Nuray Başaran
Aydın, Aydınlanmalı
Geçen hafta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan FETÖ'nün belediyeler imamı Erkan Karaarslan'ın, Aydın ilinde gazetecilik yapan Serkan Seyhan isimli gazeteci cezaevine gelerek, başta Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu olmak üzete, CHP başkanları hakkında beyanda bulunmam halinde tahliye olacağımı söyledi' demesi mahkeme kayıtlarına geçince ortalık toz duman oldu.
Aydın 1. Ağır Ceza mahkemesinde yargılanan FETÖ Tutuklusu Erkan Karaarslan'ın yargılandığı Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3. Duruşmasında Karaaslan, ayrıca hem eşine hem de kendisine bazı bakanlar aracılığıyla da aynı teklifin yapıldığını ve bu kişilerin kimlikleri konusunda yazılı olarak beyanda bulunacağını sözlerine ekledi.
Türkye'nin gündemine bomba gibi düşen mahkeme kayıtları, araştırıldıkça ve karşılıklı açıklamalar sürdükçe görüldü ki, işin içinde binbir türlü akıl almaz iş var.
Bir yerel gazeteci var. Bir değil, iki -üç kez tutuklu bulunan FETÖ Belediyeler imamı ile görüşebiliyor. Hadi o bir torpilini buldu işini yapıyor diyelim.
Aynı gazetecinin daha önce Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde girdiği bir ihalede 'sahte diploma' sunduğu ve ceza aldığı ileri sürülüyor.
Sunduğu sahte diploma yayınlanıyor. Dolayısıyla da Aydın Büyükşehir Belediyesi ile de bir husumeti var.
Aynı gazeteci , aynı gün kameralar karşısına çıkıyor, kendini savunmakla kalmayıp farklı iddiaları da dile getiriyor.
Karaaslan'ın kendisine konuşursa CHP'li belediyelerin neredeyse kapısına kilit vurulacağını ifade ediyor. Ve daha neler neler...
Karaaslan'ın mahkeme tutanaklarına geçen ifadelerine göre ise ; kendilerine kumpas kurulan başta CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu olmak üzere CHPyönetimi en üst seviyede tepkilerini tüm Türkiye'ye duyurdular.
Tam gözler Belediyeler İmamı Karaslan'ın yazılı olarak sunacağı ifadeye çevrilmişti ki; ortaya Erkan Karaaslan'ın eşinin avukatı aracılığıyla cezaevine sokulmak istenirken tutanakla el konulan mektubu çıktı. Mektuptan pasajlar bazı gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı.
Sizin anlayacağınız mahkeme üzerinden başlayan büyük düello; iki tarafın medyası üzerinden devam ediyor. Üstelik de yayınlanması normalde suç unsuru olan belgeler ortaya dökülerek...
Elbette her iki taraf da algıyı yöneymek istiyor. Bu ortada ve açık.
Hapiste, hem de FETÖ İmamı olarak tutuklu bulunan birisine 'şartlı af' sunmak, başlı başına vatana ihanet.
Üstelik bu işin içinde bakanlar var ise ihanetin boyutlarını varın siz düşünün. Bunu iki büyük belediye başkanını yok etmek üzere yapmak ayrı bir affedilmez durum.
Tam da Yargıda FETÖ Borsalarının kurulduğu aleni olarak konuşulup zaman zaman da bu konuda belgeler ortada uçuşurken....
Üstelik de 248 kişinin şehit olduğu, yüzlerce insanın yaralandığı ve binlerce insanın sokaklarda herşeyi göze alarak 'DUR' dediği , 15 Temmuz darbe girişiminin 3. yıldönümüne 2.5 ay kala bunları tartışıyor olmamız da ayrı bir talihsizlik.
O gün vatanın nasıl elden gidebileceğini gören bizler, bugün bunları tartışıyoruz. Ve herkes bir birine, 'kim haklı?'diye soruyor. Ya da herkes haklı olduğunu ıspat için mücadeler veriyor.
Sahi, NE OLUYOR?
Bu ülkede bunlara, ' dur' diyecek bir mekanizma yok mu?
Bu ülkede, yargıda haklıyı -hakısızı ayıracak hakim ve savcılar yok mu?
Bu ülkede hapisteki bir tutuklu ile kimler, nasıl, ne şartlarda görüşebilir ? Bunun bir standardı yok mu?
Bu ülkede mahkeme tutanakları ve delillerin bu şekilde ortaya dökülmesinin bir sınırı yok mu?
Bu ülkede sapla samanı ayıramayacak durumlar mı var?
Eyyy uzun ve yalnız adam!
15 TEMMUZ'DA BU HALK SENİN İÇİN , SENİN BİR ÇAĞRIN İLE SOKAĞA ÇIKIP ÜLKESİNE SAHİP ÇIKMADI MI?
Hak ve adalet için ve normalleşmek için , kuşkuları ortadan kaldırmak için kes raconu!
Başta Aydın olmak üzere, tüm Türkiye bu aydınlanmayı hak ediyor!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.