Aşkım Tan
BİR BÜYÜK AİLE “YENİMAHALLE”
Aşkım TAN
Ankara, esasında siyasetin nabzının attığı bir memur kenti olarak bilinir.
İşin doğrusu, pek çok kişi bana bugüne değin yaşamış olduğum onca renkli ve güzel yerlerden sonra Ankara’da yaşamanın sıkıcı ve tekdüze gelip gelmediğini sıkça sormuştur.
Her defasında da bu şehirde yaşamanın beni keyiflendirdiğini ve burada yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu ifade etmişimdir.
Ankara’yı gri ve sıkıcı olarak tarif edenlere, renkli ve sımsıcak ilişkileri ile hâlâ bir “mahalle” geleneğini barındıran Yenimahalle semtini tanımalarını öneririm.
Yenimahalle’de, çocukluklarında ve gençliklerinde evlerinin kapılarını birbirlerine 7/24 sorgusuzca açan ve geçmişlerinde yaptıkları hınzırlıkları, aşklarını, yedikleri dayakları, kazandıkları başarıları hesapsızca, gülümseyerek anlatan paylaşımcı bir mahalle kültüründen bahsediyorum.
Bugün şehrin, ülkenin ve dünyanın pek çok yerine dağılmış olsalar da, birbirleri ile iletişimlerini koparmamış, olabildiğince bir araya gelen bu kocaman aileye sonradan katılmış olmanın keyfini bizzat yaşayanlardanım.
Haftanın ve her ayın belli bir gününde toplanan bu kocaman ailenin ne türden mesleği, hangi etnik kimliği ve siyasi görüşü olursa olsun, yalın halleri ile geçmişlerinde bıraktıkları kimliklerine bürünerek buluşmaları bu kocaman ailenin kuşkusuz en güzel yanlarından biri.
Güzel insanlardır Yenimahalleliler…
Geçmişlerindeki anılarını dile getirirlerken, her birinin çocukluk halleri adeta geri geliyor bu genç delikanlı ve genç hanımların.
Yardımseverdir Yenimahalleliler…
Çetin geçen kış aylarında, evlerine kadar yardım götüren, dara düşen her mahallelinin imdadına koşan ve “bir telefonunuz yeter” diyen yardımsever mahallelinizin samimiyetinden şüphe etmezsiniz.
Kadirşinastır Yenimahalleliler…
Kayıplardan, doğumlara, sevinçlerden üzüntülere, kısacası mahallelinin duygu birliği yapacağı her olayı duyururlar sakinlerine.
Arşivcidir Yenimahalleliler…
Her toplantının, her etkinliğin, her esnafın, her sakinin, kısacası her mahallelinin mutlaka kaydı vardır Yenimahallelilerin arşivinde.
İnsanlığın, komşuluk ilişkilerin tükenmeye yüz tuttuğu günümüzde, böylesi güzel ilişkilerin hâlâ yaşanıyor olması, sizleri bilmem ama benim içimi ısıtıyor.
Diğer yanda ise 2000’lerin dünyasında, Türkiye’nin başkentinin göbeğinde bulunan bu canım Yenimahalle semtindeki gibi sıcak ve güzel ilişkilerin kaybolmaya yüz tutuyor olması ne acı…
Son olarak, spor, siyaset, bilim ve sanat dünyasına pek çok isim hediye etmiş olan Yenimahalle’den değerli üstad Levent Kırca’nın kaleme aldığı son mektubunun bir bölümünde “İki kardeş bir çorap yüzünden kavga edebilirler. Ama komşunun çocuğu sorun çıkardığında iki kardeş birlik olur. Ev sahibi ile kiracı arasında problem olduğunda, bina yıkılacaksa birlik olurlar. O öbürünün tepesinden halı sarkıttığında kavga eden komşular, mahalle maçlarında birlik olur. Hacısı, ateisti takımı gol attığında sarılır, ağlarlar. Düşman ülke sana savaş açtığında ülke birlik olur. Toprağım dediğin adamın her işine koşarsın.” şeklinde ifade ettiği bu düşüncesinin altında sizce de Yenimahalleli olmanın ayrıcalığı yatmıyor mu?
Bir büyük ailedir Yenimahalle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.