Yenilik Partisi Genel Başkanı Yılmaz: Halk adam yerine konmak istiyor, kukla olmak istemiyor!
Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Kazakistan'da yaşanan olaylarına ilişkin, "Halk orada adam yerine konmak istiyor, kukla olmak istemiyor veya kuklalar tarafından yönetilmek istemiyor." dedi.
Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Kazakistan'da yaşanan olaylarına ilişkin, "Halk orada adam yerine konmak istiyor, kukla olmak istemiyor veya kuklalar tarafından yönetilmek istemiyor." dedi.
Yılmaz, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kazakistan'da LPG fiyatlarının zamlanmasının ardından başlayan protesto ve şiddet olaylarına ilişkin değerlendirme yaptı.
Bu yüzyılın, baskıcı, tek adam yönetimlerinin, diktatörlerin yılı olduğunu söyleyen Yılmaz, Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in görevinden ayrıldığı halde bütün kritik atamalarda etkisi bulunduğunu, perde arkasından ülkeyi yönettiğini savundu. Kazakistan'daki olayların ardından diğer diktatör ülkelerin destek yolladığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
YILMAZ KAZAKİSTAN’DA OLAYLARIN PERDE ARKASINI ANLATTI
“Kazakistan’da ne oluyor? Türkiye’de de tartışılıyor. Tabi bu tartışan arkadaşlarımızın çoğunun Kazakistan’la bir alakası yok.” diyen Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Kazakistan’a bir defada gitmiş değiller. Oradan buradan topladıkları bilgilerle bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Kazakistan’da ne olmuştur? Önce şunu söyleyelim; Nursultan Nazarbayev ekonomik olarak 29 yıl ülkesini tam 15 kat büyütmüştür. O devlete vücut vermiştir. Çok önemli devlet adamlığı yapmış. Bu süre içerisinde ve devletin toparlanmasına, ekonomisinin belli bir noktada durmasına öncülük etmiştir, yardımcı olmuştur. Ülkeyi yönetmiştir. Peki ne olmuştur da bu olaylar olmuştur? Bu olaylar niye böyle olmuş? Çünkü bu yüzyıl. Maalesef baskıcı yönetimlerin, diktatörlerin tek adam yönetimlerinin yüz yılıdır. Yani şu içinde bulunduğumuz 2000 ve 2000 sonrası dönemde tek adam yönetimleri ve diktatörlerin hüküm sürdüğü 1 dönem olmuştur. Belarus’ta aynı Kazakistan’da aynı Rusya da aynı pek çok Afrika ülkesinde aynı ve bizim ülkemizde de aynı. Seçimle gelip veya bir kısmı kuruluşla gelir. Bir türlü gitmek istemeyenlere karşı bir itirazdır bu. Bakınız seçimle veya kurulduğunda o anda ülke yönetimine gelip bir türlü elindeki gücü bırakıp gitmek istemeyenlere karşı halkın bir itirafıdır bu itiraz. Bazen bir fiyat artışı ile ortaya çıkıyor. Bazen ise daha büyük çaplı anayasa değişiklikleri ile temel hak ve özgürlüklere getirilen kısıtlamalarla veya başka konularla gündeme geliyor. Demek ki Kazakistan’daki durum gelip de gitmeme işidir.” İfadelerini kullandı.
Öztürk Yılmaz açıklamalarının devamında şunları söyledi:
Diyeceksiniz ki nazar baya gitti. Nazarbayev 2019 da gitti ama ne yaptı giderayak? Kendisini ülkenin babası ilan etti. Anayasal bir kurum haline getirdi. Ülkenin babası 2. Ülkenin başkentine kendi adını verdi.
Kazakistan’daki. Oligarklar, zenginler, petrol baronları, ülkenin kaymağını yiyenler paralarını İsviçre ve diğer adalardaki ofshore hesaplara taşır. Halk zenginlik içerisinde yoksulluk çekti. Halkın yüzde 60’ı maalesef açlık sınırının da altında yaşamaya mahkum bırakıldı. Keşke gelip gidebilseler, keşke bırakabilseler ama maalesef bu olmadı. Şimdi dersiniz ki; Kazakistan Cumhurbaşkanı Hükümeti görevden aldı. Ama sistem değişmiyor, gene devam ettirmek istiyorlar. Hükümetler onlar için bir kukla. Bunu karşılaştırma yapabiliriz. Tayyip Erdoğan için Binali Yıldırım ne ise, Nazarbayev için Tokayev de odur. Açıkça söylüyorum şu anda Tokayev, Nazarbayev gölgesinde ve onun adamlığını, işlerini yapmak için yetkilendirilmiş, görevlendirilmiş birisidir. Şimdi dedik ki, gelip de gitmeyenler yüzyılı. Peki bu ne oluyor? Bu diktatörler dayanışmasına dönüşüyor. Mesela ne oluyor şimdi? Kazakistan’ın da olaylar oluyor. Belarus hemen Kazakistan’ı kaybetmeyelim diyor. Çok milli bir söylemle ortaya çıkıyor. Belarus’taki diktatör hemen Rusya barış gücünü gönderiyor. Ve diğer diktatör ülkeleri hemen harekete geçiyor.
