Prof. Dr. Tolga Yarman
CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZI BELİRLEMEK?!
CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZIN, BİRKAÇ ÇİFT DUDAK ARASINDAN KURTARILARAK, GENİŞ TABANLI BİR SÜREÇTE BELİRLENMESİNİ DİLİYORUZ!
Türk milleti, yeni bir “Ekmek için Ekmel” vakası, yaşamak istemiyor.
Bunu 2014’te yaşadık…
2018’de tekrar yaşayacaktık ki, İyi Parti, bir anlamda, “taş koydu”…
İyi ki de koydu…
O arada, 2018’de çıkarttığımız aday, bilmem kaçıncı sıradaki adayımızdı…
O’nunla yürüdük…
Sonuç parlak değildi.
Birbirimize olan sözlerimizi tutamadık…
Sandığa hakim olamadık…
Partisi, bir defa adayımızı bırakmıştı...
Çok tuhaf, elbette…
Sonra olanlar oldu…
Adayımız partisinden ayrıldı.
Yeni bir “Ekmek için Ekmel” vakası, kapımızın eşiğinde, olabilir…
Bayram değil, seyran değil, mazimizle helalleşiyoruz…
“Adamın diploması yok!”, orada 8 yıldır oturuyor, buna ses çıkarmamış olmamız dolayısıyla, halkımızdan helallik istemiyoruz…
2017’de (16 Nisan), rejim sahte oy pusulalarıyla değişti.
Buna, öylece, bakadurduk…
Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürebilirdik…
Götürmedik…
Halkımızdan, bu sebeple, helallik istemiyoruz…
Dokunulmazlıkları kaldırdık (17 Mayıs 2017).
Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığı, 4 Haziran 2017’de, kalktı…
Berberoğlu, 13 Haziran 2017’de, 15 yıla mahkum oldu…
Arkasından (15 Haziran 2017’de) biz, bir tek Genel Başkan’ın kararıyla, Ankara’dan İstanbul’a “Hak, Hukuk, Adalet”, yürüyüşü yaptık…
Yaklaşık bir ay aldı…
Akılsız başın cezasını ayaklar çekti…
Meclis Kürsüsü’ne, bir tane AKP’li ya da MHP’li milletvekili hakkında, dokunulmazlık dosyası gelmedi…
Bunun için de, halkımızdan, helallik istemiyoruz…
HDP’li, istisnasız hepsi savcılıklardan temiz kağıdı alarak aday olmuş ve seçilmiş belediye başkanlarının yerine, terör bahanesiyle, neredeyse dakikasında kayyumlar atandı…
Milli irade göz göre göre gasp edildi…
Ses çıkartmadık…
Bunun için de, halkımızdan, helallik istemiyoruz…
Liste çok uzun, tabii…
Onun için kısa kesiyorum…
Şu ki, Balyoz’dan, Ergenekon’dan, Komutanlar tek tek tutuklandılar…
Yıllarca içerde kaldılar…
Sonra delillerin “uydurma” olduğu kanıtlandı.
Komutanlar, yuvarlak beşer yıl yatmış olarak, beraat ettiler, serbest bırakıldılar…
Bunun hesabı sorulmadı katiyen…
Nerede bu delil imalat merkezleri?
Kim, bu sahte delilleri imal eden şer zanaatkarlar?
Yok yok yok…
Bulamadık…
Kötüsü, sormadık, soruşturmadık…
Bunun için de, halkımızdan, helallik istemiyoruz…
Daha yeni olarak 28 Şubat 1997 dolayısıyla, sorumlusu olsa olsa o günün meşru kere meşru Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel olmak gereken, olaylardan dolayı, her biri dede olmuş yaş ortalaması 80 olan, “emekli generallerimize”, çeyrek asır sonra, müebbed hapis verdik…
Apoletlerini söktük, hepsinin…
Yahu, muhalefet, “28 Şubat mağdurlarıyla” helalleşirken, dede, “emekli generallere” sırtını dönüyor…
Ne hak, ne hukuk, ne adalet…
Hepsi “palavra”, diyor, oluyor…
Güzelim, tıp fakültesi öğrencisi, Enes Kara, kaldığı tarikat evindeki uygulamalardan bezmiş olarak, çaresizlik içinde, hayatına kıydı, Canım Çocuk…
Olaya sırtımızı döndük, tek kelime etmedik henüz…
Helali hoş olsun, şu ki, mazimizle helalleşiyoruz…
Yontma taş devrinde Moloztaş karısını dövermiş…
Neredeyse hanımefendinin kabrini bulup açacağız, toprak altından çıkaracağız naaşını, eksik kalmasın, onunla da helalleşeceğiz!
Valla pes…
Durum, budur…
O sebeple her türlü emr-i vakiye hazır tutmamız gerekiyor, kendimizi…
Böyle bir çerçevede, CHP, ya da Millet İttifakı veya bugünkü iktidar karşıtı grup, seçmenleri, Cumhurbaşkanı adayımızın, birkaç çift dudak arasından kurtarılarak, fikrî bir zenginlik, siyasi bir rüzgâr ve coşku oluşturacak şekilde, adayların örneğin, ülkemizin belli noktalarında yarıştırılarak, belli bir ön yoklamayla belirlenmesini, dilemekteyiz.
Bunun için, Millet İttifakı odaklarına baskı yapmamız gerekiyor…
Gerçi ilk turda Millet İttifakı'nın tek bir aday üzerinde uzlaşması, eğer aday dışarıdan “konfeksiyon” olarak gelmezse, zor görünüyor…
Bu durumda, mümkün seçeneklere karşı elbette hazırlıklı olmamız gerekiyor…
Özetle, fikrî bir zenginlik, siyasi bir rüzgâr ve coşku oluşturacak şekilde, adayların ülkemizin belli noktalarında yarıştırılarak, belli bir ön yoklamayla belirlenmesini, dilemekteyiz.
Herhangi birimizin, aday olarak çıkmasından ya da çıkartılmasından ziyade, böylesi bir coşku sürecini harekete geçirmemiz önem taşıyor…
Türkiye’nin sorunları, bir tek “dost ittifakla”, çözülemeyecek kadar ağırdır…
O sebeple işte, Cumhurbaşkanı adayımızın, birkaç çift dudak arasından kurtarılarak, işaret ettiğimiz geniş tabanlı bir süreçte belirlenmesini diliyoruz…
Adayın isminin erken telaffuz edilmemesi, O’nun yıpratılmaya maruz bırakılmaması itibariyle, ne kadar önemli ise…
Yeterince erken telaffuz edilmesi, ülkemizin geleceğini birkaç çift dudağa tutsak etmemek, başta da yeni bir “Ekmek için Ekmel” faciasıyla karşılaşmamak üzere, bir o kadar hayatîdir…
Ayrıca siyaset pratiğinin, siyasetin pratik gücünün hayata geçirilmesi itibariyle, zorunluluktur.
Allah aşkına, “Ekmek çin Ekmel”in, kampanyasının sönüklüğünü hatırlayın…
Seçim daha baştan kaybedilmişti…
Yaşasın Cumhuriyet…
Yaşasın O’nu kuranlar…
Yaşasın O’nu yaşatanlar…
Yaşasın O’nu yaşatacak olanlar…
Hepinize uzaktan, olsun, sımsıcak sarılıyorum…
Sevgiler, saygılar sunuyorum…
Prof. Dr. Tolga Yarman, Kurultay Onur Üyesi, CHP
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.