Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

AK KADINLAR, NE KADAR AK? / GÜLDÜRME BENİ AYŞE!

Gözlem yapmayı çok severim. Duymaktan okumaktan sağlıklıdır. AK Parti Kadın Kolları hakkında duyduğum, okuduğum her şeye, dâima soru işâreti koyardım. Çünkü anlatıcı, çıkarına dokunduğu için karalıyor olabilirdi veya çıkarına uyduğu için övgüde doz aşımı yaşayabilirdi. Bir vesileyle Ak Parti kadın kollarını sahada gözlemleme imkânı bulana kadar bu temkini elden bırakmadım.

Bir seçim kampanyasında bir ilin AK parti kadın kollarıyla dolaşırken yerel basından bir gazeteci hanım, hafiften kadın kollarını eleştirdi. Yine soru işareti koyup gözlemeye devam ettim. Bir ara AK Parti’den iki erkeğin konuşmasına kulak misâfiri oldum. Partili hanımları ve onların az ötesindeki oturan yaşlı yurdum kadınlarını göstererek yanındakine şöyle dedi: “Bir şunlara bak, bir de şunlara. Ne kadar farkılar!” Oysa gösterdikleri diğerlerinin kızlarıydı.

Bunları, evini barkını bırakıp 7/24 parti için koşturan kadınlar için söylüyordu. Merâkım daha da depreşti. Mezkûr ilin milletvekili hanımı da dâhil, partili hanımları, sürekli göz hapsine aldım. Çıkardığım sonuç şu: Bir kadın, eğer âilesini, ruh sağlığını, iki dünya saadetini önemsiyorsa partilerin, özellikle iktidar partisinin kadın kollarından uzak durmalı. İkbal arsızlığı, entrika, sahte gülüşler, birbirlerini atlatıp Ankara’ya gidip-gelmeler, dedikodu… ne ararsan var. En kötüsü de ego patlaması. “Okusaydım şimdi bakan olmuştum.” özgüveni bende olsaydı dört şeritli yolun en solundan Ay’a giderdim.

Daha dün evinde hanım hanımcık oturan kadınların egosu, sâdece partide değil, maalesef evde eşlerine de patlıyor. Kongrelerde, “önce âile” deniyor ama evlerde eşler, burnundan soluyorlar. Üst düzey donanımlı hanımlar içinde de siyâsetin basamaklarını tırmanırken eşlerini aşağıda bırakanlar var. Elbette tercihleri değil ama tabiat, boşluk kabul etmiyor. Birileri dolduruyor. Bir de bakıyorsunuz bakan olacak tahsil ve donanımı olan hanımlar, medenî hâlleri altında eziliyorlar. Çünkü hizmet ettikleri erkek egemen parti, her konuda olduğu gibi bu konuda da susmasını istiyor. Son derece kaliteli bir siyâsetçi hanımın arkasından, “Boşandığı doğru mu?” diye esef eden bir AK erkeğe, “Eşi aldatmış. Ne yapacaktı?” dedim. Susanları öğrendiğimde bu adamın niye esef ettiğini anladım.

Ankara’daki kadın kongresini heyecanla anlatan bir AK Partili arkadaşıma, “Akşam eve döndüğünde o gün kime ne kadar yalan söylediğinin, kime sahte gülücükler attığının muhâsebesini yap. Değmez! Üç günlük dünya için değmez! Uzak dur!” dedim. Mine Söğüt misâli, “Baba evini terk et! Kaç kurtul! Dışarısı daha emniyetli.” demek istedim. Dedim ama nâfile dedim. Çünkü henüz kızıl elmasına ulaşmamıştı.

 GÜLDÜRME BENİ AYŞE!

8 Mart’da AK Parti Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’na atanan Ayşe Keşir, kongredeki konuşmasında AK Partili kadınların kızıl elmadan hiç vazgeçmediklerini söyledi. Keşir’i gençlik yıllarından tanırım. Ülkücü kökenlidir. Kongre sırasında yaptığı konuşmada altını çizdiği ifâdenin içini dolduracak kapasitesi vardır.

Fakat o kongre salonunda Kızıl Elma’nın ne olduğunu bilen on tane kadın çıksın, özür dilemeye hazırım. Yukarıda anlattığım gibi AK kadınların kızıl elmasını yakından gözlemledim. Mahalle başkanının kızıl elması ilçe başkanlığı, ilçe başkanının kızıl elması il başkanlığı, il başkanınınki milletvekilliği. Milletvekilinin kızıl elması ise bakanlık.

Ayşe Keşir’in “kızıl elma” vurgusunu, MHP’ye bir mesaj olarak gördüm. Ak kadınlar ve asenalar, 2023’e birlikte hazırlanacaklar. “Fakat MHP, Ayşe Keşir’in Düzce’de MHP’li Ümit Yılmaz’ın vekil seçilmesine itiraz edip oyları yeniden saydırmasını unutur mu?” diye sorduğum arkadaşım güldü.

“O kadar yazıp çiziyorsun öğrenemedin gitti şu siyâseti. Bahçeli de Erdoğan’ın başkanlığına itiraz etmemiş miydi?”

Benimki de soru işte!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.