"YENİ CEHAPE" NASIL İKTİDAR OLUR?!
Cüneyt Şaşmaz yazdı: "YENİ CEHAPE" NASIL İKTİDAR OLUR?!
"Demokrasi, her şeyin aynası değildir."
Nusret DEMİRAL
...
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."
...
Diri’yi öldürmeye çalışmanın, ölü’yü diriltmeye çalışmanın hiçbir yeri akıl’a bilim’e uygun değil!
Mustafa Kemal, ölümlü bir fani.
Laik Türkiye Cumhuriyeti ise Atatürk’ün bizlere emanet ölümsüz eseri!
Hal böyleyken...
Günümüz dünyasında güvenlik hayat memat mesele, bir de nitelikli istihbarat.
Gelecek öngörüsüne sahip olmayan sermaye, anlık kazanabilir ama 1 şey değişir, bilgi sahibi olunmaz ise çok hızlı kazanılanlar kaybedilebilir.
"Haddini bilmek" esas, ne var ki, vasat'ın "Şampiyon" olduğu ortamda kime ne söylense boş.
Demem o ki:
Dün dünde kaldı, bugüne dair yeni heyecan’lara, kordüğüm’ü çözmek için yeni ‘bakış açıları’na, yeni saflaşmalara ihtiyaç var.
Demem şu ki:
At gözlüğü ile ‘güncel siyaset’i izleyenler, kısır politik çekişmeler peşinde koşanlar için "Dünya", onların etrafında dönüyor, olabilir.
Öncelik, dış politika’da!
Diplomasi ya da çevrelemeden ziyade, yüksek askeri güç’le felç etme, hareket edemez hale getirme düşüncesi’nin iz’düşümünde!
Başka?!
Tam deyişiyle, istihbarat savaşları bağlamında, "Post-Truth(gerçek ötesi)" yani her şey’in mümkün olduğu bir süreç bu.
Süreç'in soru'su şu:
14 Mayıs ve/veya Haziran 2023 dilemması’ndan, sarmalından kurtulmak için hangi ‘ortak menfaat’e seslenip, "Güvercin’lerin dahi ürkmediği, tedirgin olmadığı" bir süreç’i ayak’a kaldırmalı?!
1776, 1789, 1923, laik, üniter "zinde" medeni zamanlar.
Potansiyel cumhurbaşkanı adayı baş’ını dik tutmalı, okurun, seçmenin gözlerinin içine bakarak yürümeli.
Yüksek kolpacı "katalog siyasetçi", temsil ‘gözler kalbin aynasıdır’dan mülhem vatandaş’ın kalbini, zihnini okumalı!
Nerde?!
Eski zaman gelinlik kızlar gibi baş hep öne eğik, hayırlı kısmet peşindeler.
Özal gitti, Çiller geldi, o gitti Erdoğan, kısmetse yenisi.
Başın önüne eğik yürüyeceksen neden Baştankara'da ikamet’te ısrarlısın?!
Soru:
Türkiye bu açmazdan nasıl çıkmalı, çıkacak?!
Köprü’yü ele geçiren "şark sofrası"nda "yeni düzen"i kurar, büyük resim’de enerji’nin de "1 numara"sı olur.
...
"Yeni Anayasa kurmacası" üzerinden Erdoğan’a verilen yetkiler, içinde yaşadığımız coğrafya dahil kimde var?!
Erdoğan'ı köşeye sıkıştıran konjonktür, aynı zamanda Erdoğan'ın arkasında duran, silüet’i içinde kaybolan sermaye’yi, büyük inşaat şirketi patronajı’nı ve de yüksek bürokrat, siyasi zevatı da kapsamıyor mu?!
"Neo Atatürk" olma hayali kuranlara ve/veya "Gordion Düğümü"nü çözmeye çalışanlara gelince...
"Gordion Düğümü"nü çözmeye adayım diyen faninin, mertçe ortaya çıkıp duruşunu, tavrını ortaya koyması gerekmez mi?!
Konjonktür her şeye müsait, "kolpa" hariç.
Bazen aksi iddia edilemeyecek şeyleri söylemek gerekir!
Cumhurbaşkanı adaylarının diyeceği yeni şeyler var ise dinlemek isteriz.
Beyan esas, ne var ki, her daim itimat da kontrol’e mani değil.
