Depremzede Acil Tıp Teknisyenleri, Acılarına Rağmen Mesaisini Sürdürüyor
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok yaşandığı Hatay'da görevli acil tıp teknisyenleri, kişisel acılarına rağmen afet bölgesinde mesailerini aralıksız sürdürüyor
Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 6 Şubat'taki depremlerde kimi aile fertlerini, kimi yakınlarını kimi de maddi kazanımlarını kaybeden acil tıp teknisyenleri, yardıma ihtiyacı olanlara müdahale etmek için afetin hemen ardından sahaya indi.
Depremzedelere ilk el uzatanlardan acil tıp teknisyenleri, depremin neden olduğu kişisel acılarını bir kenara bırakıp depremin ilk anından bu yana hastaların tedavisi için koşturuyor.
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesine kurulan sahra hastanesinde görev yapan Acil Tıp Teknisyeni Ahmet Şahin, AA muhabirine, depremlerden bir gün önce askere gittiğini ve depremin yaşandığı gün izin verilmesi üzerine Hatay'a geri döndüğünü söyledi.
Hatay'a geldiğinde evlerinin yıkıldığını ve babasının enkaz altında kaldığını öğrendiğini anlatan Şahin, o an ne yapacağını bilemediğini belirtti.
Diğer aile fertleriyle babasını enkazdan kurtarmak için çabaladığını ancak çıkan yangın nedeniyle bunu başaramadıklarını aktaran Şahin, yaşanılanların çok kötü olduğunu dile getirdi.
Şahin, babasını kaybettiği depremde diğer yaralıların kurtarılması için ilk andan itibaren koşturduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Babamın enkazdan çıkan fotoğrafını bana verdiler. Babamın fotoğrafını alıp vakaya doğru giderken gözyaşı döküyorsunuz illaki. Vakaya gittiğimizde bir şahsın babasının enkazda kaldığını öğrendim. O enkazdan sağ çıktı çok şükür. O babayla oğulun sarılmasını gördüğünüzde kendi acınız hem artıyor hem de azalıyor. Diyorsunuz ki 'İyi ki bu mesleği yapıyorum.' Benim babam ve annem de sağlık emekçisi. Sağlık personeli olmanın ne demek olduğunu ailemden öğrendim."
"Birileri daha yaşayabilecek diyerek seviniyorduk"
Hatay Komuta Kontrol merkezinde görev yapan Sedanur Tay, deprem sırasında nöbetçi olduğunu anlattı.
Depremin ilk anında kaçmadıklarını, dolapların ve diğer eşyaların önüne düştüğünü aktaran Tay, sarsıntının bitmesinin ardından zor da olsa dışarı çıkabildiğini söyledi.
Tay, ailesine ulaşınca rahatladığını ifade ederek, çalıştığı binaya geri döndüğünü ve gelen çok sayıda çağrıyı yanıtlamaya başladığını belirtti.
Depremin hemen ardından görevinin başına döndüğünü kaydeden Tay, "Mobil komuta kurulduğunda orada devam etmeye başladık. Bizim çağrılarımız diğer illere aktarılmaya başladı. O illerden dönüş sağlanmasının ardından uygun ekipleri bölgeye yolladık. Anonslarda ekiplerin enkazların altından yaralılar çıkarıldığında çok mutlu oluyorduk. 'Birileri daha kurtulabilmiş, birileri daha yaşayabilecek.' diyerek seviniyorduk." diye konuştu.
"Nöbete gelirim diye ilk aldığım şey formamdı"
Hatay 112 Komuta Kontrol Merkezi'nde çalışan Ezel Ağtaş ise depreme ailesiyle evde olduğu sırada yakalandığını söyledi.
Depremin ardından sokağa çıktıklarını anlatan Ağtaş, mahallesinde birçok binanın yıkıldığını belirtti.
Ağtaş, günün ağarmasından sonra evine girdiğini ifade ederek, "Nöbete gelirim diye ilk aldığım şey formamdı. Ambulanslar geçiyordu. Birini durdurdum. 'Yardıma ihtiyaç var mı? Ben de gelmek istiyorum.' dedim. 'Hadi o zaman formanı giy, hemen götürelim seni.' dediler. Çünkü İskenderun Lojistik Merkezi'nde tüm gönüllüler ve ambulanslar toplanmıştı." dedi.
Ambulansla seyrettikleri sırada ikinci depremin meydana geldiğini dile getiren Ağtaş, lojistik birimine ulaşmasının ardından ekiplere ayrılarak çalışamaya başladıklarını söyledi.
Gittiği bir vakada ablasının öldüğünü gören biri olduğunu belirten Ağtaş, "Ablasını tespit edebilmek için dövmesi olduğunu söyledi. Beraber dövmesine baktık ve ablası olduğunu öğrendik. Bu beni etkilemişti." diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.