Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

GERÇEK?!

ABD'den Rusya'ya tenis topu gibi bir o yana bir bu yana raket'lenen Türkiye... 
 

Soçi'de sadece Erdoğan ağırlanmadı, geçmişte Bush ekip'i de ağırlandı. 

Bugün'ün hikayesi geçmişte yazıldı ise "çağ'ın ruhu nedir ne değildir", hayat memat mesele. 
 

Hal böyleyken... 

Erdoğan’ın ABD’yle çatıştığını ve "defterden silindiğini" söylemek için, çatışmanın dayandığı uygulamaların ne olduğunu somut olarak ortaya koymak gerekir. 

 

AKP’nin, ABD’nin çıkarlarına ve yürüttüğü politikalara karşı, içte ve dışta herhangi bir uygulaması var mıdır?!

İktidara geldiği 2002’den bugüne dek geçen 15 yıl içinde, onun dümen suyunda hareket etmemiş midir?! 

 

"Stratejik ortağımız" dediği ABD’nin hemen her isteğini yerine getirmemiş midir?! 



ABD, Türkiye’yi güçsüzleştirip kendine bağlamak ve çıkarı yönünde kullanmak için yoğun çaba harcamış ve bu çabanın sonucunu; Kore Savaşı’ndan başlamak üzere bugüne dek almıştır. 

 

Değişik biçimde bugün de almaktadır. 

 

Erdoğan’ı, özü, İsrail’in büyütüp güçlendirilmesi ve Akdeniz’e bağlı "Büyük Kürdistan’ın" kurulması olan BOP’un Eşbaşkanı yapmıştır. 

 

Barzani "devletini" neredeyse Türkiye’ye kurdurmuştur. 

 

İncirlik'i kullanmaktadır. 

 

Suriye sınırında, 700 kilometrelik alana PYD’yi yerleştirmiştir. 
 

Türkiye’nin Fırat’ın Batısı’ndaki kırmızı çizgisini yeşil'e dönüştürmüştür. 
 

Silahlı Kürt milisleri, Türkiye’den Suriye’ye geçirtmiştir. 
 

Kürt militanlara askeri eğitim verdirmiştir. 

 

Barzani "referandum"una karşı bir şey yaptırtmamıştır. 

 

Bunların tümünü, Erdoğan önderliğindeki AKP’ye yaptırmıştır. 
Erdoğan’ın "üzerini neden çizsin"?! 
Erdoğan, ABD’nin tekerine taş koymadığı sürece üzeri çizilmeyecektir. 

 

ABD, Türkiye’nin yeni-Osmanlıcığa geçmesini ve "Ilımlı İslam" adını verdiği rejimle yönetilmesini istiyor. 
İsteğini AKP’ye yaptırmış durumda. 

 

İnanç çatışmalarının denetimden çıkma riskini biliyor ama bu risk AKP’yle iş çevirmesini önlemiyor. 
Onun için önemli olan Türkiye’nin güçsüz kılınması. 
Bunu da AKP mükemmel yapıyor. 

 

Demem o ki: 

Laf karmaşasına dönüşen açıklamalar, içi boş sözler ve yaptırımı olmayan göz korkutmaların bir önemi yok. 

Nüans?! 
 

"Vize krizleri"nin, Zarraf davalarının ve Erdoğan’ın korumalarının kovuşturulmasının da bir önemi yok. 

Demem şu ki: 

ABD şu anda elinde bulundurduğu AKP’yi verimli biçimde kullanmaktadır. 

Yapay karşıtlıklarla yürütülen danışıklı dövüş sürerken yani düşük düzeyli bir "cambaza bak" olayı yaşanırken gerçekler şöyledir: 

- Türkiye’nin ekonomisi çökmüştür. 
- Borç, ödenebilirlik sınırını aşmış, borç taksitleri yeni borçlarla ödenmektedir. 
- Ordu’nun işleyişi dönüştürülmüş; eğitim, hukuk ve sağlık kurumlarıyla tasfiye edilmiştir. 
- Suriyeli göçmenler, imam okulları, vakıflar ve tarikatlarla Türkiye Araplaştırılmaktadır. 
- Şeriat uygulamaları yaygınlaştırılmakta, 2023’e hazırlanılmaktadır. 

