Gazim ne diyor?

Gazim ne diyor?

Devletin terör mağdurları, malul sayılmayan gaziler

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanım

3713 terörle mücadele kanununda değişiklik yapılmasına ve terör örgütlerine karşı verilen mücadelede teröristlerin silahları - delici yanıcı patlayıcı ve kesici silah- ile yaralanmış;  ancak yönetmeliklerden dolayı resmiyette ‘gazi’ sayılmayan, bu güne kadar kurulan hükümetler tarafından, Ak Parti hükümeti de dahil, görmezden gelinen vatan evlatlarımız kahraman Mehmetçiklerimiz ve polislerimiz ile ilgili öncelikle kanun teklifi, yönetmelik, tüzük ya da mevzuatta bir değişiklik yapılmasını, gazi sayılmayan kahraman Mehmetçiklerimizi sevindirmenizi ya da gazilik unvanı verilecek mi ya da verilmeyecek mi açıklamanızı beklemekteyiz.

Bu askerlerimiz, kahraman Mehmetçiklerimiz ve polislerimiz,  Al Bayrak ‘ıngölgesi altında bulunan herkesin güvende olması için rahat bir yatak yüzü görmeden sırtındaki kilolarca ağırlıkta çantası, annesinin, babasının, sevdiğinin, çocuklarının sesini aylarca duymadan, “Acaba teröristin kurşunu ne taraftan gelecek?” korkusunu bir an olsun bile içinden atamadan, dağlarda gezip, nöbet tutup vatanı koruyor. Vatan sevgisi için bölücü terör örgütü mensuplarına dış mihrakların verdiği en modern silah ve teçhizatlarından gelecek kurşunlara göğsünü siper ediyor.

Kimimizin uzuvları eksik, kimimiz vücudundaki şarapnel parçalarının ve kurşunların yarattığı ağrılarla zor bir hayat mücadelesi veriyoruz ve yaşlarımız ilerledikçe daha da zorlu bir yaşama doğru adım atıyoruz.

Bu vatan evladı Mehmetçiklerimizin ve polislerimizin vücutlarındaki mermi ve şarapnel parçalarından dolayı erken kemik erimesine, kana antimon ve arsenik karışmasıyla vücutlarının zehirlenmesine ve her gün ağır ağır ölüme yaklaşmalarına ve erken yaşta bu sebeple gazilerimizin ölmeye başladığını biliyor muydunuz Sayın Başkanım ve yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi?

Elinizdeki telefonlarınızla sosyal medya hesaplarınızdan, şehitlere taziye mesajları yayınlayıp, Türk Bayrağına sarılı tabutuna omuz verip, askeri araca bindireceksiniz. Sonrada mikrofonu eline alan konuşmacılar “Şehitlerimizi andık, Allah hepsinden razı olsun, gani gani rahmet eylesin.” ” Allah şehadetini kabul etsin.” “Son şehidimiz olsun” der ve 40 yıldır bu böyledir.

Sayın Başkanım; Mehmetçiklerimiz ve polislerimiz;  eğer şehit olmasalardı, sadece yaralanmış olsalar ve mermi girip çıksa, şarapneller vücudunun her yerini parçalasa ve uzuv kaybı, sinir kaybı ve his kaybı yaşasa bile 13.07.1953 tarihli ve 4 / 1053 sayılı bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yönetmeliğe göre ve Türk Silahlı Kuvvetleri sağlık yönetmeliğine takılacaklarını ve bu takılma nedeniyle onlara ne olacağını biliyor musunuz?

Hiçbir şey olamayacaklar?

Gazi bile olamayacaklar?

40 yıldır da olamadı bu vatan evlatları şimdi de hepimiz…

Sayın Başkanım;  bir cevap vereceksiniz. Ya Terör örgütleriyle mücadele eden Mehmetçiklerimizin o aldıkları yaralanma ile yüzdeliklerine bakılmadan gazilik onurları verilecek diyeceksiniz.

Ya da “Yıllardır böyle gelir böyle gider.” diyerek hiç gündeme getirmeden görmezden ve duymazdan gelmeye deva mı edeceksiniz?

Bu kervan, kader böyle ey insan

İster ağla, ister yan mı diyeceksiniz?

Malul sayılmayan gaziler olarak bizler de diyoruz ki “Sen sabırlı ol, devran dönecektir. Sana yapılan haksızlıkları Mevla’m görecektir. Ahın yerde kalmaz, bir gün sıra onlarda gelecektir.”

Vallahi bilmem amma bu millet iflah etmez,

Ey Meclis-i Mebusan bu kervan böyle gitmez!

Ne güzel söylemiş şairler diyoruz ve gerçek kelam sahibine bırakıyoruz kalemi.

Sayın Başkanım;  684 sayılı KHK yayınlandı ve bu KHK ile ilgili bakan Numan kurtulmuş “Gaziler arasındaki farklar ortadan kaldırılmıştır. 19.000 kişi bu haklardan yararlanacaktır.” demişti ama hiçbir vatan evladı -ne yazık ki- bu KHK’dan yararlanamadı. Peki, soruyorum 19.000 malul sayılmayan gazi için çıkarılan bu KHK’dan hiçbir malul sayılmayan gazi yararlanmadıysa, kim yararlandı?

