Kameraların,mikrofonların karşısına çıktı aynen böyle dedi.”Allah'a şükür can kaybı olmadı” Onca ağaç öldü be..Onca hayvan telef oldu be..Onca çiçek,böcek gitti be..Sen neden bahsediyorsun.. Canımız yandı be.. Çiçekler açan İzmir’in dağlarında binlerce hektar alan kül oldu be.. Böyle yetkililer yetkili oldukça biz bir yere varamayız.

Her yaz insanımızın mangal sevdası, sigara sevdası ile başlayan rantçıların fırsat bu fırsat deyip alevlendirdiği yangınlarla derdimiz sürüyor. Fidanlar dikiyor,hatıra ormanları yapıyor sonra bir gecede hepsinin yanıp kül olduğunu göz yaşları ile izliyoruz.Sıcak iklim yaşayan her yerde orman yangınları ile nasıl mücadele ediliyor hiç mi incelemiyoruz. Konusunda uzman akademisyenlerin önerilerini “aman “deyip niye geçiştiriyoruz.Soruları ardı ardına sormak mümkün.

Çözüme giden öneriler arasında öncelikli olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ayrılması.Zaten ne alaka ikisi birden.Farklı sahalar.Hep tarıma bir şey eklemek mi gerekiyor.İki ayrı bakanlık olmalı.Bu koordinasyonu da kolaylaştırır.Son yangınlar tam bir koordinasyonsuzluk örneği oldu.Okullarda işyerlerinde yangın tatbikatları çok izledim. Her şey tıkır tıkır işliyor.Kimin ne yapacağı belli.Burada herkes bir şekilde işin ucundan tutmuş durumda.
Yangından sorumlu kurum olan Orman Genel Müdürlüğü 2015’de 18 bin 73 memur, 13 bin 413 işçiye sahipmiş.

Hizmet satın almaya giderek çalışan sayısını azaltmışlar.Bırakın işçi,makine,helikopter kiralamayı orman mühendisi bile dışardan hizmet veriyor.Neden? Orman yangınları mı azaldı? 2015’de 2150 orman yangını çıkarken 5664 hektar 2018’de yanmış. Yangınlar artarken  2018 bütçesi içinde Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi’nin payı sadece 148,7 milyon TL.

Neden THK uçakları uçmadı gibi konular çok seslendirildiği hatta meclise araştırma önergeleri verildiği için o konulara girmeden  İzmir Tabip Odası Çevre Sağlığı Komisyonu Başkanı Ahmet Soysal’a kulak verelim.Ne diyor Soysal?

“Yangınlar ister doğal nedenlerle ister bilgisizlik ve dikkatsizlik yüzünden çıkmış olursa olsun temelde önemli bir neden var. O da küresel iklim değişikliği. Küresel iklim değişikliğinin etkisi ilkbahar aylarında ortaya çıkıyor. Küresel iklim değişikliği nedeni ile uzayan ve iyice ılımanlaşan ilkbahar aylarında özellikle ormanlık alanlarda daha çok otsu bitkiler ortaya çıkıyor ve her yıl boyları daha çok uzuyor. Başlangıçta olumlu gibi görünen bu etki haziran ayı başında üstelik her yıl daha da artan sıcakların bastırması ile bir tehdide dönüşüyor, otlar bazen birkaç gün içinde kuruyor ve yangın için uygun bir ortam hazırlıyor. Özellikle kurak, nem oranı düşük yaz mevsimlerinin yaşandığı Akdeniz Havzası gibi yerlerde işte bu otların çeşitli nedenlerle tutuşması büyük orman yangınlarının yaşanmasına neden oluyor. Bu yangınlar alınan tüm önlemlere rağmen kısa sürede büyük alanları sarıyor. Orman yangınlarının önlenebilmesi için en temel çözüm küresel iklim değişikliğinin durdurulabilmesinden geçiyor. Bunun için ise sera gazı emisyonlarının azaltılması şart. Yani fosil yakıt kullanımının bugünden yarına terk edilmesi gerekiyor. Ayrıca yeni orman alanlarının oluşturulması, orman alanlarına insanların girişinin kısıtlanması, yangına daha dayanıklı ağaç türlerinin çoğaltılması, her türlü zorluğun göze alınarak bu alanlarda yaz mevsiminin sıcak günlerinden önce kapsamlı temizlik yapılması önerilerimiz. Orman yangınlarını önlemeye çalışırken diğer yandan da kendi elimizle ‘ormansızlaşmamızı’ durdurmamız gerekiyor”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer kontrol altına alınan orman yangınları sonrası 30 Ağustos'ta İzmirlilere yanan alanlarda buluşma çağrısı yaptı. Soyer, İzmir Büyükşehir Meclisi'nin de olağanüstü toplanmak üzere davet edileceğini söylerken İzmirlileri "Ormanlarımızın yaralarını yangın yerinde saracağız" diyerek İzmir Buluşması'na davet etti. Çok güzel bir girişim. Soyer’den İzmirliler adına naçizane bir isteğim olacak.Yardımlarla falan değil çünkü belediyenin bütçesi ve kredibilite olanakları buna yeter. AKS’a bir yangın söndürme uçağının alınması.150 milyon lira civarında son model bir uçağın acil durumlar için beklemesi çok iyi olacak.

Tabii Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer ile Orhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Akbulut’un çağrısı da önemli. Soyer ve Akbulut  6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 40. maddesini hatırlatarak “Yasayı uygulayın, ormanları köylüye bırakın. Hükümet ve yerel yönetimlerin ayrı çalışması çözümü zorlaştırıyor”diyorlar.Haklılar hem de çok!