Bugünkü yanlışlara direnip yarınki felaketlere engel olabilmenin en önemli şartlarından biri, geçmişi doğru ve iyi öğrenmektir.
Her hükümet yıkılmak için kurulur, yıkılma vakti geldiyse o iktidarı ayakta tutmaya hiçbir Savcı’nın iddianamesinin gücü yetmez.
Hükümetlerin değişmediği yönetim şeklinin adı demokrasi değil, otokrasi ve/veya Tiran’lıktır!
Yeri gelmişken altını çizerek bir kez daha kayda geçirelim:
BOP'a muhalif olmak başka şey, Ak Parti'ye, bu parti'ye oy verenlere karşı olmak başka şey.
Erdoğan'a karşı olmak, eşittir BOP'a karşı olmak değil.
Baş'a gelmek değil mesele, hangi matematik üzerinden o koltuğa oturduğun, kim'ler adına çözüm, siyaset üreteceğin mühim mesele!
Arkasına, peşine takıldığın "lider" çürük ise avlanmış ise enerji bazlı devletler oyun'unda oyuncak olmuş ise dön dolaş aynı hikaye.
Sadece ter akıtmak yetmez, neyi neden yaptığınızı her daim bilmek elzem.
Algı illüzyonu yaşamamak için "Gördüklerinin yarısına duyduklarınızın hiçbirine"!
2023 Türkiyesi’nde tüm hikaye "Erdoğan’ı indirmek" midir?!
Erdoğan'ı indirince sorun ve/veya kor’düğüm çözülüyor mu?!
Peki ya liyakat!?
Bu sorunun cevabından kim ne kadar emin!
Büyük Resim’deki yangınla ilgili herhangi bir kimsede çözüm eskizi var mı?!
...
Dünya Türklüğü Strateji ve Akıl Merkezi Genel Sekreteri Hülagü Han Türk, Yeni CHP'nin "Stratejik Adımları"nı takip etmiş ve nasıl iktidar olabileceklerini kaleme almış.
WhatsApp'tan bana ilettiği aşağıdaki yazı ona ait.
...
"Gazi Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK’ün partisi, Gazi ebediyete göçtükten sonra defalarca değişime uğramıştır.
Bu değişimin ne zaman başladığını tarihin derinliklerine inip tekrar ele almak için epeyce zaman gerekir.
Bununla beraber, CHP’nin kırılma anlarını belirtmekte fayda var.
Fethullah Gülen'in en yakın adamlarından Kasım Gülek'in parti de yer alması herhalde kırılma anlarından bir tanesidir.
Atatürk karşıtı siyasetçilerin parti içerisine girmesi, tarihi açıdan pek önemlidir.
Bununla beraber, Amerika’da eğitim alan, bir türlü Halkın Adamı olamayan Deniz BAYKAL’ın da parti Genel Başkanı olması, CHP açısından şanssızlık olsa gerek.
Zaten Sayın Baykal'ın çıkan özel görüntüleri sonunda parti Genel Başkanlığını bırakması ve Parti’nin başına operasyon ile Kemal KILIÇDAROĞLU’nun getirilmesi Türk Milleti ve CHP açısından yine en kritik dönemde, planlanan ve uygulanan stratejik adımlardan bir tanesiydi.
Burada Deniz Baykal ile önemli bir şeyi belirtmek gerekmektedir.
Kendisinin siyasi başarı ya da başarısızlığı tartışılırken, yaptığı hareketin sadece kendisini bağladığını, bunun özel hayatla alakalı olduğunu belirtmekte fayda var.
Fakat özel görüntüleri çıkan kişiyi vekil yapması, etik değerler açısından çok aşağılık bir durumdur.
Ama makalemizin asıl önemli kahramanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’dur.
Altın nesil diye Türk Milleti’nin önüne konan, fakat "hırsızlık" yaparak soruları çalan hırsız nesil, Hakim, Savcı, Akademisyen, Polis oldu, en stratejik kurumlarda yer aldılar.
Kaset operasyonunu Deniz Baykal'a yaparak Kılıçdaroğlu’nun önünü açtılar.
Türk siyaset mekanizmasında derin yaralar bırakan operasyonlar yapan Gülen Terör Örgütü, tarihi adımları, Stratejik Akıl Merkezi tarafından çok iyi bir şekilde yönlendirilip, kullanıldılar.
