Can Azerbaycan'da Olanlar
Ermenistan'ın Azerbaycan'a yaptığı saldırı, iki ülkeyi savaş durumuna getirirken, çatışmanın perde arkasında ne yatıyor? N Gazete yazarı Nuray Başaran analiz etti.
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı, her ne kadar 1917'deki Ekim Devrimi yani Bolşevik Devrimi'nden sonra başladı olarak bilinse de; asıl savaş Osmanlı İmparatorluğu’nun Erivan’ı boşaltıp Iğdır Ovası'na çekilmesi ile 1920’de başlamış oldu.
Azerbaycan Doğu Kafkasya'da yerleşmiş Müslüman ve Türk toplumlarında ilk laik demokratik devlet. Sınırları kuzeyde Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, kuzeybatıda Gürcistan, batıda Ermenistan ve güneyde İran ile belirlenmiştir.
Bunlar neden mi önemli?
Bugünü anlamak için düne gidip coğrafi stratejiye ve tarihe bakmak gerekiyor da ondan. Zaten 17 Ağostos’ta bu köşede , ‘Usta Asker Dar Geçitte Belli Olur’ başlıklı makalemde aşağıdaki satırları yani bugünü yazmıştım.
Bu çerçevede dün, ‘ gelecek’ dediğimiz ABD’nin İran müdahalesinin tüm taşları, bugün Ermenistan –Azerbaycan çatışması ile artık döşenmiş durumdadır.
Bugün itibarıyla Trump, 3 Kasım’daki seçimler öncesinde -büyük zafer için olmazsa olmaz -İran müdahalesine böylece bir adım daha atmıştır. Hem de Ermenistan üzerinden! ABD’deki Ermeni Lobisi’nin gücü Azerbaycan üzerinden sağlanırken, ABD’nin İran müdahalesi de zaten Azerbaycan’da yakılan ateşle güney sınır komşusu İran’a taşınarak gerçekleşirse işlem tamamdır. Zaten son zamanlardaki ABD-Türkiye gerginliği ile de her şeyin ön hazırlığı yapılmıştır demek yanlış olmaz.
Tabii burada göz ardı edilmemesi gereken bir başka konu da İdlib’tir. Gözler Karabağ’dayken İdlib’e Rusya-Suriye operasyonu gelebilir. Rusya ve Suriye’nin olası İdlib operasyonunda cihatçıların Kuzeye çıkabilecekleri olasılıkları, hatta Mısır tarzı Türkiye içindeki olası bir çatışma ortamına karşı devlet aklının teyakkuzda olmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Zira tarikatlar ve bazı selefi derneklerin silahlanması iddialarına dönük kamuoyunu bir süredir meşgul eden konular sebepsiz değil. Buna rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, ‘Mutfakta tencere kaynamazsa sokaklar kaynar’ cümlesini de eklemekte bugün için büyük fayda var diye düşünüyorum.
Tüm bu sebepler nedeni ile mevcut siyasi partilerdeki hareketlenmelerin de boşuna olmadığını söylememiz gerekir. Umuda ve umut veren siyasi yapılanmalara ve sağlam duruşlara ihtiyacımız var. Hele de , ‘iki devlet tek millet’ dediğimiz devlet ile birlikteysek!
İsterseniz son siyasi tabloya da bir bakalım:
Yaptığı kongre sonrasında ortadan ikiye bölünmüş bir İYİ Parti. Daha önce kendisinden olan kopmalar ile iki ayrı parti çıkmış bir iktidar Partisi. İç çatışmalardan kurtulamamış bir ana muhalefet partisi CHP. İç temizliği yapacağını ilan eden bir MHP ile karşı karşıyayız. Tabloyu yarın detaylı tartışmak üzere…
NOT: SİBER SAVAŞ DA DEVREDE
Bu arada tam yazıyı bitirdiğim anlarda , Azerbaycan hükümetinin resmi WEB siteleri olan https://www.e-gov.az/, https://www.digital.gov.az/ adreslere erişim maalesef sağlanamıyordu. Görülüyor ki , siber savaş da devrede. Bu nedenle, böyle günler için bugünden- bu yönüyle de- savaşa hazır olmakta fayda var diye düşünüyorum.
İşte 17 Ağotos tarihli yazımın o bölümü:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.