Nuray Başaran
Batıda Hazırlanan Beyaz Türk Lider Cem Uzan mı?
Cem Uzan, sosyal medya hesabından paylaştığı kapalı pencere fotoğrafına "Hazır mısın Türkiye'm? Konuşma vakti. 12 Haziran" notunu düştü.
Dün gündemimize düşen ve NGazete'de haber yaptığımız Uzan'ın bu paylaşımı, büyük merak uyandırdı. Ve Cem Uzan'ın bu paylaşımı bir çok konuyu gündeme getirip ilginç çağrışımlar da yarattı.
Aslında bu paylaşımın anlamı ne olabilirdi? Ne konuşacaktı? Neden 12 Haziran’dı?
Gelin birlikte bir ufuk turu yapalım.
Sizlerle bilgi ve kulisleri paylaşayım.
Bunun için de önce yakın siyasi tarihe bir göz atalım:
Ak Parti'nin ilk seçim kazandığı 2002 yılında - Tayyip Erdoğan yasaklı iken yani Ak Parti'nin başında Abdullah Gül varken -, Genç Parti Lideri Cem Uzan'ın seçimi kazanan Ak Parti Genel Merkezi'ne gittiği gün Abdullah Gül, merdivenlerden koşarak inmiş, kapıda karşıladığı Cem Uzan'ı yanaklarından öpmüş, 'Cem kardeşim Allah senden razı olsun. Senin sayende seçimleri kazandık ve iktidar olduk' demişti.
Cem Uzan'ın Genç Partisi, Ak Parti ile aynı dönemde ama Ak Parti ile farklı alanlarda çıkış yapmıştı.
Ak Parti ile kavga etmemiş, merkez sağ oyları kendine aktarmış ve bu doğrultuda 3 sağ partinin Meclise girmesini engellemişti.
ANAP, DYP ve MHP toplumsal tabanlarının olmaması nedeniyle, Türkiye'yi yöneten koalisyonlarda yer alacak güce sahip olmamasına rağmen ; Cem Uzan'ın estirdiği Genç Parti rüzgarı ile meclis dışında kalmışlardı.
Cem Uzan aldığı yüzde 9 oranında oy ile hem merkez sağ partileri tasfiye ederek Ak Parti'yi iktidara taşımış, hem de Ecevit'in sunni partisi DSP'yi vurarak CHP'yi yeniden Meclise taşımıştı.
Ve aslında Cem Uzan hiç amaçlamadığı halde , kendi ve partisinin geleceği için uğraşırken aslında Türkiye'nin geleceğini de belirlemişti...
Ak Parti'nin iktidara geldiği seçimlerde Tayyip Erdoğan devre dışıydı. Bu süreçte siyaset sahnesinde olan Cem Uzan'ın varlığı, genç lider olarak Türkiye'nin geleceği için umut vaadediyordu.
Bu durumu anında gören Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül gibi Cem Uzan'a teşekkür edeceğine, tamamen ters olarak Cem Uzan'ı bertaraf etmenin yollarını aramaya başladı.
Erdoğan, çok hızlı yürüttüğü operasyonlarla Cem Uzan’ı hem siyasetten, hem de şirketlerine açılan davalarla Türkiye'de yaşayamaz duruma getirdi.
Bu gelişmeler sonrasında Cem Uzan, babası olan Kemal Uzan, kardeşi Hakan Uzan ile birlikte Türkiye'yi terk ederek batı ülkelerinde yaşamaya başladılar.
Ak Parti, yeni dönemin birinci partisi olarak uluslararası konjonktürün desteği ile iktidara gelirken; merkez sağı islami çizgiye çekmeye öncelik verdi.
Böylece de tek başına iktidar olabildi. Cem Uzan ise, Genç Partisi ile merkez sağ partileri meclis dışına iterken ; merkez sağın ikinci patronu haline gelmişti.
İşte bunu gören Recep Tayyip Erdoğan, Cem Uzan’ın önünü keserek, çökmüş olan merkez sağın oylarını islami merkez sağda toplayacaktı.
Böylelikle merkez sağdaki laik-cumhuriyetçi ve ulusalcı oy tabanının Genç Parti'ye kaymasını da önleyecekti.
Yani Recep Tayyip Erdoğan, kendisini yaratan siyasi hareketin liderine, merkez sağda laik cumhuriyetçi parti istemediği için Genç Parti'nin Meclise girmesini önleyecek şekilde tedbirler aldı.
Ak Parti 2002 sonrası tüm seçimleri de, merkez sağ tabanı ılımlı islami çizgiye çekerek kazanacaktı.
Türkiye'den ayrılan Cem Uzan ise, yurt dışında bulunduğu süre zarfında şirketlerinin yönetimine devam etti.
Türkiye'de yok edilmek istenen mal varlığını yurt dışındaki şirketleri aracılığıyla hem korumuş , hem de kıyı bankacılığı sisteminin avantajlarından yararlanarak sermaye gücünü eskisinin 5-10 misli fazlasıyla büyüterek yoluna devam etmişti.
Bugün gelinen noktada da Türkiye; Cem Uzan gibi bir genç lider adayı, Genç Parti gibi geleceğin gençliğini kucaklayacak , laik cumhuriyetçi ve ulusalcı bir partiye büyük ihtiyaç duyduğu günlere gelmiş bulunuyor.
Eski partiler ve liderler ve eski siyasal kadrolar, yavaş yavaş siyaset sahnesinden çekilirken, 20 yıla yakın süredir Türkiye'yi yöneten bugünkü siyasal iktidarın metal yorgunu olduğu ve yönetmekte giderek zorlandığı bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz.
Bu gibi durumlarda bütün ülkelerde demokrasinin yaşaması için yeni siyasal alternatifler aranır.
Avrupa ülkelerine baktığımızda; İspanya'da Cotten Partisi, İtalya'da 5 Yıldız ve İngiltere'de Brexit Partisi kurularak, yeni dönemde devreye girmektedirler.
Ayrıca İngiltere gibi dünya devletini kuran bir ülkede, küreselleşme sürecinin durduğu aşamada , yeni parti olarak ulusal bir parti kurulmuştur.
Nitekim Türkiye’de de son zamanlarda yeni parti oluşum ve kulisleri de bu ihtiyaçtandır.
Geriye dönüp baktığımızda; Cem Boyner'in TUSİAD salonlarında kurulan Yeni Demokrasi Partisi seçimlerde yüzde 1 oy alamazken, Cem Uzan'ın Hakkari'den başlayarak bütün illerde mitingler düzenleyen , halka köfte-ekmek-para dağıtan, yoksul kitlelerin ayağına giden ve onlarla kaynaşarak ülkenin geleceğini arayan yaklaşımıyla, bugün Cem Uzan gibi bir siyasi lider adayına ve yeni nesilleri örgütleyecek yepyeni bir Genç Parti'ye olan ihtiyaç büyümektedir.
Üstelik de Türk toplumu kendisini yönetecek genç bir lider beklentisi ve arayışına çoktan girmiştir. Bu nedenle biz yazımızın başlığındaki soruyu soruyoruz:
Acaba batı ülkelerinde hazırlanmakta olan, Türkiye'nin beklediği ‘Beyaz Türk’ lider Cem Uzan mı?
Sanırım bu sorunun cevabı önümüzdeki günlerdeki gelişmeler ile aydınlığa çıkacaktır. Şimdilik bu kadar. Yazmaya devam edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.