1995’te Savaş Sebebiydi Yunan'dan Ege'da Haritalı İşgal

1995’te Savaş Sebebiydi Yunan'dan Ege'da Haritalı İşgal

Türkiye'nin 1995'te savaş sebebi saydığı Ege'de kara suların 12 mile çıkarılmasını içeren haritayı Yunanistan Avrupa Birliğine sunmaya hazırlanıyor.

Türkiye'nin 1995'te savaş sebebi saydığı Ege'de kara suların 12 mile çıkarılmasını içeren haritayı Yunanistan Avrupa Birliğine sunmaya hazırlanıyor. Konuyla ilgili Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Türkiye açısından dün olduğu gibi bugün ve yarın da hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı açıklaması yaptı.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ile Çevre ve Enerji Bakanı Stavros Papastavru'nun imzasını taşıyan Deniz Mekansal Planlamasını (DMP) açıkladı. Yunanistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu inisiyatifin “ilk kez deniz alanlarını organize edecek kuralları belirlemesi” nedeniyle önemli olduğu belirtildi.

Açıklamada, “Yunan devletinin, ulusal hukuktan ve Avrupa Birliği'nin (AB) 2014/89 nolu kararından kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirerek ilk kez deniz alanlarının detaylı kullanımını belirlediği” öne sürüldü.

Yunan Dışişleri Bakanı Gerapetritis, bunun “jeopolitik değil, teknik yükümlülük” olduğunu savunsa da Yunanistan'ın hedefi haritayı diplomatik referans haline getirmek. Yunanistan’ın gelecekte bu haritayı Ege’deki emelleri doğrultusunda, Türkiye’ye karşı argüman olarak kullanması bekleniyor.

YUNANİSTAN: "ULUSAL ÇIKARLARIMIZA UYGUN"

Yunanistan kıta sahanlığının potansiyel en dış sınırlarının ilk kez bir AB metnine girdiğine işaret edilen açıklamada, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde kara sularını 12 deniz miline çıkarma hedefine de değinildi. Açıklamada, bunun Yunanistan'ın, uluslararası hukuktan kaynaklanan kurallar çerçevesinde ulusal çıkarlarına uygun düştüğü zamanda kullanma hakkını saklı tuttuğu bir hak olduğu iddia edildi.

Yunan haritasının Türkiye'nin olası bir tepkisine neden olabileceği belirtilen açıklamada, "Fikir ayrılığı içinde olmamız müzakere etmememiz anlamına gelmez" ifadesi kullanıldı.

Atinadan skandal adım: Akıllara Sevilla haritası geldi... Dışişlerinden jet yanıt

YÜZDE 71 YUNAN'IN

Uzmanlar haritanın fiili bir durum oluşturmasa da bir niyet belgesi olarak kayıtlara geçtiğini belirtiyor. 12 mil, Ege’nin yüzde 71’ini Yunan karasuları olması anlamına geliyor. Türkiye’ye kalan alan ise yüzde 19'dan yüzde 9’a düşüyor. Türkiye’nin Ege’den açık denize çıkışı neredeyse kapanıyor.

Söz konusu harita, Ege’de en küçük adaların bile tam yetki (yüzde 100) kıta sahanlığı bulunduğu ve Türkiye’ye karasuları dışında hiçbir hak tanınmayan Yunan tezleri esas alınarak hazırlandığı biliniyor.

Türkiye’nin "Mavi Vatan" tezinin görmezden gelindiği çalışma, önümüzdeki günlerde AB Komisyonu’na gönderilecek.

1995'TE SAVAŞ SEBEBİYDİ

1995’te Türkiye, Yunanistan'ın "12 mil" hamlesini “savaş sebebi” ilan etti. 1996’da Kardak krizinde savaşın eşiğine gelindi. Yunanistan’ın kayalıklara bayrak dikmesi üzerine Türkiye bölgeye SAT komandoları gönderdi. Yunan helikopteri düştü, iki asker öldü. Her iki ülkenin savaş gemileri karşı karşıya geldi. NATO ve ABD araya girdi.

AB'NİN KABUL ETMEDİĞİ SEVILLA HARİTASINDAN ESİNLENİLDİ

Harita, AB'nin 2020’de geçerli olmadığını açıkladığı “Sevilla haritası” ile hemen hemen aynı. Sevilla haritası, 2007’de İspanya’nın Sevilla Üniversitesi’nden Prof. Luis Suarez de Vivero hazırlamıştı. Ege’yi adeta Yunanistan’da gösteren harita, Türkiye’nin yetki alanını karasuları ve Antalya Körfezi’yle sınırlıyordu.

