporun bulgularını "sıkıcı masallar" olarak nitelendirdi.
İngiltere aynı zamanda NATO ittifakının da önemli bir üyesi.

Kaynak,AFP via Getty Images
Beyaz Saray'daki mevcut ABD yönetiminin NATO ittifakını güvenlik garantilerine bağlılığı konusunda özel konuşmalarda endişeler dile getirilse de, İngiltere'nin Rusya ile tek başına savaşmak zorunda kalacağını hayal etmek zor.
Özel bir istihbarat şirketi olan Sibylline'in CEO'su Justin Crump , "İngiltere-Rusya teke tek çatışması olası değil ve pratikte göz ardı edilebilir" diyor.
Böylesi bir durumda İngiltere'nin müttefikileriyle hareket edeceğine işaret eden Crump, "Rusya muhtemelen ancak NATO'nun dağılacağını hissederse bir çatışma başlatır" diyor.
Buradaki en büyük sürpriz unsur ABD Başkanı Donald Trump.
NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Cavo Dragone yakın zamanda BBC'ye, Trump'ın NATO ittifakını savunmaya kesinlikle kararlı olduğunu söylese de, diğerleri bu konuda o kadar emin değil.
Örneğin, Trump Estonya'nın Narva kasabasını savunmak için bir savaşa girer mi?
Chatham House'tan Keir Giles, "İngiltere'nin gerçekte neler yapabileceğine dair tek bir doğru cevap yok" diyor ve sözlerini, "Çünkü Rusya'nın İngiltere'ye meydan okuyabileceği farklı senaryolar var" diyerek tamamlıyor.
İngiltere toplumu, Polonya, Finlandiya ve Baltık ülkesi toplumlarının aksine, savaş fikrine kesinlikle hazır değil.
Böyle bir olasılığa yönelik ciddi hazırlıklar hem pahalı, hem de siyasi açıdan riskli olacaktır.
Ancak Chatham House'tan Giles, İngiliz halkına şu düşündürücü tavsiyeyi veriyor:
"Sahip olduğunuz hakların, özgürlüklerin ve refahın aslında tehdit altında olduğunu ve özgürlüğün bedelsiz gelmediğini kabul edin."
"Ve şunu anlayın ki, yaşadığınız hayatlar değişmek zorunda kalacak. Bu, mevcut hükümetin veya ondan önceki iktidarların suçu değil; bedelin yüksek olmasının sorumlusu onlar, ancak sorunun asıl nedeni Moskova'da.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.