Nuray Başaran dostumuzun bir değerlendirmesi ve bu değerlendirmeye bağlı olarak da siyasetin geleceğine dair yürüttüğü tahminler var.Bir kere demekte ki, aslında Türk siyasetinde AKP iktidar dönemi bitmiştir; üç senedir bir ara dönem yaşanmaktadır; artık bu sürecin de sonuna gelinmiş bulunmaktadır bulunmasına da, işin nasıl bir sonla sonlanacağı belli değildir. Başaran üç aşağı beş yukarı bunları söylemektedir. Konuyu bu anlamda dile getirdiği muhtelif yazılarını okudum ancak Ngazete'de "Türk siyasetinde ara dönem bitiyor" başlıklı yazısı bu iddianın netlikle ortaya konulduğu bir makale olmuş.

Hatırlanacak olursa geçtiğimiz günlerde Ankara Forum Derneği ile BASED-BASE  organizasyonu ile zoom üzerinden gerçekleştirilen toplantıda demokrasinin önünün açılması,demokratik işleyişin sağlanır hale gelmesinin temini konuları görüşülmüş çok değerli fikirleriyle Erol Tuncer ve İbrahim Uslu beyler bu konuda muhalefete düşen görevler hususunu tecrübeleri ışığında çok güzel bir üslupla anlatmışlardı.Ben ise toplantı başlangıcında 2002-2020 arası AKP iktidarı dönemine ait bazı olayları kronolojik bir şekilde vermek suretiyle bizi bu iktidara mahkum kılan şartları anlatmaya çalışmıştım.AKP iktidarı devresinin kendi içinde muhtelif dönemlere ayrılarak incelenebilineceğini söylemekteydim. Gerçekten de 2002 Kasımı AKP iktidar yıllarının başlangıcıdır.2002-2007 donemi Feto dahil cemaatlerle tam bir koalisyon, siyasî, ticarî, bürokratik  yeme,içme,beraberlik  dönemidir.2007 de AKP nin önündeki siyasi taşlar,engeller yok edilmiş ve CEMAATLAR + AKP koalisyonunun (özellikle FETÖ açısından) en parlak dönemine geçilmiştir.2012 den itibaren kan ve ten uyuşmazlığı baş göstermeye başlamıştır.Bu bir iç yarış ve çekişmeden Ülkeyi 15 Temmuz rezilliğinin yaşandığı bir noktaya getirmiştir.

15 Temmuz 'dan sonra  AKP iktidarını sürdürecek yeni bir can simidi aradı ve buldu. Ülkenin BEKA SORUNU vardi.Eh ülkenin böyle bir sorunu var ise her isi bırakıp bu işe bakmak gerekir diye imdada koşan bir MHP de soz konusu idiyse AKP , iktidar yolundaki bu engeli de aşıp yürüyüşünü devam ettirebilirdi.

İşte iktidarlarının bu döneminde de AKP yönetimi, iktidar dönemlerini uzatacak yeni formül arayışlarını sürdürmeye (eski formülde "cemaatler koalisyonu" , "oslo,kandil" , "barış sureci" gibi birçok aykırılık denenmisti) devam ettiler. Artık CUMHUR iTTİFAKI söz konusuydu. AKP'nin MHP'ni sahiplenmesi MHP'ni Meclise taşırken; MHP' nin de AKP'ye sıkı sıkıya sarılması beraberce icat ettikleri ve dünyada eşi menendi olmayan CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SISTEMİ'nin hayata geçirilip %50'nin aşılmasına ve İKTİDAR DONEMI icin uzatma almaya vesile oldu.

Nuray Başaran dostumuz "üç senelik ara donem" derken herhalde Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanı ve Hükümet Sistemi oylaması öncesi bir döneme gidiyor ve eğer bu formül ortaya getirilip uygulanmamış olsaydı aslında AKP iktidarının o tarihler itibarıyla son bulmuş olabileceği düşüncesiyle boyle düşünüyor veya ben böyle yorumluyorum...

Başaran bu sebeple geride bıraktığımız bu üç  senelik devreyi ARA DÖNEM  diye nitelendirmekte ve artık iktidarın sonunu işaret ediyor...Ediyor etmesine de AKP'nin iktidarı elden bırakmama konusunda yeni oyun ve yol arayışı, formül arayışı ve üretimi biter mi? ..Problem buradadır...AKP yönetimi iktidar için %51 oy isteyen ve dün dereyi geçerken paçaları sıvayıp buldukları formülün ve CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET Sisteminin kendilerinin sonu olacağının farkındalar!..Bundan dönecekler dönmesine de belki de halka nasıl anlatırız diye düşünüyorlar.Bu kadar övdük, bu kadar ısrarcı olduk; Cumhuriyetin kazanımlarını, demokrasinin aldığı yolu perişan ettik; AB ile köprüleri attık; hadi gel şimdi bu isten vazgeçiyoruz ,parlamenter sisteme donuyoruz; %51 çoğunluklu sistemden de cayıyoruz...de...de de nasıl diycen?  Bir de bu isten dönmem diyen MHP faktörü varken?..Efendim MHP yerine İYİ Parti ile işbirliği...Işte bunu da düşünür ve yaparlarsa -ki Nuray'in iddiaları arasındadır - artık PES...Hepten PES...