ISRARLA VE ISRARLA SÖYLÜYORUZ; YENİ ANAYASA’MIZDA ŞEHİTLİĞİN VE GAZİLİĞİN TANIMINI İSTİYORUZ. Yüzdelik ve derece olmadan görev yapar yâda yapamaz raporu ile gaziler arasındaki eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldırarak (örnek şimdiki tek kimlik kartı gibi  )  gazilerimiz de tek ve ayrımlaşmadan GAZİ olmalı.

 Bugün neden mi bahsedeceğim?

Gazi sayılmayışımın 26. yılına girdim. Yıl 1995 aylardan Temmuz, Dağ ve Komando Tugayında askerlik vazifemi yerine getirirken,  terör örgütü mensuplarına dağları dar edip, tezkeremi alıp evime geldikten sonra, hayata ilk adımlarımı atarken hem gönülden yaralı, hem de vücudu yaralı olarak aradan 26 yıl geçmesine rağmen, hükümetin terörle mücadele kanunlarından hiçbir düzenleme yapmadığından malul oldum. bu durumun yüreğimi sızlatması yetmediği gibi yaramı her yıl kanatmasını, Hem devletime hem de hükümetime yakıştıramadım.

 Amerika'dan getirtilerek ülkemizin yasalarına göre uyarlanan 1053 nizamnamenin hiçbir terör örgütü ortada yokken bakanlar kurulu kararı ile 1953 yılında imzalanarak, SGK’nın çalışma cetveli haline getirildi. 1953 yılından bu yana yaklaşık 70 yıldır 1053 nizamname de hiçbir düzenleme yapılmazken, bu düzenleme Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Askerlik vazifesini yerine getiren kahraman Mehmetçiklerimizin ve ailelerinin, 3713 Terörle mücadele sırasında yaralandığında karşılarına çıkacak bu engelin, kale gibi korunan bu yasadan haberi dahi olmadığı gibi, Askerlikten soğutmaya yönelik dış mihrakların o zamanki hükümetine dayatmasıdır. Onlarca darbe olmasına rağmen hiç dokunulmayan bir düzenleme yâda üzerinde çalışma yapılmayan bir nizamname.

İtibardan tasarruf olmaz. Doğu ve Güneydoğudaki 3713 vatan savunmasında da akan kandan hiç tasarruf olmaz. Olursa da vatan olmaz. Gazinin sesini feryadını duyun artık ey hükümet yetkilileri.

2015 yılından bu yana T.B.M.M Meclisinde Milletvekillerimiz ve Bakanlarımız ile görüşmeler yaptık. Çıkan sonuç kesinlikle gazilik ünvanını verilmeyeceğini, ancak hukuk yolunun açık olduğunu dile getirdiler. Bütçe görüşmelerinde birçok milletvekilimiz konuşmalar yaptılarsa da, hiçbir faydası olmadı, çünkü konuşmanın yeri ve zamanı değildi, sadece söz hakkı alıp malul olamayan gazilerimizin mağduriyetini kullanmak. Bakın biz sizin haklarınızı mecliste dile getirdik diyerek bu mağduriyeti kullanmaları. Son zamanlarda öyle bir yalan ve mağduriyet ortaya çıkarttılar ki şeref aylığı adı altında, malul olamayan gazilere şeref aylığı verilecek diye, televizyonlar ve sosyal medyada olaya dâhil olunca yalanın alıcısı da haliyle çok oldu.

Bu vesileyle, ADALET PLATFORMU olarak Birlikte çıkmış olduğumuz bu kutlu yolda hak etmiş olduğumuz Gazilik haklarına ulaşmak için önümüzde geçmemiz gereken tek bir kapı kaldığını paylaşmak istedim. 1053 sayılı Nizamname Hükümlerine göre derece tespiti istenmeden kazandığımız davayı istinaf mahkemesinden Anayasa Mahkemesine hukuk müşavirimiz taşıdı. Anayasa Mahkemesine 11.05.2020 tarihinde başvurumuzu yaptık. 13 Temmuz’da da savunmamızı verdik. Anayasa Mahkemesi başvurumuzu kabul edip lehimize karar verirse, terörle mücadele sırasında yaralanan ve nakdi tazminat alan gönlü yaralı kendisi yaralı dava arkadaşlarımız 1053 sayılı Nizamname Hükümlerine takılmadan malul sayılabilecekler.

Bu itibarla Anayasa Mahkemesinden gelecek olumlu karar tüm mahkemeleri bağlayıcı olduğundan dava açan herkesi ve aynı zamanda dava açıp kaybeden herkesi olumlu olarak etkileyecek olup, herkesin bu haklardan faydalanması için dava açmalarını öneriyorum

Anayasa Mahkemesindeki başvurumuz için kesin bir süre vermek mümkün olmadığından tahmini olarak 8 ile 20 ay gibi bir sürede hayırlısıyla olumlu sonuç gelmesini Yüce Rabbimizden diliyoruz.

Yazmaya devam edeceğim. Beni izlemeye devam edin.

Doğru, belge ve bilgileri size aktarmaya devam edeceğim.

Adalet platformu olarak, hangi avukatla çalışıyon? Bize üye misin? Üyelik aidatını ödedin mi? diye sormadan sizlere maddi ve manevi yardımcı olmaya söz verdim. MUSTAFA GAZİM (KURUBACAK)