Rus Barış gücünü ülkeye çağıran yetkililer kardeşimiz de bu tek adam yönetimine karşı isyan edenler bizim kardeşimiz değil mi? Ülkede şu anda maalesef işte tek adam yönetimi sorunu var.
TÜRKİYE’DE AKP NE İSE KAZAKİSTAN’DA NUR OTAN PARTİSİ DE ODUR!
Diktatörlüklerinizde bir düzen tutturamıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Rusya’dan asker çağırıp kendi halkımıza karşı silah kullanma eğilimine giriyorsunuz. Utanç verici bir durum. Evet, Kazakistan bizim kardeşimiz Nursultan Nazarbayev zamanında görevini yaptı; ama kardeşim orada da halkın talebi, özlemi var ve halk gerçekten orada bir şeye bir adam yerine konmak istiyor. Sürekli kukla olmak istemiyor veya kuklaların yönetimde kalmak istemiyor. Kazakistan’daki neyse Türkiye deki durum da odur. Gelip de gitmeyenlerdir. Kazakistan’da Nazarbayev yüzde 95’te seçim almıştır. Peki, yüzde 95’te seçim alan Nazarbayev’in heykeli Saddam gibi neden düşürülüyor? Niye düşürüyor Saddam gibi? Çünkü siz istediğiniz eğer tek adam oluşturmuşsanız bütün güç sizin eliniz elinizde ise istediğiniz gibi seçim sonucu üretebilirsiniz. Yüzde 95 nedir ki? Yüzde 95’i hiç kimse sormuyor muydu bu zamana kadar? Ya bu halkın yüzde 95’i bir insana nasıl oy verebilir? Bu kadar siyasi parti var. Bakınız orada da aynıdır. Nur Otan Partisi Kazakistan’daki şu anda hükümet oluşturan Nur Otan Partisi bir parti değildir. Aynı Türkiye’deki gibi AKP’nin devletleşmiş halidir ve kesinlikle tek adam yönetimi vardır.
KENDİ HALKINA KARŞI RUSYA’YI YARDIMA ÇAĞIRAN KUKLALARA MI SAHİP ÇIKACAĞIZ?
Kazakistan’a sahip çıkalım. Peki, Kazakistan’a Rus askerlerini çağıran yönetime mi sahip çıkacaksınız? Yoksa onlara karşı olan halka mı sahip çıkacaksınız? Kime sahip çıkacaksınız? Kazak halkına mı sahip çıkacağız? Yoksa gitmemek üzere sistemi kurgulayan ve sıkıştığı zaman Rus Barış Gücünü ülkeye çağırıp kendi halkına karşı silah kullanma eğiliminde olan kuklalara mı sahip çıkacaksınız.
Bakınız Türkiye’deki durumla oradaki durum farklı değil. Hiç kimse kusura bakmasın. Erdoğan, millet tehdit ediyor, “Sokağa inerseniz, gösteririm gününüzü.” diyor. Ne farkın kalıyor o zaman Kazakistan’dan? Anayasada barışçıl, gösteri yapma hakkı var mıdır, yok mudur? Seni protesto etme hakkın var mıdır, yok mudur? Bu anayasada barışçıl, gösteri ve protesto hakkı var mıdır, yok mudur? Yok diyorsan, aç anayasayı oku. Var diyorsan, milleti niye tehdit ediyorsun? Çünkü onlardan bir farkın yok. Sen de burada diktatörlük yapıyorsun ve tek adam yönetiminin ve orada ayaklanma olduğu zaman sende burada korkuyorsun. Sen de burada korkuyorsun, korktukça da milleti tehdit ediyorsun. Hiç kimseye bakmıyor, dikkat edin herkes sus pus. Herkes susmuş, kimse yazmıyor, yazamıyor, çizemiyor. Niye? Yahu Kazakistan’daki olayları değerlendirseler ne? Televizyonlarda 3 maymunu oynuyorlar. Erdoğan haklı olarak Kazakistan’daki olayların değerlendirilmesini istemez çünkü işin ucu ona da dokunuyor. Oda tek adam yönetimini uyguluyor. Ama kukla muhalefette değerlendirmiyor. Çünkü kukla muhalefet de tek adam rejimini savunuyor.
