Yüzüncü Yıllarda Üzerimize Düşen ...
Şevket Bülent Yahnici'nin yeni yazısı
27 Aralık 1919 , KURTULUS VE KURULUŞ iradesinin İstanbul'dan yola çıkarak çok uzun ve meşakkat dolu bir yürüyüş sonrasında Ankara ve Ankaralıyla buluştuğu gündü.
Havza'da artık "biz varız ,millet var" beyanını veren; Amasya'da bu beyanı resmileştirerek dosta düşmana "tamim" eden; kongrelerle Milletle beraberliği tescil ettiren irade Ankara yolundaydı ,artık. Dağılmış asker ,ordu yok ölçüsünde; silah , mühimmat hakeza...Askeri toplasan eline verecek silahın ,ayağına giydirecek çorabın ,postalın yok...Tayın çıkaracak malzemen yok...Nasıl savaşacaksın? O günlere kadar her taşkalada ve o günlerden sonra (Cumhuriyetin ilanından günümüze da birçok kereler "din elden gidiyor" ayaklanmacılarından ses seda yok, "tık" yok!...Irz gitmiş ,namus çiğnenmekte önemli değil...Hatta bir de üstüne üstlük "ezan susmasın ,bayrak inmesin" inancıyla "yok" şartlarda kuvvaya /kuvvacılıga soyunan vatanseverlere "hain" deyip idamlarına ferman eyleyeceksiniz...İşte 1919'lari,1920'leri,1921'i,1922'i bu şartlarda yaşayarak 13 Ekim'e , bu kavganın içinden 1923'e ve şanlı, kanla kurulu Cumhuriyete kavuştuk. Hepsinin ve her şeyin yüzüncü yıllarını yaşıyoruz.
"Sath-ı müdafaa" olarak tarif edilen vatan topraklarında bir ölüm kalım savaşı verildi. 23 Ağustos ile 13 Eylül 1921 tarihleri arası tarih sayfaları ve Ankara'mızın Polatlı ve Haymana toprakları 5713 vatan evladının şehadete koştuğu SANLI VE KANLA YAZILAN BIR ZAFERIN SAHIDI OLMAKTAYDI...Bu sene yüzüncü yılında bu Zaferi kutlarken kahramanlarını ve kahramanlıklarını hayırla ,minnetle ,rahmetle anacağız. Hainleri ve hainlikleri unutmamak da görevimiz olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.