Makalemizin asıl kaleme alınma amacı, Sayın Kılıçdaroğlu'nun iktidar olması için hangi adımları atması ile alakalıdır.
Burada kendisine destek vererek nasıl iktidar olunur ve nasıl yönetim paylaştırılır bunu anlatmaya çalışacağız.
Umarım Sayın Genel Başkan yaptığımız danışmanlığı dikkate alır ve uygulamak için mücadele eder.
Sayın Kılıçdaroğlu, girdiği tüm seçimleri kaybetmiş, hiçbir seçimde başarı sağlayamamıştır.
Hatta, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde oy kullanamamış, alay konusu olmuştur.
Kendine oy vermekten bi haber olan Kılıçdaroğlu ne yaparsa başarılı olur sorusunun cevabını vermeden önce, Başkanlık referandumunda mühürsüz oylar için tek bir kelime etmediği gibi Anayasal hakkını da kullanmamıştır.
Hatta, bu konuda CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, süreci Anayasa Mahkemesi'ne götürmek istemiştir ve yeterli desteği Genel Başkan’dan alamamıştır.
Sonra’dan ise Bay Kemal, Adalet Yürüyüşü yapmıştır, nedeni nedir, tartışmaya açıktır.
Cumhuriyet Halk Partisi'ne, PKK sevicilerini, Gülen savunucularını ekleyen, AKP eskilerini alan Kılıçdaroğlu, Türklük ve Atatürk için mücadele eden, gerçek vatansever insanları uzaklaştırarak Yeni CEHAPE’yi kurmuştur.
Yeni Cehape’de her şey tartışılabilir, Anayasa, Türklük, Atatürk vb.
Tartışılmaya açık olmayan tek şey ise, PE-KA-KA dır.
Neyse, konumuza yeniden dönelim, KILIÇDAROĞLU ne yaparsa iktidar olur sorusunun cevabını bulalım.
Buna uygun strateji ve taktik belirleyelim.
Bay Kemal, öncelikle Anayasa’dan başlasın.
Anayasadan Türklüğü çıkarmaya çalışan Deva Partisi ile daha sıkı çalışmalı, Anayasanın ilk dört maddesini değiştirmeli.
Bu konuda BABACAN ne derse yapmalı.
Hatta her toplandıklarında siyah duman tüttürmeliler, beyaz duman aday belirlenince tüttüğü için.
Türklük kelimesinin yasaklanacağını, her yerde deklare etmeli.
Özellikle, Amerikalı ve İngiliz Büyükelçilerine bunu sıkça belirtmeli.
Özerklikten bahsetmeli, Türkiye'nin özerkliğe uygun olduğunu, ülkede federasyon sisteminin uygun olduğunu açıkça belirtmeli.
PKK kurucusu, "Sayın" Öcalan’a af verilmeli demelidir.
Partide kıyıda köşede kalan hiçbir Türk bırakmamalı.
Atatürk diyenleri ihraç etmeli.
Parti tüzüğünde yazdığı Suriyeliler entegrasyonu’nu acil olarak uygulamalı.
Kuzey Afrika’dan 10 milyon mülteci alacağını beyan etmeli.
Atatürk’ü ders kitaplarından kaldıracağını belirtmeli.
Teröriste gerilla, Türk askerine ise, kimyasal silah kullandı demeli.
Tüm Jandarma ve Polis Teşkilatını illegal göstermeli.
Parti’ye daha çok AKEPE eskilerini getirmeli.
6’lı Masa’nın adayı kesinlikle eski AKP'li olmalı.
Asıl stratejik olarak bakan listesini açıklamalı.
Asıl önemli olan, Bakanlar kurulunu tam anlamı ile düzgün bir şekilde yapmalıdır.
Yine Devletin en kritik makamlarına kimleri getirmesi noktasında fikirlerimizi kendisine vermekten mutluluk duyarız.
Şimdi ilk iş olarak devletin en kritik makamlarına üst düzey yönetici atama örneklerine geçelim.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başına, Deva Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Metin GÜRCAN getirilmeli.
Kendisi dil bilir.
Tek kusuru şu anda devletin mahkemelerinde devletin sırlarını ifşa ettiği iddiası ile yargılanmaktadır.