DİKTATÖRLER RAHATSIZ OLDU
Ülkedeki yönetim meşruiyetini kaybettiği zaman dışarıdan barış gücü çağırıyor. Rusya barış gücü gelecek, Rus askerleri orada yeniden veya ayaklanan veya protesto eden Kazak halkına karşı silah kullanacak. Niye Kazakistan’daki kukla yönetim yerinde kalsın diye? Niye? Çünkü bu Putin’in de işine geliyor. Çünkü orada Kazak halk bir şeyi başardığı zaman Putin de orada rahat edemeyecek. Lukaşenko da rahat edemeyecek Ukrayna’daki rahat edemeyecek, Türkiye’deki de rahat edemeyecek.
HALKLARIN HEPSİ BASKI ALTINDA
Halklar tamamen şu anda baskı altındadır. Tek adam diktatör yönetimleri gelmiş musallat olmuşlar. Gelmişler, gitmiyorlar, gelip gitmeme çağı bu. Demokrasiye inanmıyorlar, kuralları değiştirmişler, basını tamamen ellerine almışlar. Bütün sistemi tekellerine almışlar, yargıyı denetliyorlar. Konuşanları içeri atıyorlar, tehdit ediyorlar. Sokakta barışçıl gösteri yapanlara parmak sallıyorlar Ne farkınız var? Şimdi normalde bu durum eleştirme gerekmez mi? Kazakistan’daki olan durum şu; Türkiye’de zamlara karşı birisi diyelim protesto gösterisi yapıyor ve Erdoğan’ın düşünün ki Rusya’dan Rus askerini çağırıp göstericilere karşı bunları kullanması gibi Kazakistan’daki durum bu kardeşim?
Hiçbiriniz halktan daha değerli değilsiniz. Hiçbiriniz halkın refahının daha fazla önemli insanlar değilsiniz. Hiçbirimiz gerekli değilsiniz, hiçbiriniz lazım değil. Siz hiç bu halkın yanında değilsiniz. Hiçbiriniz bu toplumlar hayrına bir iş yapacak durumunuz kalmamıştır. Evet geldiğinizde yaptınız ama kullandınız onu. Suyunu çıkardınız, cılkını çıkardınız ve hepiniz gidersiniz inşallah. 2023 Bütün bunlardan kurtulduğumuz yıl olacak. İnanıyorum bakınız; ya halk 1 tepkisini görüyor, sen halka ateş açıyorsun. Bir de milli iradeden bahsediyor bunlar. Kazakistan’da al bakalım yüzde 95 seçilmedi mi Nazarbayev? Bu halk aynı halk değil mi? Şimdi sokaklara bakıyorsunuz o yüzde 95’inin içerisinde en az yüzde 50’si ayaklanmış.
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VEREN KARDEŞLERİMİN YANINDAYIM
Ben Kazakistan’daki kardeşlerini yanındayım, Kazak halkının yanındayım. Evet, Belarus’ta gerçekten mücadele veren gençlerin yanındayım. Onlarda benim kardeşim; çünkü onlar da diktatörlüğe karşı geliyor. Rusya’daki diktatöre karşı mücadele veren Rus halkının yanındayım. Evet, Türkiye’de Erdoğan’a karşı mücadele veren herkesin yanındayım. Hepsi bunların aynı, tek adam, diktatör.
ÖLMEK YAŞAMDAKTAN DAHA ONURLU VE ŞEREFLİ BİR DAVRANIŞTIR
Biz de Yenilik Partisi olarak kesinlikle insanın özgürlüğünü savunuyoruz. İnsan özgür olmadıkça bu dünyada her şey zulüm olur. Bizim yediğimiz içtiğimiz zehir zıkkım olur. Tehdit edildiysek, korkuyla yaşıyorsak, eğer hala içeri atılmaktan korkuyorsa sokakta öldürülmekten korkuyorsa, bir şekilde medyada linç edilmekten korkuyorsa ordan yaşamla ölüm arasında fark kalkmıştır. Ölmek yaşamaktan daha onurlu ve şerefli bir davranıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.