Yaşlılara 'Susamasanız Bile Su İçin' Önerisi
Doç. Dr. Gülşah Kaner Tohtak, yeni tip koronovirüse (Kovid-19) karşı en çok risk altındaki grup olan yaşlıların susamasalar bile su içmesi gerektiğini söyledi
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Gülşah Kaner Tohtak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koronavirüsle mücadelede vatandaşların evlerinden çıkmamaları kadar ihtiyaçları olan besinleri de doğru zaman ve nitelikte tüketmelerinin çok önemli olduğunu ifade etti.
Vücudun sıvı dengesinin de hastalıklarla mücadelede çok önemli olduğuna dikkati çeken Tohtak, şöyle konuştu:
“Su, yaşam için elzemdir. Özellikle yaşlıların günde en az 2 litre sıvı tüketmesi gereklidir. Gereksinmeyi karşılamak için günde 8-10 bardak sıvı tüketilmesi uygun olacaktır. Yaşlı bireyler susamasalar bile belirli aralıklarla su içmelidir. Yeterli su veya sıvının tüketilmesi normal böbrek fonksiyonlarının sürdürülmesi, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve kabızlığın önlenmesi açısından gereklidir. Taze sıkılmış meyve suyu, süt, ayran ve çorbalar yaşlılar için uygun sıvı kaynaklarıdır ve aynı zamanda diğer besin ögelerini de içerirler. Yaşlı bireylerin sıvı alımında ve kalsiyum gereksinmesini karşılamada süt iyi bir içecektir."
Yaşlılara ve evde olanlara besin önerileri
Kovid-19'a karşı yaşlılara ve evde olanlara önerilerde de bulunan Tohtak, bu virüse karşı beslenmenin önemine işaret etti.
Her öğünde süt ve ürünleri, et ve ürünleri, taze sebze ve meyveler ile ekmek ve tahıllar grubundan ihtiyaca göre uygun miktarda tüketilmesi gerektiğini ifade eden Tohtak, A, C ve E vitaminlerinin vücutta hücre hasarını önleyerek normal hücre işlevlerinin sürdürülmesini ve bazı zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağladığını kaydetti.
Süt, peynir ve yumurtanın A vitamininin önemli kaynakları arasında yer aldığını, A vitaminin ön maddesi olan beta-karoten açısından zengin turuncu ve koyu yeşil yapraklı besinlerle turuncu meyvelerin de yeterli miktarda tüketilmesi gerektiğini dile getiren Tohtak, bağışıklık için çinko ve selenyumun da çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Demirin bağışıklık sistem işlevleri için gerekli olduğunun altını çizen Tohtak, şöyle konuştu:
"Kırmızı et ve ürünleri, tavuk, yumurta, kuru baklagiller, zenginleştirilmiş tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler demirin önemli kaynaklarıdır. Özellikle ette bulunan demirin vücutta kullanılabilirliği yüksektir. Sebze ve meyve tüketimi ile vücuda alınacak C vitamini öğünde var olan demirin emiliminin artmasına yardımcı olacaktır. Demir emilimini artırmak için kuru baklagiller, pekmez, tam tahıl ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri, C vitamininden zengin besinler taze meyve ve sebzeler ile beraber tüketilmelidir. Ayrıca demir emilimini engellediği için yemeklerle birlikte çay-kahve tüketiminden kaçınılmalıdır."
Tohtak, balık ve cevizde bulunan omega 3 yağ asitlerinin organizmayı patojen, bakterilere, virüslere, mantarlara, yabancı dokulara ve tümörlere karşı koruduğunu, antijenlere karşı antikor adı verilen özel proteinler ürettiğini sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.