JAMA Network Open bülteninde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, her zaman ya da çoğu zaman müsait olan ve konuşmaya ihtiyacınız olduğunda sizi dinleyeceğini bildiğiniz birinin olmasının, bilişsel dayanıklılığın daha yüksek olmasıyla bağlantı sergilediğini gözlemlemişler. Bilişsel dayanıklılık, beynin fiziksel yaşlanma miktarına göre beklenenden (veya beyindeki hastalıkla ilişkili değişimlerden) daha iyi işlev gösterme kabiliyetinin bir ölçütü konumunda. Pek çok sinirbilimci, bu kabiliyetin zihni uyaran faaliyetler, fiziksel egzersiz ve olumlu sosyal etkileşimler yoluyla desteklenebileceğini düşünüyor.

New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yardımcı nöroloji profesörü ve üniversitenin Nöroloji Bölümü Bilişsel Nöroloji Merkezi üyesi olan baş araştırmacı Joel Salinas, “Bilişsel dayanıklılığı, beynin yaşlanmasının ve hastalıklarının etkilerine karşı tampon şeklinde görüyoruz” diyor. “Sayıları giderek artan bulgular; insanların gerek kendilerinde, gerekse en fazla önem verdikleri kişilerde bilişsel yaşlanmayı azaltma veya Alzheimer hastalığı belirtilerinin gelişmesini önleme ihtimalini artıracak adımlar atabileceğini gösteriyor. Bu araştırma ise söz konusu bulgulara yenilerini ekliyor. Hastalığın çaresi hâlâ bulunamadığı göz önüne alındığında, bu durumun önemi çok daha fazla ortaya çıkıyor.”

Amerika’da 5 milyon kişinin Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Çoğunlukla 65 yaş üstü kişileri etkileyen bu ilerleyici hastalık; hafıza, dil, karar verme ve bağımsız şekilde yaşama kabiliyetine müdahale ediyor. Salinas’a göre hastalık genelde yaşlı nüfusu etkilese de, çalışmanın sonuçları, 65 yaşından küçük kişilerin sosyal desteklerini değerlendirerek fayda sağlayabileceklerini gösteriyor. Beyin hacmindeki her gerileme birimine karşılık, kendilerini dinleyen az miktarda kişinin bulunduğu 40’lı ve 50’li yaşlarındaki insanlar, kendilerini dinleyen kişi sayısı çok olan insanlara kıyasla dört yıl daha yüksek bir bilinç yaşı sergiliyor.