 

Hasılı: 

AKP’nin yarattığı yıkım, köklü değişim olmadan hiçbir iktidar değişiminin düzeltemeyeceği kadar ağırdır. 

Sözün özü: 

Bunlar, ABD’nin 80 yıldır peşinde koştuğu ve ancak şimdi yaptırabildiği işlerdir. 
Bunları yapan AKP’nin üzerini ABD neden çizsin?! 

Ağ'a dolandınız mı, etrafında ya da içinde debelenir durursunuz! 
Anlaşılmadı daha açık yazalım: 

Kuzey Suriye’de, PYD ordu haline gelmiş, ileri teknoloji silahlarıyla donatılarak, Akdeniz’e açılacak koridoru açıyor. 
Cılız önleme girişimleri, somut bir sonuca ulaşmıyor ve halkı oyalamaktan başka bir işe yaramıyor. 
Rusya’yla girilen değişken ve güvensiz ilişkinin ne getireceği ya da götüreceği belirsizliğini koruyor. 

 

Nüans?! 
 

Büyük devlet çekişmesine sahne olan Suriye’de, sonucu bu çekişmenin alacağı biçim belirleyecektir. 

 

Yani?! 

 

Tutarsızlık içindeki Türkiye’nin sözünü dinleyen olmayacak. 

 

O v'akit soru şu: 
 

Dışarıda Türkiye’yi bu duruma getiren AKP’yi, ABD neden defterden silsin?! 

 

Nüans?! 

 
ABD, Türkiye’yi, "sürekli kaos kuramı" adını verdiği çatışmalı bir düzensizlik ortamına götürüyor. 
Bunu yaparken, söz karmaşası ve inanç sömürüsünü kullanan AKP’yi kullanıyor. 

Demem o ki: 

Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de bunu başardı. 
Aynı şeyi, Türkiye ve İran’da da yapmak istiyor. 

Başka?! 
 

BOP’ta açıkladıkları gibi, burada İsrail ve Büyük Kürdistan’dan başka büyük devlet bırakmamaya kararlılar. 
 

Buna karşı çıkıp, çevre ülkeleri bir araya getirerek başarılı olabilecek tek ülke Türkiye. 
Ancak, Türkiye AKP aracılığıyla denetim altında. 

 

Hal böyleyken... 
 

Cevap'ını arayan soru ortada: 

ABD, belirlediği yolda ilerlerken, Erdoğan’ın, bağlı olarak AKP’nin "üzerini neden çizsin"?! 
 

Nitekim... 

 

Türkiye’de siyaset, neden olduğu toplumsal çözülmeye bağlı olarak, sürekli düzey yitiriyor ve sorun çözmek yerine sorun yaratır hale geliyor. 
 

Başka?!  
 

Ülkenin kaderine yön veren yetki sahipleri, yetersiz donanım ve eğitimsizlikleriyle topluma geriliği yayıyor. 
 

Geriye gidiş ve ilkelleşme, politika haline getiriliyor, derine giden bozulmalar yaşanıyor. 
 

Başka?! 

 

Bilinç yoksunluğu ve yetersizlik, iktidarı ve muhalefetiyle siyasetin her alanını etkisi altına alıyor. 
 

Yani?! 
 

Türkiye içinde yaşadığı çağın gereklerinden koparak, karanlık ve karışık bir geleceğe doğru gidiyor. 
 

Ve… 
Son olarak…   

 

Devletlerin çıkarları yoktur, menfaat'leri vardır. 
Çan'lar her yön'den başt'Ankara için çalıyor. 

 


 


 

 

 


 

 


 

 

 


 

 




 
 
 

 

 

 

 

 
 


 

  
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.