Beyrut mesajı kime?
Beyrut mesajı kime?
Sadullah ÖZCAN
Beyrut mesajı kime?
Korona salgınından bu yana uluslar arası korkunç mücadelenin biraz küllenir olması en azından sıcak saldırı konusunda biraz nefes aldırmıştı.
Gerçi Türkiye açısından değişen bir şey olmadı. Hem Suriye’de hem Irak’ta, hem Doğu Akdeniz’de hem Kıbrıs’ta hem de Libya konusunda Türkiye tetikte olmak zorunda kaldı. Libya üzerinden şer odaklarının Türkiye’ye ittifakına ve oyunlarına şahit olmaya devam ettik.
Hatta Türkiye inisiyatif aldıkça çevresindeki çemberi daraltma girişimleri hızlanıyor.
Salı günü ajanslara düşen Beyrut Limanındaki patlama ve sonrasında dünyanın naklen izlediği büyük infilak Doğu Akdeniz oyuncularını tekrar gündeme getirdi. Hele ki global sermayenin yayın organlarının artık habercilik refleksinden mi yoksa sübliminal mesaj kaygılarından mı bilinmez daha yangın başlarken canlı yayına geçmeleri de dikkatlerden kaçmayarak asıl büyük infilakı an ve an vermeleri enteresan. Hatta BBC’nin muhabiri ile canlı yayın sırasında olayı anlatırken yaşananlar ortada. Sonra gelen bilgiler BBC muhabirinin o infilakta öldüğü şeklinde.
Beyrut limanındaki patlamalar ve infilakların neden kaynaklandığı konusunda halen net bir bilgi yok. Tahminlerden hareketle değerlendirmeler var. Aslında patlamaların nasıl olduğunun hiçbir önemi yok. İster sabotaj, ister ihmal, ister saldırı olmasının hiç önemi yok. Çünkü bu malzemenin 7 yıldır bu limanda bulunması başlı başına potansiyel bir tehlike. Sonrası şeytanın buzağının ipini gevşetmesine benzer.
Bu patlamanın kodlanmış veya düz mesajlarını iyi okumakta yarar vardır. Sonuçta Doğu Akdeniz’in kalbi Lübnan ve Beyrut’tur. Bugün Lübnan’ın istikrarı Ortadoğu’nun istikrarıdır. Lübnan uzun süredir tam bir kaos potansiyeli olmaya uygun bir bölgedir. Bütün güç odaklarının merkez üssünü orada bulursunuz. Hatta ABD’nin en önemli dolar basım merkezlerinden biridir. Bir tarafını Hizbullah’ın bir tarafını İsrail’in inisiyatifine bırakacak kadar oyun kuruculuğa müsait bir bölge. Lübnan’da futbol sahalarının bile ne işe yaradığı zor tahmin edilir bir yerdir.
Birçok açıdan bakıldığında Lübnan bir kuşun bile uçuşunun tesadüfî olmadığı yerdir. İşte bu nedenle Hiroşima’ya ABD’nin attığı atom bombasının yıldönümünden iki gün önce aynen o bombanın patlamasını andırmasının da tesadüfî olmaması gerekir.
Beyrut olayı çok su götürecektir. Bu olay hem bütün dünya oyun kurucuları ve oyuncularını ilgilendirmekte, hem de bütün Akdeniz havzası ve Ortadoğu’yu etkilemekte ve ilgilendirmektedir.
Olayın liman olması Doğu Akdeniz limanlarının dengelerini de yakından ilgilendirir. Beyrut limanının petrol pazarları açısından önemini bilmiyorum. Ama Hayfa Limanına yakın olması dikkate değer. ABD’nin PYD-PKK ile petrol anlaşması yapması ve bu petrolü taşıyacakları limanların çok sınırlı olması da başka bir önemde. İsrail Ortadoğu ve Asya petrollerini dünya pazarlarına çıkışı için Hayfa projesi hazırlığı unutulmamalıdır. Hatta IŞID petrolleri yıllarca buradan pazarlandığı unutulmamalıdır. Lübnan alternatifi Hayfa için devre dışı bırakılması işine yarar.
Beyrut patlaması her şeyden çok Doğu Akdeniz’de varlık savaşı veren Türkiye açısından çok ciddi mesajlar içerdiği unutulmamalıdır. Son dönemde gelişmeye başlayan Lübnan ile ikili ilişkilerin nasıl etkileneceği çok önemlidir. Hangi güç odağı tezgâhlarsa tezgâhlasın Beyrut patlaması ile verilen mesajların oluşturduğu tehditleri ancak Türkiye bozacaktır. Türkiye’den başka bu mesajı çözebilecek ve cevabını verebilecek bölgede başka bir ülke de yoktur. Türkiye’nin bu noktadan sonra yapması gereken bir taraftan Lübnan’ın imarı için yardım etmeli, bir taraftan da görüşmeleri devam eden ekonomik münhasır alan anlaşmasını hayata geçirmektir.
Akdeniz’in ve Ortadoğu’nun huzuru Türkiye’nin gücü ile orantılı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.