Yiyenler bilir, manda yoğurdu çok nefistir ama ağırdır. Bâzı bünyelere dokunur. Çok eskiden tecrübe edince bir daha denemedim. Şimdi istesem de yiyemem. Biz, inek sütüne alışkınız. O bile bütçemize ağır gelmeye başladı. Kilosu 9-10 lira. Önceden Yuvacık’taki sütçüye gidip alıyorduk. Fakat benzin zamlanınca eve getiren sütçüden veya pazardan almaya başladık. Elbette kalitesi fark etti. Manda yoğurdunun yanında moğurt gibi olsa da çok şükür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokat’da, içine Medine hurması, kestane balı ve yulaf katarak her akşam yediği manda yoğurdunu tavsiye edince çok şaşırdım. Tavsiye ettiği gıdaların fiyatını bilmiyor olmasına takılmadım. Daha doğrusu takıldım da önceliğim, o değil.

Bizim kültürümüzde, yiyip içtiğini orta yerde söylemek ayıptır. Hele de kolayca alınan şeyler değilse. Olan var, olmayan var. “Yediğin içtiğin senin olsun, gezip gördüklerini anlat” diye boşuna dememişler. Cumhurbaşkanımızın, akşam yediklerini, halkın karşısına saymasına çok şaşırdım. Yalan yok, utandım. Gerçi vatandaşa çay fırlatmışlığı da var. Beşer şaşar ama o koca koca danışmanlar, ne işe yarıyorlar?

2011 yılında bu kadar ekonomik kriz olmadığı hâlde reklamları seyredip canı püskevit isteyen çocukların sesi olan Devlet Bahçeli, beni çok şaşırttı. Demek ki manda yoğurdu ve içine katılanlar, püskevitten daha ucuz.

“Ne olmuş yâni? Ne bu gürültü?” diyen gazetecilere şaşırmadım. Ama, “Altı üstü bir tas manda yoğurdu. Türklerin en temel geleneksel besini. Evlerde yapılır. Her şey gibi, her zaman bulunamayabilir ama bu, onu lüks yapmaz.” diyen köşe yazarı, “surat değil, manda derisi” deyimini aklıma getirdi. Adama demezler mi, “Mâdem evlerde yapılıyor, Külliye’de de yapılsın. Niye Eskişehir’den geliyor?”

Erdoğan’ın manda yoğurdu, her gün Eskişehir’in İnönü ilçesinden özel gönderiliyormuş. Cumhurbaşkanı, “Bizde olan bir belediye gönderiyor.” dedi. İnönü Belediyesi de gururla, “Biz gönderiyoruz.” diye açıklama yaptı. Elbette hızlı trene veya kargoya verip göndermiyorlar. Zâten güvenlik açısından doğru değil. Şimdi manda yoğurdunun fiyatını ve nasıl gönderildiğini sormak kimin haddine? Zâten Cumhurbaşkanı tedbirli konuştu. “Bizde olan bir belediye” dedi. Belediye bizde olunca haram nesne helâl olmaz.

Yoğurdun, belediyenin arabasıyla gönderildiğini tahmin etmek zor değil. Git gel, 500 km yol. Araba, suyla çalışmadığına göre bu manda yoğurdunun astarı, yüzünden pahalı. Eğer İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt Erdoğan’a gönderdiği manda yoğurdunun masrafını cebinden karşılıyorsa yeni Ömerler arayışında olan AK Parti, Bozkurt’u, 2023’de kesinlikle TBMM’ye sokmalı.

Melih Altınok’un ifâdesiyle “altı üstü bir tas manda yoğurdu”, artık arabayla gidip inek sütü alamayan bendenize çok ağır geldi.

Bu hesâbı, elbette troller de yaptılar ve tedbir aldılar. Nasıl mı? Gelsin bakalım Mazlum!

Beylikdüzü’ndeki evinden işe gidip gelirken İBB’ye âit Çevre1 adındaki tekneye binen İmamoğlu’nun günlük yakıt parası, 12 bin liraymış.

İBB, bu yakıt parasına hakkında bir açıklama yapmalı. Belediyeye âit tekne, elbette İmamoğlu’na hizmet edecek. Ama karayolundan pahalıysa doğru değil.

Benim derdim başka.

E hani İmamoğlu, Rumeli Hisarı’ndaki devlet arâzisine köşk gibi lojman yaptırıp yerleşmişti?