Yunanistan ve GKRY Sevilla haritasıyla Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapsetmeye çalışıyor

TÜRKİYE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: "HİÇBİR HUKUKİ SONUÇ DOĞURMAZ"

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Yunanistan tarafından Avrupa Birliği (AB) mevzuatı gereği ilan edilen 'Deniz Mekansal Planlaması'nda (DMP) belirtilen alanların bir kısmı, Ege Denizi'nde ve Doğu Akdeniz'de ülkemizin deniz yetki alanlarını ihlal etmektedir" ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Ege ve Akdeniz gibi kapalı ya da yarı kapalı denizlerde tek taraflı tasarruflardan kaçınılması gerektiği, uluslararası deniz hukukunun söz konusu denizlerde kıyıdaş devletler arasında çevre konuları dahil işbirliğini teşvik ettiği ve bu bağlamda Türkiye'nin Ege Denizi'nde Yunanistan ile iş birliğine her zaman hazır olduğu hatırlatıldı.

"Yunanistan'ın tek yanlı tasarruflarının ve iddialarının ülkemiz açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağını bir kez daha vurguluyoruz." ifadesi kullanılan açıklamada, söz konusu tasarruflar ve oldu bitti teşebbüslerinin Türkiye açısından dün olduğu gibi bugün ve yarın da hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı belirtildi.

"İYİ KOMŞULUK" VURGUSU

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye, Yunanistan'la ilişkilerinde her iki tarafın da sürdürmek istediği ruhu yansıtan 7 Aralık 2023 tarihli Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi çerçevesinde sorunların uluslararası hukuk, hakkaniyet ve iyi komşuluk temelinde çözümü için samimi ve kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğine dair tutumunu muhafaza etmektedir. Ülkemizin hazırladığı Deniz Mekansal Planlaması da UNESCO ile Birleşmiş Milletlerin ilgili birimlerine iletilmektedir."

1995’te savaş sebebiydi Yunan'dan Ege'da haritalı işgal - Resim : 7

TÜRKİYE'NİN DENİZ MEKANSAL PLANLAMASINA İLİŞKİN İLK ÇALIŞMA YAYINLANDI

Öte yandan Anadolu Ajansında (AA) yer alan haberde, Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM), Türkiye'nin çevre denizlerinden azami yararlanmasını hedefleyen Deniz Mekansal Planlamasına (DMP) ilişkin ilk akademik çalışmayı yayımladı.

Türkiye'nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerini korumak ve gelecekte denizlerdeki faaliyetlerinin çevresel etkilerini daha iyi değerlendirmek ve denizsel alanlardan azami yönde yararlanabilmek için yıllar önce başladığı DMP çalışmaları, ilgili kurumların katkılarıyla nihai aşamaya geliyor.

DEHUKAM bu amaçla, "www.dmpturkiye.dehukam.org" internet sitesinde bir harita paylaştı.

Haritada, Türkiye'nin DMP'si kapsamında çevre denizlerinde karasularının da ötesine geçerek ekonomik, bilimsel ve askeri faaliyetler için planlamalar yapıldığı ve bu faaliyetler için belirli alanlar tespit ettiği görülüyor.

Çalışmaların, Türkiye'nin denizlerindeki hak ve menfaatleri korurken aynı zamanda Avrupa Birliği'nin (AB) konuya ilişkin müktesebatıyla uyum kapsamında yürütüldüğü öğrenildi.

Yunanistan uluslararası anlaşmalara rağmen Doğu Ege adalarını silahlandırıyor

MAVİ VATAN DETAYI

Yetkililerden alınan bilgiye göre, denizler için bir "master plan" teşkil eden ve denizlerin hangi amaçla ne şekilde kullanılacağını belirleyen DMP’ye dair konuların devlet kurumları nezdinde daha iyi yönetilmesi amacıyla, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Dışişleri Bakanlığı eşgüdümünde "Kurumlararası Koordinasyon Kurulu" ihdas edilecek.

Diğer taraftan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) de DMP ilanına yönelik Türkiye ile benzer çalışmalar yürüttüğü öğrenildi.

DMP çalışmasının, "Mavi Vatan"ın toplum ve ilgili sektörlerde daha iyi anlaşılmasına, aynı zamanda Türkiye’nin çevre denizlerindeki faaliyetlerini çevresel etkenleri de dikkate alarak daha organize şekilde düzenlemesine hizmet etmesi bekleniyor.