675 sayılı KHK sadece 15 Temmuz gazilerini kapsadığı, 15Ttemmuz’dan önce bu memlekette hiç terörle mücadele edilmemiş, hiçbir terör eylemi girişimi ve darbeler yapılmamış gibi malul sayılmayan gazilerin yok sayıldığı bir KHK.  Savunma Bakanı, 15 Temmuz gazileri için akıllara zarar bir cevap veriyor. “15 Temmuz'da sokağa çıkanlar hiçbir hesabı olmayan, vatan sevgisine sahip insanlar. Onlar yararlanalım da gazilik imkânlarından faydalanalım diye sokağa çıkmadılar.” dedi. Bir insanın eğitim ve terbiyesi makam ve mevki sahibi olunca da değişmiyormuş. Malul sayılmayan gazilere ve gazilerimize karşı bu kin, öfke ve nefretini kusan, gazilerimizi ayrıştıran ne yazık ki bu ülkenin bakanı.

Peki, Sayın Başkanım Recep Tayyip Erdoğan;  PKK ile mücadelede yaralananlar gazilik haklarından yararlanmak için o kurşunları bilerek mi yedi?

Ya da toprağa gömülü o mayınlara bilerek mi bastı?

Bundan önce Başbakan, grup toplantısında demişti ki “Gazilerimiz için TSK da bir yönetmelik varmış, bu yakışmaz Türkiye'ye. Kaldırdım hepsini”  

Sayın Başkanım; Başbakan bütün bunları dedi ve malul sayılmayan gazilerimiz faydalandı da bizim mi haberimiz olmadı?

15 Temmuz'da yaralananlar tırnağı bile çizilse dahi gazi sayarım denildi 675 sayılı KHK yayınlandı. O KHK ile 15 Temmuz'da yaralanan herkes “GAZİ SAYILDI”. Tırnağı çizilen bile GAZİ SAYILDI!

Ama ne yazık ki PKK ile mücadele edip yaralanan bir sürü şarapnel parçası ile bugün hayatını devam ettirmeye çalışan insanlar, hala o yönetmeliğe takılıyor ve gazi sayılmıyor.

Gazi olamazsınız diyen devlet yetkilileri, kendi çocuklarının bir parmağına kaç lira değer biçiyor acaba?

Askere almadan önce bu mermi ve şarapnel parçaları ile yaşıyor olsaydık bizleri askere alır mıydınız?

Kahraman Türk askeri ve polislerimiz PKK teröristleri ile çarpışınca görmezden gelinip yok sayıldı. 15 Temmuz’da herkes GAZİ sayıldı. Tırnağı çizilen bile GAZİ sayıldı; ama ne yazık ki PKK ile mücadele edip yaralanan, uzvu kopan, bir sürü şarapnel parçası ile bugün hayatını ağrılarla ilaç bağımlısı bir şekilde devam ettirmeye çalışan Mehmetçiklerimiz hala o yönetmeliğe takılıyor ve  Gazi sayılmıyor.  NEDEN?

 

Kahraman Türk askeri ve polisi için PKK’sı, FETÖ’sü, PYD’si, YPG’si, JPG’si…  Hepsi düşman.

Sayın Başkanım; ben terör mağduru değilim, DEVLET mağduruyum.

Ben Mustafa Kurubacak, 1995’te Kuzey Irak sınır dışı operasyonu Mezi Keryadere çatışmasında ölseydim, ‘KAHRAMAN ŞEHİT’ olacaktım ama şu anda ben hiçbir şeyim. Ben neyim? Ben kimim?

Gazilik unvanı için yıllardır mücadele ediyoruz. Külliye’nin kapısına yaklaştırılmıyoruz. Külliyenin etrafındakiler ve sizin etrafınızdakiler bizlerin size yaklaşmasını istemiyorlar ve her zaman size yalan söylüyorlar. 

Kalp yarası kurşun yarasından daha ağırdır Sayın Başkanım.

Bu vatan evlatları sizler için, ülkemiz için ve üzerinde yaşadığımız bu toprakların geleceği için mücadele eden vatan evlatlarını daha fazla yaralamayalım. Onların yarası hiç kabuk bağlamadı, devlet yetkilileri ve bürokrasi sürekli yaramızı kanattı.

Sayın Başkanım; siz söylediğiniz her sözün arkasında duran söylediğini de yerine getiren  Recep Tayyip Erdoğan’sınız.

Yarın terörle mücadeleden bahsederken, gazi ile şehitlerimizin fedakârca mücadelelerini alnınızın akıyla anlatmak istiyorsanız, bu devlet mağduriyetini ortadan kaldırılmasını, yüzdeliğe bakmadan 23bin malul sayılmayan gazinin gazi sayılmasını ve bundan sonrasında da böyle mağduriyetlerin yaşanmamasını sizden ümit ediyoruz.

Mustafa kurubacak

Yazmaya devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum