Doğan Satmış
Bir Sevgililer Günü yazısı
Gazete patronları farklı farklıdır.
En bilinenleri, Mercedes'lerle dolaşan, korumaların takip ettiği bildiğimiz isimlerdir.
Bir de bilinmeyenler vardır.
Mesela geçen yıl kaybettiğimiz Güngör Denizaşan da bir gazete patronuydu, haberini kendisi yazar, fotoğrafını kendisi çeker, gazetesini kendisi çıkarır, dağıtımını kendisi yapardı; gazetesini bu şekilde tam 52 yıl çıkardı. Sağ olsun, çıkardığı gazetelerin tüm sayılarını ciltletip, bana da bir takım armağan etmişti, gözüm gibi saklıyorum.
Tanıdığım bir medya patronu daha var, o da Saime Oğuzhan. O da Güngör abi gibi; yani patrondan çok, medya emekçisi. İstanbul'da Kentim Şişli Gazetesi'ni çıkarıyor, çok çekirdek bir ekiple, güç koşullarda çalışıyor ve de patlayan kağıt fiyatlarına rağmen bunu başarıyla sürdürüyor, haberleri topluyor, röportajları yapıyor, gazetenin sayfalarını hazırlıyor, baskısını, dağıtımını, her şeyle kendisi ve dar kadrolu ekibi ilgileniyor.
Saime Oğuzhan sadece bunları yapmıyor, Türkiye'nin Braille Alfabesi ile bir gazete daha çıkarıyor, adı da 'Görülmeyen Gazete.' Braille Alfabesi, görmeyenler için hazırlanan, ellerin kabartma harfleri izlemesiyle okunan bir alfabe, Görülmeyen Gazete de alanında Türkiye'de bir ilk.
Yani milyarder medya patronları, 'para getirmez' diye bu işle uğraşmıyorlar ama Saime Oğuzhan, parasına, masrafına bakmadan bunu yapıyor. Braille Alfabesi ile hazırlanan gazetenin Yazı İşleri Müdürü, kendisi de görme engelli olan Fatih Mehmet Moray. Moray gazetesinde bir hata çıkarsa, "Gözümden kaçmış" diye espriyi patlatan bir başka medya emekçisi.
Görülmeyen Gazete'nin yayıncısı Saime Oğuzhan geçen ay bir ilginç yarışmaya da imza attı, görenlerin hazırladığı medya organlarının gözünden kaçtığı için, siz medyada görmemiş olabilirsiniz, bu da, görmeyenler arasında bir şiir yarışması idi.
Yarışmada para ödülü vardı, Türkiye çapında görme engelli yüzü aşkın kişi şiir gönderdi, bunlardan 9'unun aslında gayet iyi görenler olduğu anlaşılınca, onlar diskalifiye edildiler, sonuçta Balıkesirli bir öğretmen olan Hasibe Boztepe'nin yazdığı 'Senin Adın Işık Olsun' şiiri birinciliğe layık bulundu. Layık görüldü diyorum, çünkü jüri gayet ciddi isimlerden oluşuyordu, başkanı da şair Ataol Behramoğlu idi.
Yarışma düzenlendi, şiirler seçildi, ödül kazananlar da İstanbul'da lüks bir otelde ağırlandı. Bir de gala gecesi düzenlendi ve yarışmanın tüm şiirleri de bir kitapta toplandı. Üstelik kitabın Braille Alfabesi ile baskısı bile yapıldı. Tüm bu medya faaliyetine gönüllü destek verdiğim için, ben de o galaya davetliydim ve hatta ödül dağıtımı sırasında fiili olarak görev bile aldım. Tüm bunlar tabii ki sponsorların bonkörlüğü ile gerçekleşti.
xxx
Peki tüm bunların Sevgililer Günü ile ne ilgisi var diyeceksiniz. Haklısınız ama var. Şöyle ki:
Şiir Yarışmasını kazanan öğretmen Hasibe Özdemir'in şiiri, görmeyen bir annenin, dünyaya getirdiği şu sıralar 9-10 yaşlarında olan minik oğluna sevgisini anlatıyor ve şöyle diyordu:
'Geldin can suyum oldun bakışlarında bereket
Geldi nura boğuldum başka söze ne hacet!'
Uzun şiirden bu iki mısra bile, bir annenin çocuğuna sevgisini ne kadar güzel anlatmış değil mi?
Bir Türkçe öğretmeni olan Hasibe hoca, devam ediyordu şiirine:
'Işığa benzeyen bir şey vardı avuçlarında
Oysa ben ışık nedir bilmem ki!'
İşte bu güzel dizelerin yazarı Hasibe öğretmen şimdi, Saime Oğuzhan'ın yazar kadrosuna katıldı. Zaten geniş bir yazar kadrosuna sahip olan Kentim Şişli Gazetesi (kentimsisli.com.tr) ve Görülmeyen Gazete, artık daha güçlü ve umarım daha uzun yıllar yayınlarını sürdürürler.