Türkiye cumhuriyeti devleti kurucumuz, Gazi Mustafa kemal ATATÜRK ve Türkiye cumhuriyeti devletinin tarihinin yeniden yazılmasında şahitlik yapan ve gazi Mustafa kemalin ATATÜRK’ÜN yaşayan temsilcileri gazilerimiz.

Sefer görev (savaş ) gazilerimiz, Kore gazilerimiz, Kıbrıs gazilerimiz,3713 güneydoğu ve iç hizmet gazilerimiz.1953 yılı 1053 nizamname ve TSK sağlık yönetmeliği mağduru malul gazi olamayan 23 bini aşkın yaralılarımız. 

Malul sayılamayan gazilerimiz halk arasındaki fısıltı gazetesinde terör mağduru olarak teröristlerden kaçmış olarak lanse edilmekte ya da kendi kendini vurarak devletten maaş beklemekte gibi lanse edilmekte. Bizler asla teröristlerden kaçmadık, maaşta beklemedik. Sadece devletimizin bürokrasisi tarafından mağdur edildik. Madalyamızı göğsümüze takamadık.

Osmanlı İmparatorluğu’nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda Osmanlı imparatorluğu ile birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Osmanlı imparatorluğu topraklarımız İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. 

Türk milletine inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, sultan vahdettin handan fermanı alarak 19 Mayıs 1919′da Samsun’a geldi. Erzurum’da, Sivas’ta kongreler düzenledi.

Mustafa Kemal Paşa “Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır.” diyordu.

Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri –(milletvekilleri)- 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplandı. 

Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. 

Bir yandan egenin efeleri, zeybeği, doğunun dadaşları, Anadolu’nun ve Angaranın seğmenleri, karadenizin Lazları, Çerkezler, güneydoğunun zazaları, Kürtleri bulundukları yörede düşmana karşı koydular. 

Öte yandan düzenli ordumuz Sakarya’da, Dumlupınar’da savaştılar ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü perçinlediler.

Yurdumuzun cesur kadını, erkeği, çocuğu ile topraklarımızdaki düşman işgalinden kurtarıldı.

Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. 

Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 27 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara, “Cuma günü hacı bayramı veli camisinde Cuma namazını kıldıktan sonra hatimler ve dualar ile “ Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” dedi.

Osmanlı devletinin padişahlık yönetiminin sona ermesi ve 29 Ekim cumhuriyet yönetimi şekli…

29 Ekim 1923'te T.B.M. Meclisi 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu)'nda yaptığı değişiklikle devletin yönetim biçimini Cumhuriyet olarak ilan etmiştir. 

Cumhuriyet Bayramı, günümüzde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kutlanmaktadır. 28 Ekim öğlen 13.00 ten itibaren 29 Ekim tam gün olmak üzere resmi tatil ilan edilmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda kutlamalar dâhilinde çeşitli organizasyonlar ve etkinlikler düzenlenmektedir.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resmi tatil kapsamındadır. 

29 Ekim cumhuriyet yönetim şekli ile halkın kendine lider ve vekil seçerek yönetim şekline geçmiş oldu.

Gazilerimiz engelli değil, her biri savaş kahramanıdır ve her birinin destansı hikâyeleri vardır.15 Temmuz gazilerimizi yere göğe sığdıramayarak güneydoğu gazilerimizin ciğerlerini parçalamak, Kıbrıs gazilerimizi rencide etmek, Kore gazilerimizi hiçe saymak, sefer görev gazilerimizi de basite almak hiçbir devlet yönetim ve idaresine yakışmayacak bir davranış olduğunu dile getirdiler. 

NGazete "Gazi ne diyor?" köşe yazarına gelen istek ve şikayetleri değerlendirerek gazilerimizin taleplerini cumhurbaşkanımıza iletmeyi üzerime vazife olarak belirleyen gazilerimizin istekleri,Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip ERDOĞAN’ dan  cumhuriyetimizin 96.yılı anısına, 

• Gazilerimizin arasındaki farkların kaldırılmasını,
• Her hükumetin bir gazisi olmasının ortadan kaldırılması ve bütün gazilerimizi bir çatı altında toplayarak bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve bayrak için toprak için yapılan mücadelede tek vücut halinde olunması gerektiği dünyaya ilan edilmesi
• Yaralı gazilerimizin birinci derede ve ikinci derece dediğimiz başkasının bakımına muhtaç olanlar hariç, dereceleri ve yüzdeliklerini ortadan kaldırarak herkese eşit hakların verilmesi,
• Gazilerimizi özürlü sınıfından çıkartılıp bir an önce gazilik statüsünü T.C. ANAYASA'sında vererek ve bu statü üzerinde düzenleme yaparak gazilerimizin konut ve araç sahibi olmalarında devletimizin yardımcı olması, gazilerimiz araç alırken çok ihtiyacı olduğu halde engelli statüsünden 1 puanda düşük olsa araç sahibi olamıyor, gazilerimiz engelli değil, savaş kahramanıdır. Malul olamayan gazilerimiz fabrikada çalışırken ya da tarlada çalışırken veya trafik kazası geçirmiş muamelesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Bir an önce bu gülünç ve utanç durumdan yüce devletimizin bürokrasisi harekete geçerek bunlara bir son verilmesi.
• Yaralı kahraman gazilerimizin bütün belge, dosya ve sağlık sorunları ihtiyaçları ve aylık bağlanması, madalya verilmesi gibi hakların tek bir kurum tarafından takip edilmesi.
• Bir an evvel malul olamayan gazilerimize yüzdelik ve derecesi aramaksızın haklarının verilmesi ve gazilerimiz ile birlikte aynı çatı altında olması ve aynı haklara sahip olması

Mustafa Kurubacak

3713 terörle mücadele sırasında 1995 yılında kuzey ırakta yaralanan 1053 nizamname ve TSK sağlık yönetmeliği mağduru yaralısı