DMP, DENİZ ALANLARININ EN VERİMLİ ŞEKİLDE KULLANIMINI HEDEFLİYOR

DEHUKAM'ın yayımladığı yazılı açıklamaya göre, sadece doğal zenginlik değil aynı zamanda ekonomik kalkınma, gıda güvenliği ve ekosistem sağlığı için de vazgeçilmez kaynak olan denizlerin etkin, sürdürülebilir ve çok paydaşlı bir yaklaşımla yönetilmesi büyük bir önem taşıyor ve DMP devreye giriyor.

Deniz ve kıyı alanlarındaki faaliyetlerin uyum içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla geliştirilen bilim temelli, katılımcı ve entegre bir planlama süreci olan DMP, balıkçılık, enerji üretimi, ulaşım, turizm, doğal koruma ve bilimsel araştırma gibi farklı kullanım alanlarının bir arada değerlendirilerek deniz alanlarının en verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanımını hedefliyor.

DMP, deniz alanlarının hem korunmasını hem de ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesini mümkün kılan bir araç olmanın yanı sıra, mavi ekonominin güçlendirilmesine, deniz koruma alanlarının etkin yönetimine, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlayarak denizlerin geleceğini güvence altına alıyor.

Türkiye, henüz resmi olarak DMP'sini kabul etmese de, son yıllarda bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildi. Çeşitli kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin katkılarıyla Türkiye'de DMP'ye ilişkin çok sayıda çalışma, araştırma ve proje yürütülüyor.

Aynı zamanda, akademik çevrelerde DMP konusu giderek artan bir ilgiyle ele alınırken, ulusal ve uluslararası birçok konferans, sempozyum ve çalıştayda kapsamlı biçimde tartışılıyor.

Bu çalışmaların devamı olarak, DEHUKAM öncülüğünde Türkiye DMP Platformu kuruldu. Söz konusu Platform, Türkiye'nin bu alanında gerçekleştirdiği faaliyetleri sistematik bir çerçevede sunmayı hedefliyor.

Platformda, Türkiye'de DMP'ye ilişkin yürütülen projeler, yetkili otoriteler, mevcut mevzuat altyapısı ve DMP'nin temel unsurlarına dair güncel bilgiler yer alıyor.

Yunanistan ordusunu güçlendirmeyi planlıyor

DEHUKAM'DAN TÜRKİYE'NİN DMP HARİTASI

Kamu kurumları ile özel sektör tarafından çevrim içi olarak paylaşılan açık veri kaynaklarına dayalı şekilde hazırlanan harita çalışması Türkiye DMP Platformu'nun en dikkat çekici bileşenlerinden biri.

Türkiye'nin DMP haritası, deniz alanlarında yürütülen faaliyetleri, potansiyel kullanım alanlarını ve planlama ihtiyaçlarını görsel bir biçimde sunarken, karar alıcılar, araştırmacılar ve yatırımcılar için kritik bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor. Böyle bir harita çalışmasının hazırlanmış olması, Türkiye açısından deniz mekansal planlamasında somut ve stratejik bir adım anlamına geliyor.

DMP haritası akademik bir çalışma çerçevesinde hazırlanmış olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi görüşünü yansıtmıyor. Ayrıca DEHUKAM tarafından hazırlanan DMP haritasındaki alanlar proje uygulama bölgelerini gösterirken, devletin yargı yetkisi anlamına gelmiyor.

Bununla birlikte, Türkiye DMP Platformu, bu süreçte sadece bir bilgi paylaşım aracı değil, aynı zamanda çok paydaşlı işbirliğini güçlendiren, akademi ile uygulama arasında köprü kuran ve politika yapım süreçlerini destekleyen stratejik bir platform olarak konumlanıyor.

Tüm bu çalışmalar, Türkiye'nin üç tarafını çevreleyen denizlerin ekonomik potansiyelinin, çevresel değerlerinin ve jeopolitik öneminin farkında olarak, "Mavi Vatan" vizyonunu bilimsel bir zeminde inşa etme çabasının somut bir göstergesi olarak yer alıyor.

Türkiye, deniz alanlarında bütüncül ve sürdürülebilir bir yönetim modeli geliştirerek, "Mavi Vatan"ın hem bugünkü hem de gelecekteki kuşaklar için korunmasını ve kalkınmasını hedefliyor.

