Sadullah Özcan
ANKARA KORİDORU
Devlet için devlete rağmen yapabilmek
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü önemli bir reform paketi açıkladı. Açıklamanın tamamını izleme imkânım olmadı. Fakat parça parça içeriğini okudum. Ekonomi ağırlıklı bu reform paketi her şeyden önce yenilenme çabasının bir sonucudur.
Uzun süredir böyle bir çalışma milletin önüne konulmamıştı. Şimdi bu pakette vaat edilenlerin hayata geçme vaktidir. Bu paketteki projelerin hayata geçmesi oranında faydası görülecektir.
Türkiye’nin uzun yıllardır en büyük eksiği bilgi eksikliği değildir. Tecrübe eksikliği değildir. Teknoloji eksikliği değildir. Türkiye’nin en büyük eksikliği bilgisine, tecrübesine uygun uygulama eksikliği, yapabilme eksikliğidir. Bildiğini hayata geçirmiyorsan o bilgi sana yük olmaktan başka fayda sağlamayacaktır.
Prof Dr. Mirzahan Hızal hocanın çok güzel bir sözü var. ‘Biliyorsan yaparsın, yapıyorsan bilirsin’ Bilsen de yapmıyorsan zaten zamanla unutursun. İnsanın yaradılışının iki önemli gayesinden bahseder Hoca. İnsan imar ve ıslah için yaradılmıştır. İmar devrine göre dünyanın yaşanır hale getirilmesi için yapılması gerekenlerdir. İşte bu çerçevede imar çalışmalarında ilerleyen topluluk ve devletler güçlenir. O topluluklar refaha ulaşır.
Meşhur bir atasözümüz vardır; “Lafla peynir gemisi yürümez” diye. Mangalda kül bırakmadığımız bugünlerde lafı, sözü aşmamız gerekiyor. Reform paketinde üstüne basa basa ifade edilen üretim ekonomisi, kalifiye eleman yetiştirme teşvikleri, İŞKUR’a verilen kalfa yetiştirme görevleri çok önemlidir. 3 Ocak 2021 tarihli bu köşede kaleme aldığım “Acil, Acil, Acil…” başlığını taşıyan yazımı hatırlayanlar olacaktır. https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/acil-acil-acil-133/ bu yazımızda Türkiye’nin çok acil tedbir almadığı takdirde 5-10 yıl içinde istediği teknolojiye sahip olsa da üretim sektöründe kalifiye eleman sıkıntısı yaşayacağına dikkat çekmiştik.
Bugün Meslek Liseleri yarı kontenjanla eğitim görmektedir. 28 Şubat’ın meslek liselerini bitiren kararlarının halen telafi edilmediği görülecektir. İmam Hatiplerin önünün açılması güzel fakat 28 Şubat tam aksine İHL’lerin gölgesinde meslek liselerini bitirme operasyonuydu. Bu yazımızda bir an önce meslek liselerinin cazip hale getirilmesi gerektiğini ifade etmiştik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı pakette bu konularda adım atılması sevindiricidir. Fakat yeterli gelip gelmeyeceği uygulamada görülecektir.
Türkiye son yıllarda savunma sanayinde büyük gelişmeler göstermektedir. Yerlilik oranı kademe kademe yükselmektedir. Bu oranın daha da yükselmesinin tek yolu vardır. Türkiye’de elektronik sanayinin temellerinin atılmasıdır. Halen bu alanda tam olarak yurtdışına bağımlıyız. Yarı iletkenlerin üretimi konusunda hiçbir üretim üssünüz bulunmamaktadır. İşte bu alanlarda Türkiye çok acil yerli üretime geçmek zorundadır. Alüminyum alaşımlarına yönelik üretim üslerinin bir an önce kurulması gerekmektedir.
Aksi halde yerlilik hayal olur. Üretiminde montaj sanayinden öteye geçemeyiz. Geliştirdiğimiz o kadar önemli savunma sanayi ürünlerinin devamını yaşayacağımız elektronik ve yarı iletken malzeme tedariki sıkıntısından dolayı getiremeyiz.
İşte bu noktada Türkiye’de devlet desteği beklemeden girişimciler ve yatırımcıların özellikle elektronik ve yarı iletken üretime yönelmesi gerekecektir. Bu alanlarda yapılacak yatırımlar ancak Türkiye’yi dünya oyuncusu yapacaktır. Yoksa çok zorlanırız.
Bugün her türlü üretim elektroniğe bağlıdır. Siyasi iradeler ne kadar iyi niyetli olursa bu alandaki ciddiyeti bürokrasiden beklemek imkânsızdır. Halen “Yurtdışında üretilen bir ürünü niye Türkiye’de üretmeliyiz” diyen zihniyeti aşabilmenin tek yolu var. Oda devlet için devlete rağmen yapmaktır.
Bugün siyasi irade bürokraside tıkanan yolları açmakla yükümlüdür. İşletmeciler, yatırımcılar kesinlikle devletten hiçbir yardım beklemeden faaliyetlerine devam etmeleri gerekecektir. Bugün önemli olan devlet için devlete rağmen yapabilmektir. Devlet teşvikleri ile sanayi ve teknoloji ancak reklam olarak kullanılacak kadar etkili olur. Onun yerine “Gölge etme, başka ihsan etmem” sözünün bugün ayrı bir önemi vardır.
Kalın sağlıcakla…