(Not: Masumiyet Karinesine inanıyoruz)
İletişim Başkanlığı'na Fehmi Koru’nun getirilmeli, kendisi hem Pensilvanya ile iletişim kurar hem de Sayın Gül ile iletişim sağlar.
Mekik diplomasisini İngiltere’den iyi öğrenmiştir.
Yardımcılıklarına, Dr. Paul Joseph Goebbels taktiklerini uygulayabilecek olan, Nagehan ALÇI ve Eşi Rasim Ozan Kütahyalı getirilmelidir.
Dışişleri Bakanlığı'na Hacer Foggo getirilmeli.
Dil'inin Amerikanca olması önemli.
Yardımcısı, Şebnem Korur Fincancı olmalı.
İçişleri Bakanlığı'na Ahmet Altan getirilmeli.
Yardımcısı, muhakkak Nazlı Ilıcak olmalı.
Fetö Terör Örgütü'nü tanır.
Devlete atama noktasında destek verirler.
Yine yardımcı olarak Sezgin Tanrıkulu verilmeli.
Milli Eğitim Bakanlığı'na Prof. Dr. Yasin AKTAY getirilmeli.
"Türk yoktur!" diyen Milli Eğitim Bakanı'nın yardımcılıklarına, "Suriyeliler gelince yağmur yağdı" diyen İkbal Gürpınar ve İsmet Berkan getirilmeli.
Milli Savunma Bakanlığı'na, Kozmik Oda'ya girilmesi için bahane edilen Bülent Arınç getirilmeli.
Yardımcılıklarına ise HDP'li Bektaş ve Gergerlioğlu atanmalı.
Spor Bakanlığı'na, daha önce Irak ve Suriye kırsalında dağda görev yapmış, gerilla olan HDP’li yöneticilerden birini atamalı.
Bunun sebebi fakir Türk ve Kürt evlatlarına eğitim noktasında yardımcı olabilir.
Ulaştırma Bakanlığı'na Sırrı Süreyya Önder getirilmeli.
APO'nun mektuplarını rahat getirip, götürür.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Daron Acemoğlu’nu kendi zaten atadı.
Yardımcısı Mehmet Şimşek olmalı.
Babacan da destek atar.
Kültür Bakanlığı'na İyi Parti eski grup Başkan vekili Yavuz AĞIRALİOĞLU getirilmeli.
"Müslüman olmayan Türk olamaz!" demişti.
Yardımcısı Pervin Buldan olmalı.
Adalet Bakanlığı'na HDP eş başkanı, Mithat Sancar getirilmeli.
Kendisi, Ankara Hukuk mezunu.
PEKAKA yerine PE-KE-KE der.
Bir de tek kusuru terörist yerine gerilla.
Kalan Bakanlıkları 6’lı Masa’nın üyeleri arasında paylaştırırsa, muhakkak iktidar olur.
Danışman olarak Sayın DAVUTOĞLU getirilmeli.
Kendisi göçten sorumlu danışman olmalı.
Yine boşta kalan danışmanlıklarına, AKP eskilerini getirmekten asla vazgeçmemelidir.
SONUÇ:
Sayın Bay Kemal, günümüze kadar, iktidar ne kadar sıkışsa, desteğini esirgemedi.
Millet ekonomik kriz ile boğuşurken, olmayan "Türban" sorunu ile motivasyonunu kaybetmiş, siyaseten zayıflamış AKEPE’ye can suyu olmuştur.
Şimdi artık kendisi iktidarı hak etmektedir.
İktidara canhıraş destek olan Bay Kemal, iktidarı artık eline alarak iktidarın eskileriyle birlikte TÜRKİYELİ olmayı başarmalıdır."
...
Netice:
Devletlerin dostu yoktur, yüksek çıkarları vardır!
2023 "Cehennem Kış’ı" küresel aksta ortak çıkar:
Yeniden Atatürk!
Yeniden Laik Türkiye!
Yeniden çağdaş Türkiye!
Hülasa:
Atatürk’ün "Gençliğe Hitabe"si bir duvar süsü değil, "Erken Uyarı Sistemi"dir!
Ezcümle:
Sezar öldükten sonra Brütüs de peşinden yolcu edildi, bu sebep’ten erken kalkan’ın sattığı bir süreç bu!
Mezarlıklar nice vazgeçilmez ile dolu.
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.