"TÜRKİYE, KENDİ EGEMENLİĞİ ÇERÇEVESİNDE BİR İRADEYLE DMP ÇALIŞMALARINI YÜRÜTÜYOR"

DEHUKAM Müdürü Dr. Mustafa Başkara, Türkiye'nin DMP'sine ilişkin ilk çalışmayı, AA muhabirine değerlendirdi.

Başkara, dünyada deniz kaynaklarına olan ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkati çekerek, "Artan dünya nüfusu ve tüketimdeki artışlar, yine karadaki kaynakların sınırlı olması ve bunların artık tükenmeye doğru gitmesi, yine deniz alanlarının çok ciddi ve önemli bir alternatif kaynak olması, gelişen teknolojilerle beraber deniz alanlarındaki kaynaklardan istifade edebilme imkanının artması bunun altındaki temel sebepler" dedi.

Deniz alanlarının kullanımının artmasıyla beraber denizlerin sürdürülebilirliği konusu, deniz ekosisteminin korunması ve denizdeki biyoçeşitliliğin sürdürülmesi meselelerinin belli oranda tehdit edildiğini belirten Başkara, "Bu sebeplerle UNESCO tarafından Hükümetler Arası Oşinografi Komitesi'nin girişimleriyle deniz mekansal planlaması çalışmaları başlatıldı 2000'li yıllarla beraber" diye konuştu.

Başkara, Avrupa Birliği'nin (AB) 2014'te yayınladığı bir direktifle üye ülkelere DMP'lerini ilan etmelerini şart koştuğunu ifade ederek, Türkiye'nin AB üyesi ülke olmadığından böyle bir direktifin gereği olarak değil, tamamen kendi egemenliği çerçevesinde bir iradeyle deniz mekan saha planlama çalışmalarını yürüttüğünü vurguladı.

Yürütülen çalışmalar ve DEHUKAM'ın faaliyetlerinin, ekosistem temelli bir yaklaşımla oluşturulduğunu söyleyen Başkara, Türkiye DMP Platformu'nun deniz mekansal planlamalarıyla ilgili yapılan araştırmaları, projeleri, ilgili kurum ve kuruluşlarının tespitlerini kapsadığına dikkati çekti.

"YAŞAYAN" BİR HARİTA OLACAK

Başkara, Türkiye'nin DMP haritasının yalnızca bir sefere mahsus ve tamamlanmış olarak değil, ilgili yetki alanlarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesiyle paralel olarak değişebilir, gelişebilir, daha kullanıma uygun hale getirilebilir "yaşayan" bir harita olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye'nin deniz alanlarında duyduğu enerji, balıkçılık ve taşımacılık gibi ihtiyaçların, DMP haritasının kullanımı ve mavi ekonomiye entegre edilmesiyle daha farklı boyutlara ulaşacağını söyleyen Başkara, "Bizim bu konudaki yaptığımız çalışmalar akademik bilimsel verilere dayanan ve bunların kamuya açık kaynaklarla, kamunun da koordinasyonuyla üretilen çalışmalardır" dedi.

Başkara, DEHUKAM'ın bu konuları uzun yıllardır çalıştığına işaret ederek, "İlgili bakanlıklarla yaptığımız projeler hali hazırda bulunmakta ve bu çalışmaların, tecrübelerin bir çıktısı olarak da bu haritayı ortaya koymuş durumdayız" diye konuştu.

Yapılan çalışmaların sınırları aşacağına vurgu yapan Başkara, "Merkezimiz KKTC ile onların DMP'sinde çalışma noktasında olumlu bir mutabakatta ve ikinci aşamada artık sınırlarımızın ötesinde de bu çalışmaları yürütmeye devam edeceğiz" dedi.

Başkara, harita kapsamında DMP dış sınırlarının önem arz ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Akdeniz'de Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e (BM) deklare ettiği Doğu'da KKTC ile 2011'de yapılan kıta sahanlığı anlaşması, Batı'da ise Libya ile yapılan mutabakatın koordinatlarını içeren ve Türkiye'nin resmi olarak BM'ye sunmuş olduğu koordinatları kapsayan bir dış sınır söz konusu. Ege Denizi'nde ise ana karalar arası ortay hattı esas alan bir haritadan bahsediyoruz. Bu haritanın temel amacı deniz alanlarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması esasında farklı sektörlerin denizlerden maksimum fayda elde edebilmesine hizmet etmektir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler