Nuray Başaran
David Passig’ten Türk okuruna…
İsrail Devleti’nin Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından araştırmacı David Passig’in 2050 isimli kitabı aslında bugün yaşadıklarımıza ışık tutuyor. Bu nedenle de köşemde bazı bölümlerine yer vermek istedim.
Passig 2050 isimli kitabında dünyanın geleceği üzerine yaptığı tahminlerde Türkiye’yi başrolde tutuyor. Bu tahminleri yaparken dünya siyasi tarihini inceleyip örnekler veriyor. Daha önce yazmış olduğu bir çok olay, savaş ve değişimler ile ilgili tahminleri gerçekleşen Passig bu kitabında yazdıklarıyla ilgili olarak da, ‘zaten bu tahminleri yaparken torunlarım bu yazdıklarımı yaşayacak’ diyor...
Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedeflendiği 2023’ü 7’den 70’e herkes ezberlemişken ve Türkiye Cumhuriyeti 100. Yılına Türkiye hazırlanırken, Passig de aslında İsrail Devleti’nin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2048’i işaret ederek ancak 2050 adını verdiği kitapta bugün bölgede yaşanan ve ulusal güvenlik ve ulus devlet olarak varlığımızı sürdürme mücadelesi verdiğimiz bazı olaylara da ışık tutuyor. Bu nedenle söz konusu kitabın önemli bölümlerini birkaç gün buradan yazmayı planlıyorum.
Öncelikle kitabında Türkiye’yi merkeze koyan David Passig’in Türk okuruna hitaben kaleme aldığı bölümü aynen yayınlamakta fayda görüyorum. Bakın David Passig Türk okuruna nasıl sesleniyor:
‘’Türk kültürüyle uzun süredir ilgileniyorum. Türklerin tarihini öğrendikçe hem bilinen hem de gizli kalmış yanları beni büyüledi. Bu nedenle bu kültürün geleceğini de incelemem doğaldı. Daha derine indikçe, Ortadoğu’da birçok ülkenin kaderinin de Türkiye’nin kaderine ve merhametine bağlı olduğunu gördüm. Türkiye’yi saran ve içinde gelişen eğilimleri inceledikçe, Türkiye’nin 21. yüzyıl tarihinin, kültüründe önemli bir yer tutacağını anladım.
Bu eğilimler Türkiye’nin 100 yıllık bir uykudan sonra doğal görevine geri döneceğini, bölgede büyük kuvvetleri dengelemesi gereken bir süper güç haline geleceğini açıkça gösteriyor. Bu yeni-eski konum sosyal, ekonomik ve güvenlik açısından bir uçurumun eşiğinde bulunan Ortadoğu’nun geleceğini düşünme sorumluluğunu da beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin önümüzdeki on yıl içinde karşılaşacağı en büyük zorluk, bölge ve dünya tarihindeki yerini anlamak ve bunun getirdiği anlayışı benimsemektir. Türkiye her zaman Do-ğu’yla Batı, radikallikle ılımlılık, dini fanatizmle aktif demokrasi arasında dengeleyici bir güç oldu. Türk vatandaşlarının ve liderlerinin, Türkiye’nin coğrafi ve kültürel şartlarının kendilerine verdiği bu görevi devam ettirecek cesareti göstereceklerini umut ediyorum.
21. yüzyılın başında bu görevi üstlenmek, sorumluluk ve asaletle gerçekleştirmek kolay değil. Türkiye’nin çevresindeki birçok kuvvet, bu kitapta görüleceği gibi Avrasya’yı ve Ortadoğu’yu uçuruma doğru itiyor. Ancak popülist açıklamalardan uzak duran büyük liderler, bu bölgelerin sakinlerine, sorumlu ve onurlu yöntemlerle istikrar ve barışı getirebilir.
Türkiye, kanında akan süper güç olma hissini yeniden yaşayacaktır. Sakinleri çevrelerindeki engellerin farkına vardıkları takdirde, kendilerine ve komşu milletlere çok büyük fayda sağlayacaklar. Bir İsrailli olarak Türkiye’nin tarihteki görevini sorumlulukla yerine getireceğini ümit ediyorum. İsrail milleti ve komşuları kuvvetli, şeffaf ve anlayışlı bir Türkiye’ye gereksinim duyuyor. Ortadoğu ülkelerini gerçek ve uygulanabilir bir barış anlaşmasında sadece Türkiye’nin birleştirebileceğine inanıyorum.
Avrupalıların veya Amerikalıların bölge halklarının kültürel farklarını anlamadıklarını düşünüyorum. İki tarafı ancak bölgenin tarihini ve binlerce yıldır burada etkin olan ve olmaya da devam eden dinleri anlayan biri yakınlaştırabilir. Türkiye, İsrail ve tüm Arap ülkeleri için dileğim, Türkiye’nin yeniden yükselişinin beraberinde bol lütuf ve dostluk getirmesidir.
Bu büyük milleti saygıyla selamlıyorum.
Profesör David Passig
Temmuz, 2011’’
israilli Profesör David Passig’in kitabı aslında 2010 çıkışlı ve adı “2048”. Ancak 1 yıl sonra Türkiye’de ‘İki Bin Elli’ adıyla çıkmış ve epey bir ses getirmişti. Teknolojik, sosyal ve eğitime dair eğilimlerin tahmini konusunda uzman, fütürist David Passig, “21. yüzyıl Türkiye’nin olacak” diyordu. Gazeteler, köşe yazarları da büyük bir heyecanla Türkiye’nin süper güç olacağının müjdesini Passig’in ağzından vermişti. Peki sonra ne oldu? Passig’in tahminleri tutuyor mu? Passig’in kitaptaki iddialarından bazıları şöyle:
**“ABD’yle Rusya arasındaki Soğuk Savaş’ın sonunun, aslında 2020 yılı civarında yeni bir raunttan önceki duraklama olduğunu ispatlayacağım.”
Türkiye’nin ABD’nin 21. yüzyıldaki tek dostu olduğunu söylüyor Passig ve ekliyor:
** “ Türkiye , ABD’nin hem Rusya’ya karşı hem de Ortadoğu’daki kartı...”
Öte yandan, 21. yüzyılın ikinci 10 yılında Ortadoğu’daki devletlerle Türkiye arasındaki ekonomik, siyasi bağlılığın pekişeceğini anlatıyor. Peki gidişat o yönde mi? Yoksa Passig Türkiye’nin İsrail’den daha önemli olduğunu Türk kamuoyuna söylerken hangi yönlendirmeyi yapıyor? Türkiye, Rusya’yla savaşa mı tutuşacak? Bu yönlendirme bölge ülkelerinin hedefine Türkiye’yi oturtmaya mı neden olur? IŞİD’in çıkışı sürpriz mi? Sonumuz yeni bir dünya savaşı mı? Devam edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.